Trump Amerika’sında her şey mümkün: Kanye West başkanlık yarışında

Amerika artık kelimenin tam manasıyla rüya gibi bir ülkeye dönüştü. Bazen olanlara inanmanın güç olduğu, karman çorman bir rüya gibi hem gülünç hem yorucu, bazen de terler içerisinde uyandıracak kadar gerçekçi ve can yakıcı. Keyifli bir rüyadan ziyade çoğu zaman kâbus niteliğinde. Çizgi filmlerin “dark side” bölümlerine benziyor hatta. Halüsinojenik bir atmosfer tasviri içinde dişleri sivrileşen, gözleri kan çanağına dönen kötücül çizgi kahramanlar sarmış dört bir yanı. 8 Kasım 2016 seçiminde oy çoğunluğuyla olmasa da, küçük bölgelerde aldığı yüksek oylar sayesinde başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump serinin belki de şimdiye kadarki en karanlık bölümlerinde başrolü üstleniyor.

Yazı: Berk Sayan

Kayda değer hiçbir siyasi geçmişi olmayan bir emlak milyarderi bir anda geldi ve istatistiklere göre çoğunluğunu beyaz eğitimsiz Amerikalıların oluşturduğu bir seçmen kitlesini kendine oy vermeye ikna etti. Hedef kitlesinin hassas noktalarını kaşımayı çok iyi becerdi, onlarla aynı frekansta konuştu. Meksika sınırına duvar inşa etmek, göçmenleri sınır dışı etmek gibi vaatler, “Amerikan malı al, Amerikan çalıştır” gibi popülist sloganlar onun basit ama en etkili atakları oldu. Korkulan/istenmeyen bir öteki yaratarak beyaz Amerikalıları vadettiği güvenli alana çekmeye çalıştı, çalışıyor. Özellikle salgın sürecinde ve George Floyd olaylarıyla başlayan ayaklanmalarda işin dozunu kaçırmasına rağmen rahat görünmesi ve geri adım atmaması da bundan. Noam Chomsky geçenlerde The Guardian’da yayımlanan bir söyleşide şöyle diyor: “Donald Trump kendini kurtarıcı olarak sunabilmek için Amerikalıları sırtından bıçaklıyor.” Çok doğru, fakat bu kurtarıcı imajını üstlenebileceğine inanan artık pek yok. Trump’ın şu an ikonik başkanlardan Nixon’ın izinden ilerlediği dillendiriliyor, bir süredir sık sık onun meşhur “Kanun ve düzen” sloganını kullanıyor. Tıpkı onun gibi güven ortamının tahsisi için tek çarenin kendisi olduğunu iddia ediyor. Ancak Nixon mevcut sorunların çözümü olacağını vadetmişti, Trump şu an sorunların bizzat sorumlusu olarak görülüyor. Covid-19 salgını ve George Floyd’un trajik ölümü olmasaydı önümüzdeki seçime çok daha rahat girecekti ancak artık tahtı sallantıda.

Peki bu atmosferde tahtın varisi kim olabilir? Anketlerde farkı 14 puan kadar açmış görünen Joe Biden ismi öne çıkıyor, ama diğer adayların hiç mi şansı yok? Mesela hip hop dünyasının narsist süper yıldızı Kanye West’in… Az önce çizdiğim hızlandırılmış Trump portresini, bu sorunun cevabını biraz daha netleştirmek için anlattım. Yeni seçimin bu portrenin gölgesinde gerçekleşeceği aşikâr. Arkasına dijital medya şirketlerinin “big data”sını alan ve doğru bir kampanya kurgulayan her demagogun Amerika’ya lider olabileceğini gösterdi bize Donald Trump. Trump’ın ardında bırakacağı en tehlikeli miras belki de günümüz dünyasında muhafazakâr kitleleri yönlendirmeye yarayan bu manipülatif formülün netlik kazanmış olması. Kanye West’in ele avuca sığmayan özgüvenini kamçılayan ve onu adaylık yoluna sokan da bu. Siyaseten liyakata sahip olmayan bir zengin bunu yapabiliyorsa, kendi “dehasına” âşık bir müzisyen neden yapamasın ki? Üstelik mevcut başkanla epey ortak noktası da varken. İkisi de egoizm çemberinden çıkamayan, sansasyon seven, tutarsız, kendine düşmanlar yaratmaktan hoşlanan, her konuda haklı olduğuna sonuna dek inanan insanlar. Bu kişilik özelliklerinin Trumpizm’in temel taşlarını oluşturduğu düşünülürse Kanye’nin de başkanlık işinin altından rahatlıkla kalkabileceği söylenebilir. 

