Kıyı Müzik seçti: Unutulmaz 10 dizi sahnesi ve onlara eşlik etmiş şarkılar

Sıkı seçkilere yer verdiği radyosu, detaylı albüm inceleyen ve müzik gündemini takip eden platformuyla Kıyı Müzik, yeni keşifler yapmaya meraklı kulakların uğrak duraklarından biri. Evrim Cantimur’un tek başına çıktığı yolda genişleyen yazar / editör / programcı kadrosuyla nitelikli üretim ve yayıncılığını aralıksız olarak sürdürüyor Kıyı Müzik. Takipte kalın!

Kıyı Müzik editörü ve künyede yazdığına göre “Kıyı’nın eli-kolu” olan Deniz Ekim Tilif’ten bizi müzikli bir yolculuğa çıkarmasını istedik. Ağırlıklı olarak yakın dönemden, hafızalara işlemiş dizi sahnelerine eşlik eden 10 şarkı için söz Ekim’de.

Otis Redding – I’ve Been Loving You Too Long
(Twin Peaks: The Return, “Part 15”)

“David Lynch’in en özel işlerinden Twin Peaks’in karanlık, gerçeküstü ve gizemlerle dolu son sezonunda gerçek anlamda nefes alabildiğimiz, yürek ısıtan sayılı anlardan biri, iki eski âşık Ed ile Norma’nın yıllar sonra mutluluğa kavuşmaları şüphesiz. Otis Redding’in coşku dolu soul müzik enerjisiyle pekişen sahne, hâlihazırda sayısız unutulmaz sahne barındıran bir dizide ayrıksı iyimserliğiyle gerçek bir lütuf haline geliyor.”

Anna Calvi & David Byrne – Strange Weather
(Normal People, Bölüm 11)

“Marianne ile Connell’ınki yarım kalmış bir hikâye. İletişimsizliğin yıkıma yol açtığı ilişki geçmişlerinin gölgesi, bazen ayan beyan önlerine çıkıyor, bazen de sinsice peşlerinden geliyor. Birbirlerinin kollarına dönmelerinin üstünden çok vakit geçmemişken Marianne’i istismarcı ailesinin elinden kurtaran Connell, ona bu defa yanında kalacağının sözünü veriyor. Geçmişe ait nice burukluk ve kırgınlık, bu defa ‘Strange Weather’ eşliğinde, içinde karanlığın ötesini gören taptaze bir umut taşıyor.”

Simon & Garfunkel – Homeward Bound
(The Leftovers, “I Live Here Now”)

“Huzursuz bir rüyaya hapsolduğunuzda acilen uyanmak istersiniz. Justin Theroux’nun canlandırdığı The Leftovers kahramanı Kevin, kaderini takip ederek düştüğü bir rüyadan ruhunu ortaya koyduğu bir karaoke performansıyla uyanıyor. Kafa karışıklığı, bıkmışlık ve yorgunluğun hüküm sürdüğü bir an, Simon & Garfunkel’ın ‘evin yolunu arayan’ şarkı sözleriyle gücüne güç katıp devleşiyor; benzersiz bir sahne de böylelikle doğuyor.”

Tom Jones – Not Responsible
(Şahsiyet, Bölüm 1)

“Alzheimer hastalığından muzdarip Agâh Beyoğlu’nun yaşadığı karakter dönüşümünün ilk aşaması, manidar sözlere sahip bu Tom Jones şarkısıyla belgeleniyor: ‘Şimdi sana bir şey sorayım: Hiç yaptığın şeylerden sorumlu olmadığını hissettin mi?’ Artık belleğinin yükü altında ezilmeyeceğini fark eden Beyoğlu, dizinin gidişatını belirleyecek planlarını uygulamadan evvel evinde bu şarkı eşliğinde dans ediyor.”

