Joe Coleman seçti: Gnostik inanç çerçevesinde yazılmış The Thunder, Perfect Mind şiirine bir bakış
“1945’te Mısır’da Nag Hammadi yakınlarında bulunan, Gnostik inancıyla yazılmış ‘The Thunder Perfect Mind’ adlı şiir üzerine bir konu hazırlamanızı istiyorum. Bence bu metin, sanat, edebiyat ve teoloji adına yapılmış en önemli keşiflerden biri.”
Joe Coleman

Yüzyıllar sonra toprağın altından çıkan cevher: The Thunder, Perfect Mind
Giriş yazısı: J. Hakan Dedeoğlu – İllüstrasyon: Merve Atılgan
Mart
2011’de yayımladığımız Bant No: 64’te kapak yaptığımız sanatçı Joe Coleman,
kariyerine başladığı 70’lerden bugüne, incecik fırçası ve büyüteç gözlüğüyle
çıplak gözle görülemeyen ayrıntılarla işlediği muazzam resimler çalışıyor. Ekim
ayında yeni (ve 10 yıl sonra ilk) sergisini New York’ta açacak Coleman’a, bizi
bir kadının ağzından yazılmış, teolojik bir monolog olarak düşünülen The Thunder, Perfect Mind şiiriyle
buluşturduğu için müteşekkiriz.
İkinci Dünya Savaşı’nın son kulvarına girildiği, Hiroshima ve Nagasaki’nin atom
bombasıyla yerle bir edildiği 1945 senesinde Muhammed Al-Samman isimli Mısırlı
çiftçinin sapanı toprakta bir şeye takılır. Al-Samman, savaşın uğramadığı
Mısır’ın Al-Aksur şehrinin yakınlarında çiftçilikle geçinen sade bir
vatandaştır. Sapanın neye takıldığını görmek için elleriyle toprağı eşeler ve
büyük, mühürlenmiş bir toprak küp bulur. Küpün içindeyse insanlığı büyük bir
keşif beklemektedir; 1. veya 2. yüzyılda yazıldıkları tahmin edilen ve
Hıristiyanlığın ilk yıllarına ışık tutan Gnostik inanca ait 52 adet papirüs.
Bazı bilgiler Al-Samman’ın papirüsleri bir süre evinde sakladığını, hatta bir kısmını
ısınmak için yaktığını söylese de çiftçimiz nihayetinde yetkililere gider ve
artık Nag Hammadi Kütüphanesi olarak anılan bu metinler gün yüzüne çıkar.
Al-Samman’ın
papirüsleri bulmasından ve İkinci Dünya Savaşı’ndan muhtemelen 19 yüzyıl önce o
civardaki Aziz Pakomyus manastırının azizlerinin ise başı beladaydı. Hıristiyan
ve tüm dinî dogmalara kafa tutan, bilgi ve sezgi yolunu benimseyen Gnostik
inançla kaleme alınmış metinler kilise tarafından “sapkın” oldukları
gerekçesiyle yasaklanmıştı. Bu, bünyesinde hatırı sayılır miktarda Gnostik
papirüs bulunan Aziz Pakomyus manastırı için tehlike çanları anlamına
geliyordu. Manastırın azizleri kellelerinden olmamak için ellerindeki bu
metinlerden kurtulmaya karar verdiler ve onları yakmak yerine (akıllarına sağlık)
yüzyıllar sonra Al-Samman’ın bulabileceği bir yere, toprağa gömdüler.
Birinin gömmesi ve başka birinin kazmasıyla yüzyıllar sonra keşfedilen bu
metinler neyse ki günümüzde sapkın ve tehlikeli bulunmaktan ziyade hayranlıkla
karşılanıyor. Hıristiyan ve tüm dinî dogmalara kafa tutan, bilgi ve sezgi
yolunu benimseyen Gnostik inancıyla yazılan metinler arasında bulunan bir şiir, The Thunder, Perfect
Mind ise çok farklı bir yere sahip… Satırlarını kendine
hayran bırakarak tekrar tekrar okutan The Thunder, Perfect Mind metninden
alıntılayıp çevirmeye cüret ettiğimiz beş bölüm, Merve Atılgan’ın çizgileri
eşliğinde yeni bir hayat kazandı.

Ben ilkim ve sonum.
Ben şerefliyim ve hakirim.
Ben fahişeyim ve kutsal olanım.
Ben eşim ve bakireyim.
Ben anne ve kız çocuğuyum.

Ben anlaşılamayan sessizliğim.
Sık sık akla düşen düşünceyim.
Ben türlü tınıya sahip sesim.
Birçok farklı görünüme sahip kelimeyim.
Ben kendi adımın dile gelmiş haliyim.

Siz beni inkâr edenler, beni kabullenin.
Siz beni kabullenenler ise beni inkâr edin.
Siz hakkımda doğruları söyleyenler, hakkımda yalan söyleyin.
Siz hakkımda yalan söyleyenler ise hakkımdaki doğruları söyleyin.

Çünkü ben bilgiyim ve cahilliğim.
Ben utancım ve cesaretim.
Ben utanmazım, ben utanç içindeyim.
Ben kudretim ve ben korkuyum.
Ben savaşım ve ben barışım.

Sadakatimden nefret etmeyin ve
Öz irademe karşı sevgi beslemeyin.
Zayıf düştüğümde beni yüzüstü bırakmayın ve
kudretimden korkmayın.
Neden korkumu hor görür,
kibrimi lanetlersiniz?
Ben tüm korkularda varım.
Ben tir tir titremedeki gücüm.
Ben zayıf olanım ve
iyi bir yerdeyim, iyiyim.
Derginin tamamına ulaşmak için buraya tıklamanız yeterli.