Kanye West’in adaylığı alayla gerçek arasında çok ince bir çizgide başladı ve öyle de devam ediyor. Kimileri bunun daha fazla merchandise ve albüm satışı için yapıldığını düşünüyor.  Bağımsızlık Günü’nde (4 Temmuz) duyurduğu başkanlık adaylığını Birthday Party isimli partisiyle yürüteceğini söyledi. Tam olarak “gerçekse komik şakaysa hiç komik değil” vakası. Bu ismin seçilme sebebi de öyle: “Çünkü biz kazandığımızda bu herkesin doğum günü olacak” diyor Kanye. Duyurunun ardından ise ilk destekçilerinden biri Elon Musk oldu. Salgın sürecinde kendi iş sahası, fabrikaları kapanmasın diye sokağa çıkma yasağını eleştiren budalaca çıkışıyla epey konuşulan Musk, verdiği bu destekle ciddiye almamamız gereken beyaz Amerikalı erkekler listesinin tepesindeki yerini sağlamlaştırdı. West bu desteğe, eşi Kim Kardashian ile birlikte Elon Musk’ın onun bu planını uzun süredir bilen danışmanları olduğunu söyleyerek açıklık getirdi. 

Duyurunun 11 gün sonrasında danışmanlarından biri başkanlık adaylığının iptal olduğunu söyledi ama Kanye bu söylentiyi düzeltme gereği dahi duymadan 19 Temmuz akşamı ilk kez halkın karşısına çıktı. Güney Carolina’da gerçekleşti bu buluşma. İlk sınavını iyi mi verdi kötü mü verdi tartışmalı. Kendini rezil ettiğini düşünenler olabilir ama Trump için de her defa aynısını düşündük, fakat Amerika halkının büyük çoğunluğu onu hâlâ ekonomi konusunda en güvenilir aday olarak görüyor. Kafa karıştırıcı, daldan dala atlayan bir konuşma yaptığı da söyleniyor. Yine Trump’tan örnek verirsek; o da sürekli bir şeyleri karıştıran, bir gün söylediğini ertesi gün inkâr eden, kafa karıştıran açıklamaların adamı değil mi? West tıpkı Trump gibi toplumun sinir uçlarında dolaşarak, sansasyon yaratacak, çoğunlukla muhafazakâr Amerikalıların ilgi göstereceği açıklamalar yaptı. Özellikle kürtaj konusunda söyledikleri ya doğuştan bir “yeteneğe” sahip olduğunun ya da dersine iyi çalıştığının bir göstergesi. Çocuk aldırmanın yasal bir hak olarak kalmasının sorun olmadığını ancak bunu tanrının zaten yasakladığını söylüyor. Çocuğunu dünyaya getirmeyi kabul eden ailelere 1 milyon dolar bağış yapmak gibi epey muğlak ve tuhaf bir vaatte de bulundu. Ardından babasının da onun dünyaya gelmesini istemediğini ve onu aldırmayı düşündüklerini söyledi, egosunu da okşamayı ihmal etmeden anlattı hikâyesini: “Annem hayatımı kurtardı. Babam beni aldırmak istemiş. Babam çok meşgul biri olduğu için Kanye West dünyaya gelemeyecekti.” Eli artırarak şovunu zirvede tamamlamak üzere yükseldi ve Kim Kardashian’ın kızları North’a hamileyken kürtaj yaptırmayı önerdiğini ağlayarak açıkladı: “Neredeyse kızımı öldürüyordum!” Hitap etmek istediği kitlenin sözde ahlakçı duyargalarını hareketlendirecek sözleri bununla da bitmedi. “Porno izlemeyin” ve Amerika’da kullanımı epey yaygın olan uyuşturucu niteliğindeki ilaç “Percocet’i kullanmayın” gibi öğütleri de televizyon başında birilerinden muhakkak takdir almıştır.

