Scarlett Johansson’lı Disney filmi “Tower of Terror” yönetmenini buldu
Disney tema parkının popüler duraklarından birinden ilhamla çekilecek Tower of Terror için hazırlıklara başlandığını, Scarlett Johansson’ın da oyuncu ve yapımcı kimliğiyle projede yer alacağı bir süredir biliniyordu. Johansson’ın Disney’e açtığı davayla (Black Widow’un sinemalarla aynı gün çevrimiçi yayın hizmeti Disney+ kataloğuna eklenmesi sebebiyle) proje kısa bir süreliğine rafa kaldırılsa da tarafların anlaşması sonucu yeni havadisler gelmeye devam ediyor. Yönetmen koltuğuna oturacak ismin Johansson ile son olarak Jojo Rabbit’te çalışan Taika Waititi olacağı kesinleşti.
Filme dair ayrıntılar gizli tutulsa da senaryoyu Toy Story 4 ve Inside Out gibi yapımlardan tanıdığımız, Oscar ödüllü Josh Cooley’in yazacağı biliniyor. Taiki Waititi’nin rol alıp almayacağı ise merak konusu.
Disney’in tema parkı ilham olmaya devam ediyor
İlk olarak 1994’da Disney Hollywood Stüdyoları’nda açılan Tower of Terror, katılımcıları en tepeye çıkardıktan sonra aniden aşağı bırakan hızlandırılmış bir asansör yolculuğu. Disney bu yolculuktan esinlenerek Steve Gutenberg ve Kirsten Dunder’ın rol aldığı, aynı isimli 1997 yapımı bir TV filmi de hazırlamıştı. Parkın bir başka ikonik yapısı ise LaKeith Stanfield, Tiffany Haddish, Owen Wilson, Rosario Dawson ve Danny DeVito’nun başrollerini paylaştığı, çekimlerine geçtiğimiz ay başlanan Haunted Mansion’a ilham oluyor.
Taika Waititi’nin yönetmenlik kariyerine bakış
Next Goal Wins, Thor: Love and Thunder, Our Flag Means Death gibi yapımları beklerken; Waititi’nin yönetmenlik kariyerini dünden bugüne anımsamak istedik. Televizyon kanadından The Mandalorian, What We Do in the Shadows ve Flight of the Conchords’un rejisinde de parmağı bulunduğu unutulmasın.

Eagle vs Shark (2007)
İlk uzun metrajı olan Eagle vs Shark ile Waititi’nin kendine haz mizahını, dramayla harmanladığı dünyasıyla ilk kez tanışıyoruz. Toplum içinde aykırı bir varlık sergilerken nihayet birbirini bulmuş Lily ve Jarrod’un öyküsüne odaklanıyor. Yarattığı masalsı atmosfer, tipik romantik komediden uzak dili ve özgün karakterleriyle prömiyerini yaptığı Sundance’de de övgüler toplamıştı.

Boy (2010)
11 yaşında Michael Jackson hayranı olan bir çocuğun yetişkinliğe geçişini takip ettiğimiz bu filmde, uzun süredir babasından ayrı olan karakterimiz, zihninde yarattığı imaj ile gerçek arasındaki farklarla yüzleşmeye başlıyor. Hikâyelerini farklı kılan şeyin “genellikle karanlık olsa bile umudu teşvik etmek, küçük ışık parçalarının varlığına dair duyguya tutunmak” olduğunu söyleyen Waititi’nin, anlattığı duyguyu en iyi hissettiğimiz filmlerinden.

What We Do In The Shadows (2014)
Jemaine Clement’in de rejide Taika Waititi’ye eşlik ettiği What We Do In The Shadows, ev arkadaşlığı yapan dört vampirin şehir hayatındaki sorunlarla mücadelesini, vampir klişeleri ve modern dünya ögeleriyle işleyen bir absürt komedi örneği. Uyarlandığı aynı isimli mockumentary seri de bir Bant Mag. favorisi!

Hunt for the Wilder People (2016)
Asi ama sevimliliğiyle bunu örten Ricky’nin, annesi tarafından terk edildikten sonra koruyucu ailesi olup çiftlik hayatı yaşayan Bella ve Hector’un yanına taşınmasıyla öykü başlıyor. Hector ve Ricky’nin vahşi doğanın ortasında kaçışıyla devam eden anlatıda, nihayetinde iki zıt karakterin birbirlerine sığınması tatlı bir tebessümle izleniyor.

Thor: Ragnorak (2017)
Thor: Ragnorak, yönettiği ilk Marvel filmi olmasıyla ayrı bir konumda. Thor’un Hulk’ı da yanına aldığı üçüncü macerasında; Chris Hemsworth, Tom Hiddleston, Cate Blanchett, Idris Elba, Karl Urban, Mark Ruffalo gibi isimlerin olduğu yıldız bir kadro karşımıza çıkıyor. Waititi de Korg karakterini canlandırıyor aynı zamanda. Film, yönetmenin kendine has mizahını eklemesiyle serinin diğer filmlerinden ayrı bir yerde konumlanmıştı. Waititi’nin yeni Thor macerası Love and Thunder da 2022’de yayında.

Jojo Rabbit (2019)
II. Dünya Savaşı anlatılarına aşina olduğumuz beyaz perdede, Taika Waititi’nin dokunuşlarıyla sıra dışı bir hikâyeyle karşılaşıyoruz Jojo Rabbit’te. Film, gözünü milliyetçilik bürümüş bir Alman çocuğu olan Jojo’nun, annesinin tavan arasında Yahudi bir kız gizlediğini öğrendiğinde altüst olan hayatını anlatıyor. Aynı zamanda Hitler’i canlandırdığı bu filmle, En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar kazanmıştı Waititi.
Yazı : Ezgi Oğraş