Kendi sesini bulmuş bir uyarlama: Treplev

Yazı: Hande Sönmez - Fotoğraf: Murat Tekin

Başak Kıvılcım Ertanoğlu ile Ümit Erlim’in beraber uyarladığı ve oynadığı, Ertanoğlu’nun yönettiği Treplev, mekâna özel tasarlanmış, ilham verici ve ufuk açıcı bir oyun. Suadiye’de yer alan galeri Decollage Art Space’te izlenebilir. Bizce izlerseniz pişman olmazsınız.

Konu nedir?

Aşk, ya bir zamanlar muazzam büyük olan bir şeyin büzülüp ufalmış bir kalıntısıdır ya da gelecekte gelişip muazzam büyük bir şeye dönüşecek bir şeyin bir parçasıdır. Ama içinde bulunduğu zamanda tatmin edici değildir. İnsanın beklentisinin çok azını karşılar.”

Anton Çehov’un Martı’sının uyarlaması olan Treplev’de, oyunun tanıtım metninde de dendiği gibi olay; Sorin’in göl evinde, Rusya’da, aynı zamanda bir galeri olan Decollage Art Space’in üç katında geçiyor. Seyirciler üç katı da dolaşarak Treplev‘in hikâyesine ortak oluyor.

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

19. yüzyılda yazılmış olan Martı’nın günümüze uyarlanmış hâli olmanın ötesinde, yepyeni bir biçim deneyen Treplev, kullandığı dilden seçtiği mekâna kadar son derece özgün bir deneyim sunuyor. Emin olun ki klasik bir oyun izlemeyeceksiniz.

İlk intiba?

Suadiye’de bir galeri, atölye mekânı ve sahne olarak kullanılan Decollage Art Space’in alt katında başlayan oyuna girdiğimiz anda deneysel bir dünyaya adım attığımızı fark etmemek mümkün değil. Yüzü lavabonun içinde, ayakları havada duran Treplev ve seyirciyi karşılayan yönetmen, seyirciyle beraber oyunu tasarlamaya başlıyor.

En çok neyi sevdin?

Uyarlamanın bütününü. Hem son derece zamana uygun, hem de altı dolu dolu bir uyarlama izledik. Seyirciyle kurulan interaktivite de kararındaydı. 

En çok hangi âna yükseldin? 

Oyunun -deyim yerindeyse- ikinci kısmında boks ringinde geçen bir sahnede Trigorin ve Arkadina’nın yüzleşmesi en keyif aldığım andı diyebilirim.  

Ambiyans / ortam / mekân / kurgu / dekor için neler söyleyebilirsin?

Treplev seyirciyi nelerle karşılaşacağına dair merak ettiren, kolektif olarak şekillenen bir ambiyans sunuyor. Mekândaki üç ayrı kata yayılmış bölümlerin her biri oyuncaklı bir yapıda; oynaması da izlemesi de çok keyifli.

Oyun, modunu nasıl etkiledi?

Her şeyden önce çok ilham vericiydi. Benzer oyunlar ve metinlerden sonra kendi sesini bulmuş bir uyarlama izlemek, üstelik de bunu yetkin iki oyuncudan izlemek çok iyi geldi. Mekâna özel yapılan işler arasında da bana kalırsa sıyrılan ve öne çıkan bir tarafı da mekânla sözde değil özde bütünleşebilmiş olması.

Oyunculuk için neler söyleyebilirsin?

Ümit Erlim de Başak Kıvılcım Ertanoğlu da çok iyiler. Bedenlerini kullanma biçimleri, dinamizmi hiç düşürmeden ama acele etmeden oynamaları seyirciyi direkt oyunun içine aldı.

Kimler sever? 

Klasik oyunların çağdaş uyarlamalarını merak eden herkes sevebilir.

Bunu seven şunları da sever 

Yine bir uyarlama olan Bahar Noktası’nı sevme ihtimali güçlü.

Yazara / yönetmene bir soru soracak olsan ne olurdu?

Treplev’i önce mekânı bulup, ona özel mi tasarladınız yoksa tasarınıza mekân tam mı oturdu?