Tommy Kha soruyor: “Öpüşebilir miyiz?”

Otoportre çalışmalarındaki komedi ve melankoli arasındaki dengeyi, “Eğer acınma duygusu uyandıran bir nitelik varsa, mutlaka mizah da olmalı” diyerek anlatıyor Memphisli fotoğrafçı Tommy Kha. 

Çin asıllı bir Amerikalı olarak turist veya yabancı muamelesi görerek büyüyen Kha, ergenliğe doğru eşcinsel olduğunu keşfedince, kendisinin hâlihazırda sürüklendiği “öteki” statüsü de pekişiyor. Fotoğraflarında da temsil, kimlik politikaları, benzerlik/farklılık temaları üzerinden hem biçim ve içeriksel deneyler yapıyor; hem de kendini “daha Asyalı, daha Güneyli ve daha kuir” kılarak sosyal algılara meydan okuyor. 

Tommy Kha, arzuların farklı dışavurum şekillerini yansıtan “Return to the Sender” serisinde, 140 farklı yabancıyla öpüşme ânını bir araya getiriyor. Kendini tepkisiz ve yargısız bir şekilde karşı tarafa teslim eden sanatçı; insanların en samimi, kırılgan, tutkulu ya da zaaflı anlarını yakalıyor. 

Serideki fotoğraflara bir arada bakıldığı zaman içten bir romantik komedi filminin montajı gibi görünüyor. “Fotoğraflarda tepkisizim çünkü bedenimde herhangi bir arzunun görünür olmasını istemiyordum. Öpüşen kişinin nasıl görünmek istediğine kendi karar vermesi gerekiyordu.” 

Birbirimize sarılmanın bile çok uzak geldiği bugünlerde bakakaldığımız seri; önyargılara ve yabancılaştırmalara karşı çıkan, bir temel içgüdü panoraması aynı zamanda.

Yazı: Cansu Çubukçu