SOPHIE (1986 - 2021)
“Çocukluğumda sıklıkla tek başıma kalır ve müzik yapardım. Bir sürü kardeşim vardı ve hepsinin ‘en iyi arkadaşları’ vardı. Benim de iyi arkadaşlarım vardı ama müzik benim için bir kaçış hâlini almıştı.” SOPHIE, 2018
İskoçyalı müzisyen Sophie Xeon, ya da sahne ismiyle SOPHIE, tutkuyla bağlı olduğu elektronik müzik dünyasında kendi jenerasyonunun en yenilikçi ve cesur müzisyenlerinden biri olarak hatırlanacak. 30 Ocak sabahında, yaşadığı Atina’da dolunayı izlemek için gerçekleştirdiği bir tırmanışın ardından ayağı kayarak düşen SOPHIE, 34 yaşında hayatını kaybetti ve müzik dünyasını büyük bir üzüntüye boğdu. Pop müziğin seyrini değiştiren kariyerinden kimi satır başlarını hatırlayalım.
Çocuk yaşta tanıştığı elektronik müziğe yoğun bir ilgi besliyor SOPHIE. 9-10 yaşlarında ailesine “Ben artık okula gitmek istemiyorum, elektronik müzik bestecisi olmak istiyorum” diyecek kadar kuvvetli bir bağ kuruyor bu müzikle. Kasetlerden kayıtlar dinleyerek geçirdiği günlerinin ardından babası bir doğum gününde, bir arkadaşının stüdyosundan atmaya niyetlendiği bir klavyeyi SOPHIE’ye hediye ediyor. İlk kez bir müzik stüdyosuna adım atan SOPHIE, hayatını müzikle uğraşarak geçireceğine orada ikna oluyor.
Gençlik yıllarını odasına kapanıp müzik yaparak bir yandan da DJ’lik öğrenerek geçiriyor. Birkaç doğum günü partisi ve düğünde DJ’lik yaparak pratiğini pekiştiriyor. Yetişkin olarak hayata geçirdiği ilk müzikal proje, üç arkadaşıyla kurduğu Motherload isimli grup oluyor. Kısa bir süre sonra bu gruptaki Matthew Lutz-Kinoy’la performans işlerine imza atıyor.
Kişisel müzik serüveninin en büyük kırılmalarından birini, Hollandalı Freudenthal/Verhagen ekibinin 2011 tarihli kısa filmi Dear Mr/Mrs için bestelediği müziklerle yaşıyor. Bu çalışmanın ardından PC Music’in gediklileri A.G. Cook ve Danny L Harle’la ortaklıklar yapmaya ve müziğini yeni perspektiflerle buluşturmaya devam ediyor.
Londralı etiket Huntleys + Palmers’tan 2013’te çıkardığı ilk single “Nothing More to Say”le daha geniş kitlelerin dikkatini çekiyor. Bu parçada vokallerde Jaide Green’i duyuyoruz. Nitekim iş birliklerine ara vermeden devam ediyor Sophie. Japonyalı şarkıcı Kyary Pamyu Pamyu’yla yaptığı düetin ardından A.G. Cook ve Hayden Dunham’la QT isimli projede güçlerini birleştiriyor. Hayalî bir enerji içeceğinden ilham alan bu ortaklık, SOPHIE’nin tematik üretimlerine dair ilk ipuçlarından birini veriyor.
Nabihah Iqbal ve model Tess Yopp’un vokallerini duyduğumuz ikinci SOPHIE 45’liği “Lemonade” / “Hard”, 2014 yazında yayımlanıyor. Sene sonunda birçok müzik yayının yılın en iyileri listesinde kendine yer bulan bu şarkılardan ilki, McDonald’s reklam müziği olarak kullanılıyor.
İlk albüm: “Product”
2015 sonbaharında ilk SOPHIE albümü yayımlanıyor. Numbers etiketli Product, daha önce yayımladığı teklilerin de yer aldığı sekiz parçalık bir albüm; SOPHIE’nin zamanının en özgün avangart pop bestecilerinden biri olduğu yorumlarını beraberinde getiriyor. Müziğin bir “ürüne” dönüşmesini mesele eden albümün fiziksel baskıları da silikon bir kaplamayla satışa sunuluyor. Albümle birlikte seks oyuncaklarını andıran silikon materyallerden oluşan bir merch serisi de piyasaya çıkıyor.

Afacan bir yaklaşımla popüler müzik kurallarını altüst eden SOPHIE, 2016’yı, daha önce de birlikte çalıştığı Charli XCX’le açıyor. XCX’in Vroom Vroom ismini taşıyan EP’sinin prodüksiyonunu üstlenen SOPHIE, aynı yıl yayımlanan Charli XCX – Lil Yachty düeti “After the Afterparty”ye de el atıyor.
İkinci SOPHIE albümüne ilk bakış, Ekim 2017’de yayımlanan “It’s Okay To Cry” parçasıyla oluyor. Müzisyenin kendisini gördüğümüz ilk klip bu. Şarkının yayımlanmasıyla birlikte verdiği röportajlarda ilk kez trans kadın olduğundan bahseden SOPHIE, aynı dönemde yeni albümünden kimi parçaları ilk kez seslendirdiği canlı performansıyla da sahne prömiyerini de yapıyordu.
Beklenen albüm, Oil of Every Pearl’s Un-Insides ismiyle 2018 yazında Transgressive, Future Classic ve SOPHIE’nin kurduğu plak şirketi MSMSMSM ortaklığıyla yayımlanıyor. Başta “Ponyboy” ve “Faceshopping” teklileriyle bir efsaneye dönüşen albüm, müzisyene 61. Grammy Ödülleri’nde En İyi Dans / Elektronik Albümü dalında adaylık getiriyor.
Exclaim! yazarı Peter Boulos, albümü şu sözlerle tanımlıyor: “Oil of Every Pearl’s Un-Insides, 20 yıl sonra dönüp baktığımızda pop müziğin yörüngesini değiştiren esas albümlerden biri olarak hatırlanacak.”
Müzik yazımına, prodüksiyona getirdiği karakteristik yaklaşımını sahneye de taşıdı SOPHIE. Konserleri bir performanstan ziyade deneyim olarak özetleniyor. Dinleyicilerine “ben şu an neye tanık oluyorum?” sorusunu sorduran bir prodüksiyonla; dansçılar, görsel efektler, göz alıcı dekorlar ve sınırları zorlayan fikirlerle bezeli. Bir Boiler Room DJ setinde, drag performans sanatçısı Ben Woozy’yi kendisinin yerine kabine geçirip, set boyunca onun koruması gibi takılması gibi sürprizlerini de unutmamalı.
2018’deki bir röportajında dört yeni albüm üzerine çalıştığını ve bunlardan birinin tamamlanmak üzere olduğunu dile getirmişti SOPHIE. Ne yazık ki bu albümler henüz yayımlanmadı. 2020 yazında YouTube’da canlı yayımlanan bir konser gerçekleştiren SOPHIE, HEAV3N SUSPENDED ismini verdiği 20 dakikalık sette daha önce hiç duymadığımız parçalarına yer vermişti.