Konuşacağı sahneye üzerinde “security” yazan bir kurşun geçirmez yelekle çıkması Kanye’nin yakında güvenlik politikaları ile ilgili de muhafazakârları sevindirecek bir dizi açıklama yapacağının göstergesi. West, tüm siyahların demokrat olmaması gerektiğini düşünüyor ve Trump’ın “Make America Great Again” şapkası taktığı için siyahlar tarafından “ayrımcılığa” uğradığını iddia ediyor. Siyahsan demokrat olmalısın gibi bir baskı olduğunu ve bunu kabul etmediğini söylüyor. 2018’de Trump’a sevgisini itiraf ettiği hafta 400 yıl süren köleliğin siyahların kendi tercihi (kabulü) olabileceğini söyleyebilecek kadar patavatsız ve pervasız. Sonrasında tıpkı Trump’ın birçok kez yaptığı gibi kıvırmaya çalışsa da pek yutan olmadı bu manevrayı. Siyah Amerikalıların beklentileri ise tam tersi yönde. 400 yıllık köleliğin sistematik ırkçılığa evrildiğini, bunun bir devlet politikası olduğunu açıkça dillendiren ve bu haksız düzenin artık yıkılması için etkili politikalar üreten insanlar istiyorlar karşılarında. Ancak Kanye West bunun çok uzağında. Miting esnasında 70 köleyi bizzat esir hayatından kurtaran tarihin ilk kölelik karşıtı aktivistlerinden Harriet Tubman hakkında söylediği sözler 2018’deki fikirlerinden çok uzaklaşmadığının ispatı. Siyahlar için, denizi yarıp geçen Musa ile eş değer tutulan Harriet Tubman’ın aslında kimseyi kölelikten kurtarmadığını iddia eden Kanye, Tubman’ın siyah insanların beyazların yanında artık köle olarak değil de resmî işlerde çalışmasını sağladığına benzer bir şey söyledi. Kanye West, birçok beyaz Amerikalıdan daha beyaz olduğunu kanıtlayan açıklamalar yaparak tarihe adını yazdırıyor. Gerçi, Trump’ın iktidarında iyice derinleşen post-gerçek çağında bunun bir önemi var mı, emin değilim. Sistem artık vasat olanın esiri olmuş, hakikatin geçerli bir etkisi ve anlamı yok. Her laf, her lakırtı göz göre göre çarpıtılabilir ve üstü örtülebilir.

Kanye’nin seslendiği kitle onlar değil biliyorum ama siyahların ve sol-demokratların isteği kesinlikle yeniden bir beyaz erkeği başkan seçmek değil, o sebeple Joe Biden’a da mesafeli duruyorlar. Kanye attığı her adımla, söylediği her sözle bu kitleden uzaklaşıyor ve Trump’ı seçen kalabalığa daha da yanaşıyor. Demokrat Parti’nin Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez tarafından temsil edilen sol kanadı beyaz erkek egemenliğinin artık kırılmasını istiyor. Bu sebeple Biden’ın kadın bir başkan yardımcısı adayı göstereceği konuşuluyor. Gönül ister ki Alexandria Ocasio-Cortez olsun bu isim, ama mevcut düzende galiba bir hayal bu. 30 yaşında Porto Riko kökenli, üstelik sokaktan gelen ve tuttuğunu koparan bir kadının başkan yardımcısı olması patriarkal düzende pek mümkün değil gibi. Olsun, hayal kurmanın kimseye bir zararı olmaz sanırım. Mesela Kanye West yerine de siyaset sahnesinde Erykah Badu, Lauryn Hill, Killer Mike, Camae Ayewa (bilinen adıyla Moor Mother) gibi isimleri görsek daha hoş olabilirdi sanki.