Jtamul, Amel ve İstanbul’un kesişen sesleri 

Röportaj: Cem Kayıran - Fotoğraf: Berk Çakmakçı

Umut Özcan ve Sami Baha’nın kurucusu olduğu İstanbul’un yeni plak şirketi Amel, ilk yayınını yaptı. Kendini “Ortak deneyimlerden köklenen Amel; harekete geçiren, dönüştüren ve birleştiren kasıtlı bir eylemdir.” cümlesiyle tanımlayan bağımsız etiket, Jtamul imzalı Oha Yuhhh adlı EP ile faaliyetlerine start verdi. Takibe almakta fayda var, Instagram hesapları burada. Amel’in logo tasarımı da Berk Çakmakçı imzalı.

130-140 BPM dolaylarında gezinen beş kulüp parçasıyla baş döndüren yeni EP’sinde ilhamını İstanbul’da duyduğu seslerden almış Jtamul. UK Bass, Jersey Club, Latin club gibi stilleri, şehrin sokaklarıyla buluşturan Oha Yuhhh’un ardından Jtamul ve Amel’in kapısını çaldık. 


Fotoğraf: Berk Çakmakçı
“Fiziksel bir yakınlık”: Jtamul yanıtlıyor

Son EP’nin üzerinden dört yıl geçti. Üretimin pek durmadığını ama paylaşımların seyrekleştiğini düşünüyorum. Çeşitli toplamalar için yaptığı kayıtları bir kenara bırakırsak tabii. Oha Yuhhh nasıl bir zaman dilimi ve ruh hâlinin ürünü?

Bu aralığın oluşmasında pandemi çok büyük bir etken. Pandemi sonrasında hayatımızdaki birçok şey gibi DJ’liğe ve müzik üretimine yaklaşımım da değişti. Bu değişim kulüp müziğine daha çok yönelmemi sağladı. Kulüp müziğinin folk müzikte de olduğu gibi fiziksel bi yakınlık gerektirmesi dolayısıyla bu tarz müzikler yapmanın daha anlamlı olacağını hissettim.

Oha Yuhhh ile prodüksiyonlarında bazı yeni kapılar açtığını düşünüyorum. Önceki işlerine kıyasla yaşadığın yeri çok daha fazla yansıtıyor parçalar. Bu EP’nin yaratım sürecinde, bir ses işçisi olarak İstanbul’la ilişkin, şehri algılayışın sence nasıl şekillendi?

Bu şehirde yaşıyor olmak ve her türlü zorluklarına burayı rağmen seviyor olmak beni en çok motive eden şey oldu. Sokakta duyduğumuz sesler çok fazla kesişen yere işaret ediyor. Birçok tarz ve global müzik türünden sesleri aslında birlikte duyuyoruz İstanbul’da. Çok derbeder arabesk bir şarkının drill remiksi meşhur oluyor onu dinliyoruz, Demet Akalın sample’lı Jersey Club şarkı duyabiliyoruz, Latin club ritimlerle Halparke karışımını da işitebiliyoruz. Bu kadar olanaklı ve mikslemeye çok açık sesleri duyabiliyor olmamız beni bu türleri karıştırıp kullanmaya ve kendi yorumumu katmaya itti.

Yeni bir oluşumun parçası olmak seni hangi açılardan heyecanlandırıyor? Senin bir plak şirketinde aradığın şeyler neler?

Amel için çok heyecanlıyım ve bundan sonraki süreçte nerelere doğru yol alacağını merakla bekliyorum. Bu EP’de oluşturmak istediğim müzik içinde en doğru yer oldu ve ilk release olması da label’ın nasıl bir yere oturduğunu da gösteriyor bence. Ben yeni ya da alışık olduğumuz şeyleri farklı formlarda görmeyi çok seviyorum. Büyük çoğunlukla müzikte. Amel’in de böyle bir yerde olduğunu düşünüyorum.

Bir plak şirketiyle çalışırken aradığım asıl önemli husus benim kafamda canlandırdığım müzikle benzer dünyalarda olması. Zaten böyle olunca diğer süreçler de kolaylaşıyor. Nasıl ve hangi dinleyici kitlesine ulaşmak gerektiği belli oluyor.


“Sürekli yolda olmak”: Amel (Umut Özcan & Sami Baha) yanıtlıyor

Amel’in tohumları nasıl atıldı? Bir plak şirketi olarak kendinize nasıl bir misyon biçtiniz?

Amel’in tohumlarının atılması aslında ikimiz için de 10 sene öncesine kadar dayanıyor. Bunu hayata geçirmeye karar verişimiz de yaklaşık iki yıl önceydi. Dijital dağıtımın bu kadar bireyselleştiği ve imkânların arttığı bu dönemde geleneksel bir label açma fikrinden hiçbir zaman emin değildik. Misyonumuz aslında değişip dönüşerek sürekli yolda olmak ve hem deneyimlerimizi hem de müzikal zevklerimizi insanlarla buluşturmak.

İkinizin de uzun zamandır sahnenin pek çok farklı katmanında faal olduğunuzu göz önüne alarak, Amel’in lokal müzik sahnesinde nasıl bir boşluğu doldurmasını hayal ediyorsunuz?

Aslında amacımız bir boşluğu doldurmak da değil. Sürekli bir boşluk arama hissinin bizi kendi gerçekliğimizden ve yapmak istediğimiz şeyden biraz uzaklaştıracağını düşünüyoruz. Ama tabii ki Amel bir boşluk doldurursa bu bizi mutlu eder.

İlk yayınınız Jtamul’un harika EP’si Oha Yuhhh oldu. Bu serüvene Jtamul ile başlamaya nasıl karar verdiniz? Gelecek yayınlara dair ipuçları alabilir miyiz?

Jtamul’un Oha Yuhhh EP’si hepimiz için farklı okazyonlarda yaşadığı bazı kolektif hisleri kendi filtresinden geçirerek ortaya çıkardığı bir çalışma oldu. Şarkılardaki hisler bize hiç de uzak değil. Biz de ilk yayınımızda estetik olarak kendimize yakın hissettiğimiz Jtamul ile çalışmaktan heycan duyduk. Gelecek releaseler için müzikal olarak birbirlerinden farklı, fakat hissiyat olarak hepimize yakın ve tanıdık sesler duyabileceğimizi söyleyebiliriz.