Megalopolis çizgi romanı da yaklaşıyor

Yazı: Melis Tire

Francis Ford Coppola’nın gerçek olması yaklaşık 50 yıl süren tutku projesi Megalopolis, geçtiğimiz haftalarda Cannes Film Festivali’nin ana yarışmasında prömiyerini gerçekleştirdi. Sonbaharda vizyona girecek filmin çizgi roman uyarlaması da yolda. Hatta sayfaları artık hazır!

2021’den bu yana devam eden Newburn serisinde Chip Zdarsky ile çalışan çizer Jacob Phillips, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda Megalopolis çizgi romanının son sayfasını çizdiğini duyurdu. Henüz filmi izlemediğini vurgulayan Phillips, Coppola’nın senaryosu ve film için hazırlanan konsept tasarımlardan yola çıkarak çizgi romanı hazırladıklarını ifade etmiş. Aralık 2022’den itibaren aralıklı olarak çizerek 148 sayfalık kitabı tamamlamış. 

Megalopolis çizgi romanı, Phillips’in de pek çok işinin evi olan Image Comics etiketiyle yayımlanacak. Yazar; popüler seri Zombies vs. Robots’un yaratıcısı, IDW Publishing’in eski yayın yönetmeni Chris Ryall. Süreçte Francis Ford Coppola da danışman olarak eşlik etmiş kendisine. Francis Ford Coppola’yla film setinde vakit geçirip proje üzerinde çalışan Ryall, yönetmenin çocukken sevdiği çizgi romanlardan da bahsettiklerini ve Coppola’nın bu projenin kendine özgü bağımsız bir hikâye olması konusunda destekleyici bir tavır sergilediğini söylüyor.

Henüz çizgi romanın yayın tarihi açıklanmış değil ama filmin ABD’de vizyona gireceği 27 Eylül’e yakın bir zamanda raflarda olacağını tahmin ediyoruz.

Melikşah Altuntaş’ın Megalopolis izlenimleri

Adam Driver, Giancarlo Esposito, Nathalie Emmanuel, Aubrey Plaza, Shia LaBeouf, Jon Voight, Laurence Fishburne, Talia Shire, Jason Schwartzman, Kathryn Hunter, Grace VanderWaal ve Dustin Hoffman diye uzayan çılgın oyuncu kadrosuyla; günümüzün New York’unu, Antik Roma sonrası kurulan imparatorluğun “modern” şehrine dönüştüren Megalopolis filmini Cannes’da izleyen Melikşah Altuntaş kaleme aldığı ilk izlenim değerlendirmesinde şu yorumu yapmıştı: 

“Tek seferde sindirmesi ve her detayına hâkim olunması hayli zor filmin kurgusu da gerçek bir delilik gösterisi. Coppola’nın yüzlerce kez değişmiş olan senaryo kurgusu da bir o kadar oyuncaklı. Coppola filmin bir sinemasal etkinlik olduğuna bizleri öylesine ikna etmeye çalışıyor ki izleme tecrübesine Cannes’daki tüm gösterimlerinde şahit olduğumuz sürpriz bir teatral deneyim dahi eklenmiş. Coppola’nın bu tecrübeyle ilgili filmin Cannes sonrasındaki gösterimlerinde ne gibi bir hazırlık içinde olduğunu bilmediğim için bu sürprizi bozmamak en iyisi olacak gibi ancak yönetmenin, sinema sanatını devasa bir rüya makinesi olarak görmesi, 2024 yılında dahi seyircisini bu büyüye ortak eden bir numara çekmesi takdire şayan.”

Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.