Molly Crabapple seçti : Kuir, feminist ve yaratıcı Porto Riko protestolarından bir kesit

“Bu yaz Porto Riko’da gerçekleşen protestolara dair bir konu yaparsanız harika olur. Dünyada bu derecede muhteşem, kuir, feminist, seksi, drag/müzik/dans dolu protesto az gerçekleşir ve bu protestolar sayesinde gerçekten korkunç bir valiyi istifaya zorladılar. Eminim dünyanın öbür tarafındaki insanların bu başarılarına dair bir şeyler söylemeleri Porto Rikoluların da çok hoşuna gidecektir.”
Molly Crabapple

Tanıdık bir ayaklanma, umut dolu bir sonuç: 2019 Porto Riko olayları

Yazı: Yetkin Nural

New Yok menşeli illüstratör Molly Crabapple ile Suriyeli mülteci çocuklar için Antakya yakınlarında bir sığınma merkezinde inşa edilen bir okulun duvarlarına yaptığı harika resimlerin fotoğraflarını Twitter’da paylaşması üzerine tanışmıştık. Hem daha sonrasında yaptığımız röportajda, hem de Suriye mültecileri ile yaptığı iş birlikleri için sık sık geldiği İstanbul’daki diğer görüşmelerimiz bize öğretti ki, dünyada nerede bir azınlık başkaldırısı, bir halk ayaklanması veya çetin bir politik mücadele var, Molly’nin gözü de orada. Dolayısıyla kendisine özel sayımız için bir konu seçmesini istediğimizde Porto Riko’daki protestoları işlememizi istemesine hiç şaşırmadık. Şaşırmak bir kenara, konuyu inceledikçe aslında epey mutlu olduk. Zira Porto Riko protestoları, bize de oldukça tanıdık, üstelik -kısmen de olsa- bir zaferle sonuçlanıyor.

Porto Riko’da neler oldu?
Her ne kadar global dünyanın uzak köşelerinden haber almak artık epey kolaylaşmış olsa da, Türkiye’nin yoğun gündemi ve bu gündemin yorgunluğu dünyanın geri kalanındaki mücadelelerin dikkatimizi çekmesini zorlaştırabiliyor. O nedenle henüz haberi olmayan veya detayları merak edenler için toparlayıcı bir özet geçelim:

2016 seçimlerinden sonra, 2017 yılından beri Porto Riko adasının valisi olarak görev yapan Ricardo Rosselló, 2017 tarihli Maria Kasırgası’na karşı alınan yetersiz önlemler, adanın içinde bulunduğu borç çukuru ve siyasetin elit tabakasındaki yozlaşma nedeniyle görevinin başlangıcından itibaren halkın hedefine yerleşmişti. Ancak bardağı taşıran damla, 11 Temmuz’da basına sızdırılan, Rosselló’nun üst tabaka hükümet ve parti yetkilileri ile iletişim kurduğu Telegram uygulaması üzerinden yazdığı çeşitli homofobik ve misojinist mesajlar oldu. Ortaya dökülen neredeyse 900 sayfalık yazışmalarda Rosselló ve hükümet yetkililerinin muhalefet yapan çeşitli gazeteci, sanatçı ve sivil toplum kuruluşu üyesi hakkında oldukça aşağılayıcı ve nefret dolu söylemlerinin yanı sıra Maria Kasırgası kurbanlarıyla dalga geçen ve “inekleri fırtınadan arda kalan cesetlerle beslemeye” kadar varan mide bulandırıcı mesajlar da söz konusuydu. Üstelik Rosselló ve ataerkil siyasi kumpanyası sadece bu aşağılamalarla kalmıyor, aynı konuşmalarda söz konusu kişileri karalamak için çeşitli stratejiler kurarak, medyayı nasıl kullanacaklarından bahsediyorlardı. Epey tanıdık geliyor ve maalesef şaşıramıyoruz, değil mi?

