Formatlar ötesi bir yemek yarışması: Pressure Cooker üzerine
Türkçeye, içindeki kelime oyununu yok ederek “Düdüklü Tencere” ismiyle çevrilen Pressure Cooker, 6 Ocak’ta Netflix kataloğunda erişime açılan bir yarışma programı. Kimisi ünlülerin özel şefi olan, kimisi kendi restoranını kurmuş olan; farklı yaş gruplarından 11 şefin bazen tek başına bazen takımlara ayrılarak yarıştığı lezzetli bir format. Sezon sekiz bölümden oluşuyor. Vegan – vejetaryen hassasiyeti olmadığını da belirtmekte fayda var.

Neler oluyor?
ABD’de fine dining alanında çalışan 11 şefi aynı evde buluşturan bir yemek yarışması. Alıştığımız yemek yarışmalarından oldukça farklı bir kurguya sahip. Nitekim programda ne bir sunucu ne bir jüri var. Her bölüm format dönüşüyor ve yarışmacıların kendi içinde değerlendirmeler yaptığı farklı mini yarışmalara evriliyor. 100 bin dolarlık ödüle ulaşmak sadece lezzetli tariflerden geçmiyor; mutfakta yaratıcı çözümler bulabilmek, iletişim kabiliyeti gibi parametreler de kazananı belirlemek için kriterler arasında.
İlk intiba?
Şeflerle tanıştıktan sonra formatı kavramak biraz zaman alıyor. İlk intiba, Yemekteyiz ve Biri Bizi Gözetliyor gibi çiğnenmiş yarışma formatlarını bir araya getirme çabası olacağı yönünde ama bunun pek doğru olmadığını ilk bölümün sonlarında idrak ediyoruz.
En çok neyi sevdin?
Sunucu olmamasını! Yalnızca şefleri ve aralarındaki dinamikleri takip etmek çok keyifli. Mutfaklarında ansızın beliren sipariş fişleriyle her bölümdeki görevleri ve sonuçları öğreniyor olmaları zekice bir dokunuş.
En az neyi sevdin?
Yarışmacılar arasında niyeti pek de iyi olmayanlar var. “Her şey kazanmak için” yaklaşımıyla kulisler yapan, yalanlar söyleyen bu arkadaş; Pressure Cooker şampiyonu olmaya aday favorilerden birinin de erken vedasına vesile olarak kalp kırdı.

En çok hangi bölüme yükseldin?
Her şefin birer renk seçip monokrom menüler hazırladığı bölüm harikaydı.
Modunu nasıl etkiledi?
Abur cubur ya da evde pratik bir şekilde yapılabilecek yemeklerin kapıştığı yarışmalara kıyasla daha az ağız sulandıran, karın acıktıran bir format Pressure Cooker. Fine dining estetiğinin yaratıcı uyarlamalarını görmek biraz daha “zihin açıcı” bir deneyim.
Kimler sever?
Gastronomiye, yeme-içmeye meraklı herkesin mutlaka kafasını uzatmasını öneririm. Ha, mutfakla pek aranız yoksa da hemen geçmeyin derim. Nitelikli yarışma programları çok sık rastladığımız bir şey değil.
Bunu seven şunları da sever
Tabii ki akla ilk gelen öneri Great British Bake-Off. Benzer bir metodu botanik dünyasına uyarlayan bir diğer Netflix yapımı The Big Flower Fight da dikkatlerden kaçmasın. Canımız Natasia Demetriou sunuyor üstelik! Sahi, bu programı da döndürsen mi geri Netflix?
Formu dolduran: Cem Kayıran