Timothée Chalamet, Luca Guadagnino ve bir yamyamlık anlatısı

Timothée Chalamet ile yönetmen Luca Guadagnino’nun yeni iş birliği olacak Bones and All için beklentiler, referans Call Me by Your Name olunca fazlasıyla büyük elbette. 79. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışacak filmin prömiyer tarihi yaklaşırken, 28 saniyelik bir tadımlık Chalamet’nin sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Guadagnino’nun ilk kez mesken tuttuğu ABD’nin uçsuz bucaksız çorak arazileriyle açılan fragmanda, başroldeki diğer isim, Waves’deki performansıyla radarımıza giren Taylor Russell da görülmekte:

Bones and All, toplum sınırları içinde nasıl hayatta kalacağını öğrenmeye çalışan genç bir kadın olan Maren (Russell) ile serseri Lee (Chalamet) arasındaki ilk aşkın hikâyesi. Aynı zamanda, sevdiği insanlara karşı öldürme ve yeme dürtüsüne sahip Maren’ın, neden böyle bir dürtüye sahip olduğu hakkında kafasındaki soru işaretlerine cevap bulmak için hiç tanımadığı babasını aradığı tekinsiz bir yolculuk hakkında. Öykü Ronald Reagan ABD’sinin arka yolları, gizli geçitleri ve tuzaklı kapılarında geçiyor. Tüm bunlar, karakterlerin korkunç geçmişlerine ve aşklarının sağ çıkıp çıkamayacaklarını belirleyecek nihai bir duruşa çıkıyor.

Camille DeAngelis’in korku janrına armağan ettiği aynı isimli romanının uyarlaması olan Bones and All, Guadagnino’nun uzun süredir birlikte çalıştığı senarist David Kajganich (Suspiria, A Bigger Splash) ile yeni ortaklığı. “Bu, aşkın imkânsızlığı ve buna duyulan ihtiyaç hakkında çok romantik bir hikâye. Aşırı durumlarda bile.” diyen yönetmen; romanı ilk okuduğunda pek sevdiğini, Chalamet ve Russell’ı kilit rollerde gördüğünü söylüyor. 

Kadroda ayrıca Call Me by Your Name‘deki tiradıyla filmin unutulmaz anlarından birinin merkezinde yer alan Michael Stuhlbarg, Damien Chazelle’in televizyon çıkarması The Eddy’de izlediğimiz André Holland, orijinal Suspiria’nın başrolündeki Jessica Harper, Guadagnino ile We Are Who We Are’da da çalışan Chloë Sevigny, Martin Scorsese’nin kızı Francesca Scorsese ve yönetmen kimliğiyle tanıdığımız David Gordon Green de (Halloween, Joe) yer almakta.

ABD sinemalarına 23 Kasım’da gelecek filmin Türkiye vizyonuyla ilgili henüz net bir bilgi yok.