2016 seçimlerinden sonra, 2017 yılından beri Porto Riko adasının valisi olarak görev yapan Ricardo Rosselló, 2017 tarihli Maria Kasırgası’na karşı alınan yetersiz önlemler, adanın içinde bulunduğu borç çukuru ve siyasetin elit tabakasındaki yozlaşma nedeniyle görevinin başlangıcından itibaren halkın hedefine yerleşmişti. Ancak bardağı taşıran damla, 11 Temmuz’da basına sızdırılan, Rosselló’nun üst tabaka hükümet ve parti yetkilileri ile iletişim kurduğu Telegram uygulaması üzerinden yazdığı çeşitli homofobik ve misojinist mesajlar oldu. Ortaya dökülen neredeyse 900 sayfalık yazışmalarda Rosselló ve hükümet yetkililerinin muhalefet yapan çeşitli gazeteci, sanatçı ve sivil toplum kuruluşu üyesi hakkında oldukça aşağılayıcı ve nefret dolu söylemlerinin yanı sıra Maria Kasırgası kurbanlarıyla dalga geçen ve “inekleri fırtınadan arda kalan cesetlerle beslemeye” kadar varan mide bulandırıcı mesajlar da söz konusuydu. Üstelik Rosselló ve ataerkil siyasi kumpanyası sadece bu aşağılamalarla kalmıyor, aynı konuşmalarda söz konusu kişileri karalamak için çeşitli stratejiler kurarak, medyayı nasıl kullanacaklarından bahsediyorlardı. Epey tanıdık geliyor ve maalesef şaşıramıyoruz, değil mi?

Takip eden günler ise Porto Riko için yeni bir dönemin başladığını işaret etti. Adanın başkenti San Juan’da sanatçıların, feministlerin, LGBTİ+’ların ve aktivistlerin liderliğinde sokağa dökülen ada halkı, zirve noktasında bir milyon kişiyi aşan rekor bir katılımla (ülke popülasyonunun yaklaşık üç milyon olduğunu da not düşelim) Rosselló’nun istifasını ve hükümetteki yozlaşmanın sonlandırılmasını isteyen; renkliliği, çeşitliliği ve yaratıcılığı ile ilham dolu protestolara başladı. Tüm bu olaylar sırasında Fransa’da tatilde olan Vali Ricardo Rosselló’nun ülkesine döndüğünde yaptığı özür konuşması, hatta görev dönemi bittiğinde bir daha aday olmayacağını açıklaması, elbette kitleleri kesinlikle tatmin etmedi. Nitekim tüm görkemiyle süren ve genişleyen protestolar Ricardo Rosselló’nun 2 Ağustos’ta istifa ederek makamını terk etmesine sebep oldu. (Bu gelişmeye biraz şaşırabiliriz, zira istifa bizim memleketin politikacılarına halen yabancı bir kavram.)

Feminist, kuir ve yaratıcı protesto
Porto Riko’da muhteşem bir görsellik ve yaratıcı performanslarla ortaya çıkan gösteri ve protestoların bu özelliklerine bakmak, hatta fotoğraflara göz atmak bile politik mücadelelere dair motivasyon sağlaması açısından bahse değer. Hatta öyle ki, protestolarda en çok paylaşılan illüstrasyonlardan birini çizen sanatçı Mya Pagán, bugüne kadar adadaki protestoların daha çok bağımsızlık yanlısı bir kitle tarafından düzenlendiğini (Porto Riko Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli özerkliklere sahip bir parçası), 2019 protestolarında ise muhafazakârlardan LGBTİ+’lara, gencinden yaşlısına ada halkının tüm kesimlerinin tek bir amaç ve söylemde birleştiğinden bahsediyor. İşte Porto Riko olaylarını sanatın, feminizmin ve kuir kültürün bu protestolardaki kuvvetli etkisine değinmek için bu sayfalara taşıyoruz.

2019 Porto Riko olaylarında gerçekleşen eylem ve etkinliklerin çeşitliliği ve yaratıcılığı sadece katılımcıların tepkilerini ifade edebilmelerini sağlamakla kalmadı, kitlelerin katılım isteklerini de artırarak eylemin amacına erene kadar sürdürülebilir olmasını ve  bu eylemlerin dünya çapında duyulmasını sağladı. Peki feminist, kuir ve yaratıcı protesto derken neden bahsediyoruz? Onu da San Juan’da karşımıza çıkan örneklerle açıklayalım.

Dosyanın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No: 68’e ulaşabilirsiniz.