Lyon’u bir günde gezeceğiniz tutarsa yapmanız gereken 10 şey
Bir gün olur da Lyon’u çok kısa bir sürede şipşak gezmeniz gerekirse bu listedekiler aklınızda bulunsun. Üstüne de yeterince hızlı yürürseniz tam bir günde, kabataslak da olsa bütün şehri turlamak mümkün.
-Lyon’a adım atar atmaz Place Bellecour meydanına gidin. Kral Louis XIV atının üstünde meydana girenleri kolaçan ederken dev mavi dönme dolap da kralın ciddiliğini yumuşatıp şehre bir tebessüm katıyor. Şehri o kadar da hızlı gezmeniz gerekmezse, dönme dolabı bir de akşam ışıkları yanınca görmeli.
-Geziniz pazar gününe denk gelirse Saone nehri kenarında açılan markete gidin. Koca koca kalıplardaki Fransız peynirlerinden tadıp en lezzetlisi en küflüsünden 200 gram alın.
-Fünikiler ile Fourvière tepesinde bulunan Basilique Notre Dame de Fourvière’e çıkın. Lyon’u panoramik izleyebileceğiniz bir alana sahip olan kilise adeta Lyon’un Sacré-Cœur’ü. Bazilikanın en ilginç yanı biri kısmen sade diğeri oldukça şatafatlı üst üste iki kiliseden oluşması.
-Yine Fourvière tepesindeki Roma antik amfitiyatrosuna gidin.
-Basilique Notre Dame de Fourvière’dan aşağı indikten sonra St. Jean kilisesini gezin. Ardından Rue St Jean sokağından girip Lyon’un daracık sokaklarında gezinin. Sokakta krep satan arabalardan birinde kısa bir mola verip çikolatalı krep yemek zorundasınız!
-Aynı sokakta gezinirken sağınızda karşınıza çıkacak olan Le Comptoir de Mathilde adındaki çikolata mağazasından bir kavanoz “Crème de Spéculoos” alın. Yeryüzünde nutella’nın yerini alabilecek yegane şey varsa o da budur.
-Le Tasse Livre adında mağara-kütüphane-cafede bir sıcak çikolata için.
-Hele de bahar veya yaz aylarında Lyon’daysanız Parc de la Tête d’Or’a gidin. Bu rengarenk ve huzur dolu park sadece bir günlük bir geziye sığmayabilir ama Lyon’da bir gün daha geçirmek için iyi bir neden olabilir.
-Alışveriş yapasınız tutarsa Lyon’un en ünlü alışveriş caddesi Rue de La République’e gidebilirsiniz.
-Yorgunluğunuzu atmak için şipşap gezinizi The Smoking Dog Pub’da sonlandırın.
Genellikle bir nehrin etrafına kurulmuş, arabaların girmediği dar sokaklardan ve kısmen küçük yapılardan oluşan Avrupa şehirlerini gezmenin hele de bir kaç tecrübeden sonra çok kolay olmasına sevinerek biranızı yudumlayın.
Yazı ve fotoğraflar: Aycan Taşyürek