The Last of Us, Black Mirror ve bu hafta başka ne izlesek?

2025-04-14 14:00:00 2025-04-14 14:00:00

Yazı: Burcu Teker

Vizyon takviminden ve farklı platformların kataloglarından film, dizi, belgesel ve şov tavsiyelerimizi içeren ne izlesek seçkimizde merakla beklenen ikinci sezonuyla The Last of Us, Charlie Booker’ın distopik antolojisi Black Mirror, Molly Kochan’ın podcast’inden uyarlanan Dying for Sex ve çok daha fazlası yer alıyor.

The Last of Us – 2. sezon (Max, 15 Nisan)

Nedir: Tüm zamanların en başarılı video oyunu uyarlamalarından kabul edilen, Neil Druckmann – Craig Mazin imzalı, 8 Emmy ödüllü bilim kurgu draması. Mantar başrollü apokalips ve envai çeşit zombi ile bir kriz panayırına dönüşmüş dünyada hastalığa bağışıklığı olan 14 yaşındaki Ellie ile yıllar içinde verdiği kayıplarla ruhu kabuk bağlasa da bu güçlü genç kız ile kurduğu bağ vasıtasıyla karakterinin çözülen katmanlarını gözlemlediğimiz Joel üzerine inşa ediyor anlatısını. 3. sezon onayını hâlihazırda kapmış olan yapımın yeni bölümleri olayları beş yıl ileri sarıyor, odakta Joel ve Ellie’nin sarsılmış ilişkisi ile oyunun baş kötüsü Abby var.

Neye benzer: Bir başka hit video oyununun küçük ekran uyarlaması Fallout, nükleer yıkımla karşı karşıya kalan insanların radyasyondan, mutantlardan ve türlü kanun kaçağından korunmak için yeraltı sığınaklarında yaşamak zorunda kaldığı kıyamet sonrası Los Angeles’ında post-apokaliptik bir distopya vadeden türden.

Kimler var: Evreni var etmedeki payları aşikâr olan iki harika oyuncu Pedro Pascal ile Bella Ramsey. Yaratıcı zihinler Druckmann ve Mazin’in yönetmen olarak da katkılarını eksik etmediği yapımın rejisine Kate Herron, Peter Hoar, Mark Mylod eşlik etmiş. Atmosferik müzikler de Gustavo Santaolalla ve David Fleming’den.

Black Mirror – 7. sezon (Netflix, 10 Nisan)

Nedir: Charlie Brooker’ın yaratıcısı olduğu hit antoloji serisi yeni sezonda da distopik âlemlerin en ücra köşelerinden köşe beğendirmeye devam ediyor. Modern teknolojinin potansiyel karanlığına ve bu ilerlemelerin insanlığı sürükleyebileceği tedirgin edici boyutlara bakış atan dizide 4. sezonun Emmy ödüllü bölümünün devamı niteliğindeki USS Callister: Into Infinity ve bilhassa Brooker’ın kendi babasının kaybının ardından şekillendirdiği, geçmişle farklı bir bakış açısı üzerinden hesaplaşmayı ve katartik kabullenmenin doğasını irdeleyen Eulogy bölümü ortamlarda en çok dillendirilenlerden.

Neye benzer: Yine Netflix kütüphanesinden erişilebilecek, tekrar eden döngüde sıkışıp kalan Nadia’yı takibe aldığımız 3 Emmy ödüllü Russian Doll veya farmasötik bir test sayesinde bir araya gelmiş iki yabancıyı merkezine alan Maniac’ın fikir açısından benzerlik taşıdığını söylemek yanlış olmaz.

Kimler var: Cristin Milioti, Billy Magnussen, Will Poulter, Asim Chaudhry, Jimmi Simpson gibi tanıdık yüzler 7. sezon için kamera karşısına geçerken kadroda ilk kez beliren isimler arasında Peter Capaldi, Paul Giamatti, Emma Corrin, Awkwafina, Rashida Jones, Issa Rae, Chris O’Dowd var. Düşünsel ve görsel zenginliğinin yanı sıra işitsel düzlemde de övgüler toplayan serinin sonik dünyasına giriş bileti ise burada.

BUNLAR DA VAR

Dying for Sex (Disney+, 4 Nisan)

Molly Kochan’ın gerçek hikâyesini paylaştığı aynı adlı podcast’ine dayanan mini seri, Kochan’ın (Michelle Williams) 2015’te 42 yaşındayken aldığı dördüncü evre meme kanseri teşhisi ile 15 yıllık partnerini terk ederek çıktığı kendini keşfetme yolculuğunu kucaklıyor. Hastalığının geri dönüşü olmadığının kabulü ve dizinin yapımcılığını da üstlenen en yakın arkadaşı Nikki Boyer’in (Jenny Slate) desteğiyle, tabu olarak görülen gerçek cinsel arzuların peşine düştüğü, kara mizah öğeleri kadar duygusal tahribatı da yüksek, sarsıcı ancak sıcacık, ilham verici bir öykü bırakıyor bu dünyaya.

Your Friends & Neighbors (Apple TV+, 11 Nisan)

Banshee, Warrior, See gibi işlerinden hatırlayacağımız Jonathan Tropper, hayatının alt üst olmasıyla ipleri elinde tutmaya çalıştıkça hırs / risk denkleminin sonuçlarını göz ardı etmeye meyleden Andrew Cooper (Jon Hamm) karakteriyle bir nevi Breaking Bad’in varlıklı üst sınıf sürümünü tasarlıyor. Ailesi dağılan, işinden kovulan, gözden düşmesiyle kariyeri ve birikimi de yok olan Coop, kaybedecek başka hiçbir şeyi kalmadığında içten içe dönüşmeye başlıyor; çareyi gizlice evlere girip sırlar ve suçlar ile dolu bir hayata karışmakta bularak.

Drop (Vizyon, 11 Nisan)

Kötü ilk randevu tecrübeleri sıralamasında ilk 10’a oynayacak öyküsüyle Drop, partnerinin kaybının ardından geçirdiği zor günleri nihayet geride bırakma gücünü bulup Henry ile yemeğe çıkan Violet’in başına gelenleri takip ediyor. Bir anda telefonuna düşmeye başlayan garip mesajlar ve tehditler ile buluştuğu adamı öldürmesi yönünde talimat alan Violet’in, herkesin durumdan sağ çıkmasını sağlamaya çalıştığı korkunç gece metin anlamında zayıf kalsa da The White Lotus yıldızlarından Meghann Fahy performansı ve Brandon Sklenar ile arasındaki uyum yapımı izlenebilir kılıyor.

Armand (Vizyon, 11 Nisan)

Yazıp yönettiği ilk uzun metraj Armand ile 77. Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera ödülüne uzanan Halfdan Ullmann Tøndel, karanlık ve kasvet dolu bir okul gününde yaşanan skandal ekseninde şekillendiriyor filmini; iki çocuk arasındaki muğlak bir olayı alıp tam bir sinir harbine dönüştürüyor. Tabii ortada çocuk falan yok çünkü biz onları değil; büyüklere has trajikomediyi izliyoruz. Renate Reinsve’nin sinir krizine girmesi mi yoksa okulda kendiliğinden patlayan burun kanamaları mı daha absürt karar vermek güç. Bir noktada, “Bu kadar kasvetle ne yapacağız?” diye sormak isterken yönetmen bize Norveç minimalizmiyle “Cevap aramayın, hissetmeye bakın” diyor. Özetle, film çocuklardan çok, yetişkinlerin dramlarının daha korkutucu olduğunu; bir de yağmur altında ağlamanın insana iyi geldiğini hatırlatıyor.