Michelle Branch & Patrick Carvey – A Horse With No Name
(Bojack Horseman, “The Old Sugarman Place”)

“Çevresindeki herkesi zehirleyen bir karakteri olduğuna ikna olan Bojack Horseman’ı üçüncü sezon finalinde alıp başını uzaklara giderken görüyoruz. İki bölüm sonra yeniden ortaya çıktığında hâlâ yollarda, hâlâ kendisiyle ne yapacağını bilemez halde, fonda ise America şarkısı ‘A Horse with No Name’in sonradan diziyle özdeşleşecek yorumu çalıyor. Bojack’in yaşadığı yoğun bunalım, bu şarkının rehberliğinde kendisini çocukluğunun bir kısmının geçtiği eve götürüyor.”

Siouxsie Sioux & Brian Reitzell – Love Crime
(Hannibal, “The Wrath of the Lamb”)

“Seri katil Hannibal Lecter ile onun peşindeki Will Graham’ın bir kedi fare oyununu andıran ancak içinde homoerotik gerilimler de barındıran ilişkisi, iki zihnin birbirini en iyi anladığı ve uzlaştığı anda büyük finalle buluşuyor. Siouxsie Sioux’nun buğulu, gotik vokal performansı lanetli bir aşkı tasvir ederken bir falezin tepesinden kıyıya vuran dalgaları izlerken buluyoruz kendimizi.”

Alabama Shakes – This Feeling
(Fleabag, 2. Sezon Bölüm 6)

“Fleabag ile Rahip’in yolları ayrılırken izleyiciler olarak hepimiz yolun sonuna geldiğimizi hissediyoruz. Sadece ikili arasındaki ilişkinin değil, Fleabag ile olan yolculuğumuzun da sona erdiğini Phoebe Waller-Bridge’in eşsiz bakışları anlatıyor. Bize son bir kez dönüp başını iki yana sallayan Fleabag, yavaş yavaş yanımızdan uzaklaşırken Alabama Shakes’e kulak veriyor, tanıyıp bir dost gibi sevdiğimiz karakterin arkasından bakakalıyoruz.”

Sia – Breathe Me
(Six Feet Under, “Everyone’s Waiting”)

Six Feet Under bu listedeki en eski dizi, bu nedenle buraya eklemem hile sayılabilir. Ancak finali 15 yıl sonra bile tazeliğini koruyor, tekrar açıp izledikçe hâlâ ilk günkü etkiyi yaratabiliyor. Yaşam ve ölüm temaları ekseninde kurulu bir diziye yaraşır, izleyeni duygulara sevk eden final montajını Sia’nın ‘Breathe Me’si eşliğinde izliyoruz. Sevdiğimiz karakterlerin hayatları bir film şeridi misâli önümüzde akıp gidiyor, gözlere yaş getiren bir vedalaşma sekansı içinde buluyoruz kendimizi.”

M83 – Outro
(Mr Robot, “Hello Elliott”)

“Rami Malek’in eşsiz performansıyla izlediğimiz Elliott Alderson’ın yolculuğu henüz geçtiğimiz sene sona erdiyse de Mr Robot şimdiden televizyon tarihinin saygıdeğer kült yapımları arasında anılmaya başlandı. Hayli olaylı ve sürprizlere gebe final bölümünün son dakikaları ise diziyi biraz daha ötelere itelemeye müsait görünüyor. M83’nin ‘Outro’su ve harika kadrajlarla şekillenen bu final hakkında önceden ne kadar az bilgi sahibi olursanız o kadar iyi.”

Love – Alone Again Or
(Russian Doll, “Ariadne”)

“Bilmediği bir sebepten dolayı aynı günü tekrar tekrar yaşayan Nadia’nın kara mizah yüklü hikâyesini anlatan Russian Doll, birinci sezon finalini coşku ve umut dolu bir sahneyle sonlandırdı. Sokaktan geçen bir bandoyla güçlerini birleştiren karakterlerimiz, Love’ın ‘Alone Again Or’u eşliğinde yürüyüşlerini sürdürürken içimizde bir şeyler kıpırdanıyor, onların geleceğe dönük umutlarını paylaşıyoruz sanki.”