Kaan Arslan ve Paptircem, groove banyosu Sen Sorma’yı anlatıyor

Yeni nesil electropop sahnesinin en üretken figürlerinden Kaan Arslan ile hem viral videoları hem de besteleri ve yorumculuğuyla dikkatleri üzerine çeken Paptircem, yeni bir düetle karşımızda. “Sen Sorma”; fiyakalı synth tonları, coşkulu funk enerjisi ve farklı zamanlarda kaydedilmiş 50 kişinin seslerinden oluşan koro partisyonlarıyla ayağa kaldıran, eklemleri esneten bir kayıt. 

Geçtiğimiz haftalarda Can Narin’in yönetmenliğini üstlendiği, metaforik olduğu kadar eğlenceli bir video kliple taçlandırılan parçanın ardındakileri ve üretim pratiklerini konuşmak üzere Kaan Arslan ve Paptircem ile sohbete koyulduk. Yakın gelecek planlarına dair ipuçları da aldık.

Şarkı kendini dinlemek ve derdini anlatabilmekle ilgili. Siz müzikle kendinizi ifade edebileceğinizi ne zaman ve ne şekilde anlamıştınız?

Kaan Arslan: İkimiz için de ayrı başlangıçlar var tabii; ama buna beraber başladığımız gün, birbirimizi tanıdığımız gün diyebiliriz. O iletişim, o ifade şekli müzikle beraber ânında var olmuştu. Tanıştığımız günün akşamında bile bir grup arkadaş eve gidip doğaçlama müzik yaptığımızı hatırlıyoruz. Kendimizi ifade etme şekline dönüşmesi bunun üzerine çok sürmedi.

Paptircem: Ben ilk kez çok büyük bir kalp kırıklığı yaşadığımda; daha önce dinlediğim şarkıların anlamının bir anda büyümesiyle ilk kez müziğin bambaşka bir anlamı olduğunu fark ettim. O günden beri de kendi dertlerimi üç dakikalık kısacık bir sürede anlatabilmenin hayalini kuruyorum. Buraya yaklaştığımızı görmek çok mutluluk verici.  

“Sen Sorma”da yaklaşık 50 kişinin sesiyle hazırlanmış kalabalık bir koro duyuyoruz. Parçanın prodüksiyon süreci, önceki yayınlarınıza kıyasla hangi açılardan farklılaşan bir deneyimdi?

Şarkının hazırlık sürecinde demo versiyonunu eve gelen arkadaşlarımıza dinletirken, şarkının koro bölümü için her dinlettiğimiz arkadaş grubumuzdan bir de ses kaydı aldık. Şarkının aslında her birimizin derdini anlatıyor olması hissini tamamlayan bir dinamik oldu bu detay, hep bir ağızdan aynı derdi yanıyormuşuz gibiydi. Paprika isimli funk cover grubumuzla bu şarkıyı daha çıkmadan önce çalıyorduk ve orada tüm seyircilerle birlikte hep bir ağızdan söylemek çok keyifliydi. Aslında başlangıcı burasıydı. 

Kaan Arslan ve Paptircem’in müzikal evrenleri hangi ortak paydalarda buluşuyor? Bir arada üretmeyi sizin için çekici kılan unsurlar neler?

O ortak payda epey büyük. Müzik zevkimiz ve müziğe bakışımız birbirimize acayip benziyor. Hatta biz daha tanışmıyorken, ayrı ayrı ortamlarda açtığımız müziklerden dolayı, etrafımızdaki insanlar “Senin kesin Sena’yla / Kaan’la tanışman lazım.” diyorlardı. Nihayet tanıştığımızda da o kadar fazla ortak şey döküldü ki masaya, daha tanıştığımız ilk gün Kaan’a geçip müzik yapmaya başladık. Bir arada üretmeyi çekici kılan en büyük şeylerden biri bu. Bir diğeri de bu kadar benzerken bestelerimize bambaşka açılardan yaklaşabiliyor olmamız. Gün sonunda ortaya ikimizin de şaşırdığı şeyler çıkıyor mutlaka.

“Sen Sorma”nın Can Narin yönetmenliğinde çekilen seyir zevki yüksek bir klibi de var. “Türkiye’nin bir simülasyonu” olarak tanıttığınız video nasıl şekillendi? Neleri katacağınıza nasıl karar verdiniz? 

Paptircem: Aslında ben Dükkan Production’a bu klip için ilk başta tamamen rastgele bir sürü absürt görüntünün hızlı hızlı girip çıktığı, üzerine çok düşünülmemiş ve salaş görünecek bir fikirle gitmiştim. Ama onlar bu fikri o kadar güzel işledi ki bu rastgeleliği gerçekten inanılmaz düşünülmüş ince detaylarla çalışmaya başladılar. Bu fikirlerden bir tanesi de “Sen Sorma Pidesi”ydi. Bu fikir bende “O zaman Türkiye’deki absürt sembollerden mi gitsek?” fikrini canlandırdı ve tüm bu sembolleri bu minvalde eritmeye başladık. Sarı mikrofonlu sokak röportajları, influencerlar, otorite figürü olarak ajanlar, eğlence figürü olarak hippiler, dünya yansa oturup izleyecek astronotlar… Klibimize 20 tane yakın arkadaşımız eşlik etti; bize unutulmaz bir gün ve anı bıraktılar. Böyle hayallerle yola çıkıp onların gerçekleştiğini görmek inanılmaz gerçekten. 

2022 takviminizde neler var? Başka ortaklıklar, sürprizler beklemeli miyiz?

Bir süre düet görünmüyor takvimlerimizde, ancak zaten bireysel şarkılarımızın hepsinde birbirimizin izlerine rastlamak kaçınılmaz. Kaan’ın yeni şarkısı “Yalnızlığıma” 19 Ağustos’ta yayında olacak. Sena’nın da hâlâ ismi belli olmayan yeni bir teklisi, eylül ortalarında sizlerle. Bunun dışında İzmir’in kurtuluşu için bir sürpriz sizi bekliyor. Umarız hepsini seve seve dinlersiniz!

Röportaj: Güven Yalın