Marjinlerden: Damian Michaels

“Outsider Art” olarak tanımlanan; sanat kültürü, endüstrisi ve kurumlarının dışında kalan, çoğunlukla sanatçının resmi bir eğitime dayanmadan kendi kendine öğreterek yarattığı çalışmalardan oluşan alanın nev-i şahsına münhasır isimlerinde bu haftaki konuğumuz Damian Michaels.

1969 Virginia doğumlu Damian Michaels çocukluğunu babasının mesleği dolayısıyla şehirden şehre gezerek geçirdi. 8 yaşında, 1970’lerin ortasında yerleştikleri San Fransisco Bay Area’da yaşarken, büyük annesinin evinin bahçesinde ilk defa bir ‘‘görüi’’ yaşadı. Hem arkasında hem de vücudunda bir varlık hisseden Michaels, kuzeni Annie’nin sesini duyduğunu, kendisine onu çok sevdiğini ve sonsuza kadar onunla olacağını söylediğini ifade eden Michaels koşarak geri girdiği evde büyük annesini telefonda Annie’nin ölüm haberini alırken buldu.

Çocukluğunun büyük bir kısmında psişik deneyimler yaşamaya devam eden Michaels, aslında çok ruhani biri olmasa da, insanların fiziksel algılarından çok daha ötesine erişimleri olduğuna inanıyor. Özellikle çocukların zamanla hayata duyarsızlaşan yetişkinlere göre algılarının daha açık olduğuna inanan Michaels, aklından çıkaramadığı görülerini resmediyor. Michaels çoğunlukla uğursuz bir hisse ve karanlık bir atmosfere sahip, ancak bir o kadar da büyüleyici ve çekici bir rüya alemine açılan çizimlerinin zihninde canlanan görülerin bir izdüşümü olduğuna; bir sanatçı olarak kendisine ait değil, kendisini bir kanal olarak kullanan ‘‘mesajları’’ aktardığına inanıyor.