RASTGELE: Berk Kula’nın hayatında en çok dinlediği 10 albüm

Müzik sahnesinin en kendine özgü simalarından biri Berk Kula. Moğollar’dan Ceylan Ertem’e, Duman’dan Jehan Barbur’a sayısız müzisyen ve grupla çalışmış ses mühendisi ve kayıt teknisyeni Berk Kula, aynı zamanda çok çeşitli müziklere kulak veren bir dinleyici. Kişisel tavsiyelerini paylaştığı a new song for today sayfasına da bir göz atmakta fayda var.

Berk Kula, RASTGELE için hayatında en çok dinlediği 10 albümü anlattı. Stoner rock, akustik tınılar, kuzey caz ezgileri gibi farklı uçlara temas eden seçkisi için, söz Berk’te.

1. The Beatles – White Album

“Bu albüm hayatımda bilinçli olarak müzikle ilk tanıştığım albüm, yani ‘şu an oturdum ve müzik dinleyeceğim’ dediğim ilk ân olarak aklımda. Eniştemin arabasından kaçırıp dinlemeye başlamıştım bu albümü. Kasetti, hatta 2 kasetti.”

En sevdiğim parçası: While My Guitar Gently Weeps

2. Moğollar – Düm Tek

“Yine eniştemin arabası, yine hayatıma etki eden ve hâlâ büyük bir keyifle dinlediğim bir albüm. Moğollar yıllarca beraber çalışma şansı bulduğum, beni hem mesleki hem insani yönden çok geliştiren bir ailedir, ailemdir. Bu albümde zamanının çok ötesinde bir müzikaliteye sahiptir benim gözümde ve eskimez.”

En sevdiğim parçası: Rue de L’oriant / E.5. Şark Yolu

3. Tool – Lateralus

“Lise hayatımda yediğim ilk, tek ve en lezzetli dayaktır Lateralus. Müziği ve sözleri ile algımda kalıcı değişikliklere sebep olduğuna eminim. İyi ki o dayağı bana attın Lateralus.

En sevdiğim parçası: The Grudge

4. Erik Truffaz – Arkhangelsk

“Herkesin hayatında çok sevdiği ama neden bu kadar sevdiğini tanımlayamadığı bir şey vardır bence. Bir insan, bir müzik, bir yer gibi. Müzikal olarak o şey benim için bu albüm. Neden sevdiğimi bilmiyorum ama kaç kere dinlediğim konusunda da bir fikrim yok. Özellikle yağmurda yürürken ‘işte şimdi Arkhangelsk zamanı!’ diyen bi küçük adam var içimde. Selam olsun ona da.”

En sevdiğim parçası: Anonymous

5. Sia – Colour the Small One

“Benim müzikal algıma göre inanılmaz güzel bir müzik, inanılmaz yakın bir his, inanılmaz aranjeler, nefis çalımlar, nefis bir mix engineer (Tchad Blake) ve harika bir iş. Zero 7 ile takılırken ve böyle müzikler yazarken bir anda pop piyasası içinde nefis şarkılar yazmaya başladı Sia ama keşke bu müziklerden biraz daha bırakıp öyle gitseydi oralara. Neyse yine de Sia’nın bu albümü benim için özel bir albümdür.”

En sevdiğim parçası: The Church of What’s Happening Now

6.  José González – In Our Nature

“Yakın çevrem ve beni tanıyanlar benim José González’e olan aşkımı bilirler. Neden aşığım bilmiyorum ama büyük bir huzur veriyor bana sesi ve müziği; kısa, öz, yalın ve doğal. Zero 7 ile aşk yaşadığı dönemde tanışmıştım hem Sia hem de José González’le bu arada. Burdan Zero 7’ın Simple Things albümünü anmadan da geçmeyeyeyim. Yaşadığım müddetçe açıp açıp dinleyeceğim albümlerden biridir In Our Nature. İlk dinlemede papatya çayı ile beraber denenebilir. Ayrıca José’nin hem solo hem de grubu Junip ile yaptığı KEXP kayıtları da tavsiyelerim arasında yer alsın bari.”

En sevdiğim parçası: The Nest

7. Red Hot Chili Peppers – Blood Sugar Sex Magik 

“Her annenin çocuğuna, her çocuğun da annesine dinletmesi gereken albümlerden. Bundan sonra gelen One Hot Minute ve Californication albümleri de çok elimden geçmiştir ama her ‘hadi bir Red Hot dinleyeyim ya’ dediğimde bu albüme giderim ve o an keyifliysem ‘The Righteous & the Wicked’, birinden hoşlanıyorsam ‘Breaking the Girl’, melankoliksem de ‘I Could Have Lied’ ile girip tüm albümün sonunda mutlu mesut ayrılırım bu serüvenden.”

En sevdiğim parçası: Breaking the Girl

8. Wibutee – Sweet Mental

“Gizli kuzeyli aşkım Wibutee’nin yaptığı birkaç albümden biri. Artık yoklar ama bu albümü yaptıkları için onlara ve bir şekilde karşıma çıktığı için de bu albüme minnettarım. Kendimi UFO görmüş ve onu kayda alıp defalarca izlemiş bir obsesif kasaba insanı gibi hissediyorum bu albümümü düşününce. Müzikal algı ve zevkler tabii ki kişiden kişiye değişecektir ama bu kadar yoğun ve hissi çalımına bile net aktarılmış albümlere oldum olası hayranımdır zaten. Dandadadan’ın Sen Bana Birini Android albümü de bu başlık altında aklıma gelen albümlerdendir. Oh.”

En sevdiğim parçası: Stereo Plains

9. Queens of the Stone Age – Lullabies to Paralyze

“Kuştepe sokakları, Bilgi Üniversitesi yılları, Stone Temple Pilotslar, Pearl Jamler, Soundgardenlar arasında bir gün kulağıma çalınan Song for the Deaf albümü ve abilerle tanışmam. Amazon’a girip QOTSA’yı arattığım gün bu albüm çıkmıştı ve ben DVD’li özel versyonunu istemiştim. O zamanlar baya zaman alıyordu ama geliyordu da Amazon’dan. Geldiği zamanı, o DVD’yi izleyişimi ve her değerli eşyama uyguladığım yöntem olan o DVD’yi kaybedişimi unutamıyorum. Hâlâ bayılırım her hâllerine. Saygılarımla…”

En sevdiğim parçası: I Never Came

10. Berliner Philharmoniker & Herbert von Karajan – Debussy: La Mer; Prélude à l’après-midi / Ravel: Pavane; Daphnis et Chloé No.2

“Debussy ve Ravel benim klasik müzik ile temas ettiğim noktada Satie ve Stravinsky ile beraber en etkilendiğim bestecilerdir. Bu albümde benim doğduğum yıllara yakın bir zamanlarda kaydedilmiş; en iyi ve dinlemesi en zevkli kayıtlardandır ve şansıma en sevdiğim eserlerini içerir; hem Ravel’in (‘Pavane’ ve ‘Daphnis et Chloe No.2’) hem de Debussy’nin (‘La Mer’). Gözlerini kapatıp, dünyadan bir saatliğine Disney’in zamanında yarattığı Fantasia dünyasına yakın sulara uzanmak için en güzel kapılardan biridir hayatımdaki. Fantasia da izlemeyenlere ayrıca önereceğim bir filmdir.”

En sevdiğim eser: Sabırla baştan sona dinlemenizi tavsiye ederim.