Kim Ki-duk (1960-2020)

Şüphesiz ki hayal edebilmenin, bir hayal için çaba göstermenin en iyi motivasyonlarından biri, başarılı olmuş insanların hayat öyküsünü dinlemek. Bir taşra köyünde doğan, maddi yetersizlikler yüzünden okulunu bırakmak zorunda kalan, hiçbir zaman sinema eğitimi almamış ama zamanla yaşayan en önemli sinemacılar arasına katılmış Güney Koreli yönetmen Kim Ki-duk, bunlardan biriydi işte. Fransa’ya gittiği 30’lu yaşlarına kadar bir sinema salonuna adım atmamıştı bile. Harika filmler yaratmak için elzem olanın üniversitede film tarihi okumak veya teknik öğrenmek değil, insanları ve hayatlarını anlayabilmek olduğunu düşünüyordu.

Kim Ki-duk’un geçtiğimiz haftalarda Letonya’ya gittiğini ve COVID-19 komplikasyonları nedeniyle aynı topraklarda hayatını kaybettiğini öğrendik. Kendisi, yedinci sanata katkılarıyla olduğu kadar cinsel şiddet geçmişiyle de hafızalarda. 

Sustukça konuşan karakterler galerisi

Deneyimsiz ve eğitimsiz bir şekilde sinema endüstrisine girse de ezberleri bozup kendi sinema dilini yarattı Kim Ki-duk. Filmlerini yalnızca yazıp çekmiyordu, gerektiğinde kurgusuna ve sinematografisine de el atmaktaydı. Seçimlerimizin ve davranışlarımızın sonuçları üzerine kafa yoruyor, alışık olmadığımız bir görsel dünya yaratıyordu. Sustukça çok şey söyleyen, kendilerini kelimelerden ziyade sessizlikle ifade eden karakterler vardı filmografisinde. Sinemanın görsel bir sanat; imgeler ve göstergeler pratiği olduğunu hiçbir zaman unutmuyordu.

Pieta ile Altın Aslan kazandığı Venedik Film Festivali’nde beş sene yer almış, Samaria ile Berlin’de Altın Ayı’yı kucaklamıştı. Soom ile Altın Palmiye için yarışmış, 2011 yılında Cannes’da Belirli Bir Bakış ödülüne Arrigang ile sahip olmuştu. Hae anseon ile Karlovy Vary’de üç, Bom Yeoareum Gaeul Gyeoul Geurigo Bom ile Locarno’da dört ödülü evine götürdü. Chicago, Dubai, San Sebastián, Tallinn, Moskova gibi festivallerde de yer aldığını belirtmek gerek. Kim Ki-duk uluslararası arenada Güney Kore’nin en tanınmış, en başarılı sinemacılarından biriydi.

Oldukça üretken bir sanatçıydı, neredeyse her sene bir projeyle çıktı karşımıza. İyi filmlerin parayla değil, tutkuyla yapıldığını sıklıkla belirtmekteydi. Chan-wook Park veya Bong Joon Ho gibi sinemacılardan farklı olarak ana akıma işler yapmayı reddetti ve filmografisini tutarlı bir şekilde genişletmeyi seçti. Bu yönünü “Onlar kendilerini başka bir şeye dönüştürülebilirler ama ben yapamam. Seyircilerimle orta yol bulma yeteneğim yok, bunu çok iyi biliyorum. Filmlerimin hiçbirinde yoktu” cümleleriyle ifade ediyordu.

Şiddet, cinsel saldırı ve cinsel taciz geçmişi

İyi bir sanatçı, iyi bir insan olmuyor her zaman. Kim Ki-duk’un adını andığımızda yalnızca yazar ve yönetmen kimliklerinden değil, son yıllarda öğrendiğimiz taciz ve tecavüz skandallarından da bahsetmemiz zaruri. 2018’de Time’s Up ile #MeToo gibi değerli hareketlerin yankıları tüm dünyada olduğu gibi Güney Kore sinema sektöründe de hissedildi. Birçok kadın Kim Ki-duk tarafından cinsel saldırı ve cinsel tacize maruz kaldığını açıkladı, bazıları hukuki süreç de başlattı.

İsmini açıklamayan bir oyuncu, onunla çalıştığı bir filmin ön prodüksiyon sürecinde defalarca taciz ve tecavüze maruz kaldığını açıklamış, bir takım vaatler karşılığında cinsel ilişki teklifi aldığını belirtmişti. Üstelik tecavüz vakasına Cho Jae-hyun isimli erkek oyuncu da karışmıştı. Aktör bu açıklamaların ardından iddiaları doğruladı ve sinema sektörünü tamamen bıraktığını açıkladı. Kim Ki-duk cephesinde suçlamalar kabul edilmedi. İsmini gizli tutan kişi projenin ardından oyunculuk kariyerini sonlandırmış ve psikolojik destek almaya karar vermişti.

Başka bir kadın oyuncu ise Kim’in senaryoda olmayan bir seks sahnesini çekmesi için kendisini zorladığını, kabul etmediğinde ise fiziksel şiddete maruz kaldığını açıklamıştı. Yönetmen “Bana güvenmeyen biriyle çalışamam.” diyerek oyuncuyu setten kovmuş. 2013 yapımı Moebius filminin çekimlerinde gerçekleşen bu olay mahkemeye de taşınsa da, Kim Ki-duk’un nüfuzundan korkan birçok kişi konuşmaktan kaçınmış. Yönetmen iddiaları reddetse de davayı kaybetmiş ve geçen ay temyiz başvurusunda bulunmuştu.

Yazı: Merdan Çaba Geçer