Bütün mümkünlerin kıyısında: Karanlıkta Yüzmek
Yazı: Korcan Derinsu
Polonya’dan Almanya’ya göçmüş bir aileden gelen Tomasz Jedrowski’nin 2021’de Polari İlk Roman Ödülü adayı olan Karanlıkta Yüzmek romanı saklı ilişkilerin iç yüzlerini tüm insani ve dramatik yönleriyle ortaya koyuyor. Melek Memiş çevirisi ve İthaki Yayınları etiketi ile Türkçede yayımlanan Karanlıkta Yüzmek, özgürlük ve aşk hakkında düşündürücü bir ilk kitap.
Ne hakkında? Hikâye ne?
1980’lerin başında doktora yapmak için Polonya’dan New York’a göçen Ludwik, Polonya’da sıkıyönetimin ilan edildiğini öğrendikten sonra geçmişe doğru bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk Ludwik’e yarım kalmış bir aşk hikâyesini ve onun başrolü olan Janusz’u hatırlatacaktır.
Zaman dilimi ve mekân
1980’ler başı.
Wroclaw & Varşova; Polonya
Okumadan önce bilmemiz gerekenler
*Karanlıkta Yüzmek, aslen avukat olan Thomas Jedrowski’nin ilk romanı.
*18 dile çevrilen romanın en büyük ilham kaynakların biri, metinde de önemli yer tutan James Baldwin’in Giovanni’nin Odası romanı.
*2023 yılında operaya uyarlanan romanın hayranlarından birisi de Dua Lipa. Service95 isimli kitap kulübü için Karanlıkta Yüzmek’i seçen Dua Lipa’nın yazar Thomas Jedrowski ile yaptığı bir söyleşi de mevcut. Merak edenler için işte burada.
Kitaba dair en çok neyi sevdin?
Karanlıkta Yüzmek yarım kalmış bir aşkı Polonya’nın yakın tarihi üzerinden anlatıyor. Böylece hem ülkeye dair genel bir şey söylerken hem de bireylerin hikâyesine yakından bakıyor. Kurulan bu katmanlı yapı romanın en güçlü yanı kesinlikle. En çok bunu sevdim.
Yazıma dair neler söyleyebilirsin?
Thomas Jedrowski’nin hem içli hem derin hem de bir yandan soğukkanlı bir anlatımı var. Bu da hikâyenin bir drama sağanağına dönmesini engelliyor. Evet, anlatılan hikâye çok dramatik ve buruk ama bu gözümüze gözümüze sokulmuyor. Tabii ki güzelliğinin farkında olan cümleler, tasvirler var, yok değil ama hepsi hikâyeyle uyumlu olduğu için sırıtmıyorlar.
Kısa sürede sürüklenerek mi okudun? Yoksa biraz sürünerek mi?
Karanlıkta Yüzmek, sonuna dair bir merak olmasa da kendini merakla okutan metinlerden. Ben de bu yüzden tamamını bir buçuk günde okudum.
Çok etkilendiğin / dönüp tekrar okuduğun bölüm(ler) oldu mu?
Ludwik’in kendi ağzından içinde bulunduğu duygu durumuna dair yaptığı yorumlar var. Hemen hepsi de hikâyenin açtığı yaralara tuz döken türden tespitler. Onları tekrar okudum.
Kitap, modunu nasıl etkiledi?
Baskıcı rejimler nerede olurlarsa olsunlar aslında hep aynılar. İnsana yaklaşımları da şiddet yöntemleri de hep aynı. Polonya’nın 80’lerde yaşadığının benzerlerini Türkiye de yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği için ister istemez bir ufak iç sıkıntısı peydah oldu. Romanın kendisi de hikâye olarak “sızı” bırakan türden olduğu için hafif üzgün, hafif düşünceli bir hâldeydim bitirince. Fakat ilginç şekilde, sonra sonra romanı düşündükçe bu hâl gitti, yerine “her şeye rağmen iyi ki hayat devam ediyor” kafası geldi. Bu da romanın bir başka güzel yönü sanırım.
Okurken hiç Google’ladığın şeyler oldu mu?
Romanı okurken yakın dönem Polonya tarihine dair fazla bir şey bilmediğimi fark ettim. Aslında yazarın çizdiği genel resim, kaba hatlarıyla ülkenin nasıl bir hâlde olduğuna dair fikir veriyor ama fazla bilgi göz çıkarmaz dedim ve ufak bir araştırma yaptım.
Kitabın ismi hakkında ne düşünüyorsun?
Doğrudan değil de çağrışıma dayalı isimleri çok seviyorum. Karanlıkta Yüzmek de tam böyle: Hem merak uyandırıyor hem romanı açık etmiyor hem de şiirsel bir yanı var. Üstelik metindeki önemli bir kırılma noktasına da atıfta bulunuyor. E daha ne olsun zaten? Çok şahane bir isim tercihi özetle.
Bu kitabı seven şunları da sever
Romana ilhamını veren James Baldwin’in Giovanni’nin Odası romanını anmışken bir başka Baldwin şaheseri Bir Başka Ülke romanını anmamak olmaz.
Filmle birlikte iyice bilinir hâle gelen, kuir edebiyatın öne çıkan eserlerinden André Aciman’ın Adınla Çağır Beni ve onun devam romanı Bul Beni iyi seçenekler olabilir.
Henüz Türkçeye çevrilmeseler de 80’ler Bulgaristan’ında geçen Garth Greenwell’den What Belongs to You ile Alice Winn’den In Memoriam da bu romanı seven herkesin seveceği romanlar.
Yazara bir soru soracak olsan bu soru ne olurdu?
Dua Lipa merak ettiğim her şeyi kendisine sorduğu için, Dua Lipa’yla konuşmak nasıldı onu sorayım bari. Tabii bu kadar şanslı olmak nasıl hissettiriyor bir de bunu ekleyeyim. Kıskanmak mı? Hayır hayır, alakası yok!