Ulvi Kahyaoğlu ile hangi film?

Oyunculuk kariyerine birçok dizi, kısa film ve tiyatro oyunu sığdıran Ulvi Kahyaoğlu; şu sıralar Yargı dizisinde Savcı Efe’ye, Craft Tiyatro oyunu Sığınak’ta ise Henry karakterine hayat vermekte. Kendisini, çok yakında GAİN kataloğunda yerini alacak Dengeler: Biri Olmak dizisinde de izleyeceğiz.

Ulvi Kahyaoğlu yanıtlıyor: Hep daha iyi hissederek ayrılırım dediğin film? Mekânlarıyla aklına kazınan bir film? Kitap gibi bir film?


Sinemada izlediğin ilk film? 

Sinemaya çok yakın bir evde doğdum ben, o yüzden hatırladığım net bir “ilk”im yok ama Vertigo’nun (1958) remastered hâlini sinemada izleme şansım olmuştu 6-7 sene önce. O gerçekten bana çok taze bir “ilk” hissi yaşatmıştı. Şanslı da hissetmiştim.


Çocukluğundan yadigar kalmış bir film?

O Şimdi Asker (2003). Annem ve babamla beraber sinemada izledik. Sabaha karșı da İzmir’de deprem olmuştu. Annem beni uyandırmaya çalıştığında ona “Tank geçiyordur.” diyerek uyumaya devam etmiştim. Bunun sebebi ise Mehmet Günsür’un telefon kulübesinde olan sahnesi. Etraf sallanmaya başlıyor o telefondayken, deprem sanıyoruz ama aslında sarsıntıya sebep olan şeyin tank olduğunu görüyoruz.


Hep daha iyi hissederek ayrılırım dediğin film?

Finding Neverland (2004). J.M. Barrie’nin Peter Pan’i yazma sürecini anlatıyor. Oyun oynamanın, hayal edebilmenin iyileştirici gücünü ve bu yönümüzü neden kaybetmememiz gerektiği hatırlatan bir film benim için. Bir de liseye başladığım yıl bir sezon boyunca Peter Pan oynamıştım. O yüzden Peter Pan ve J.M. Barrie’nin ayrı bir yeri var bende.


Kahramanı olmak isteyeceğin film?

Donnie Darko (2001)


Kitap gibi bir film? 

Werk ohne Autor / Never Look Away (2018)
Un prophète / A Prophet (2009)


Mısır patlattıran bir film? 

Big Fish (2003)
Groundhog Day (1993) 


Zaman geçtikçe sendeki yerini sağlamlaştıran bir film? 

The Matrix (1999). Çekildiğinde belki daha çok hayal ürünü bir komplo teorisiydi fakat şu an teknolojinin yapay zekâyı getirdiği noktada ortaya attığı soru işaretleriyle beraber her izleyişimde daha da anlamlı ve bu yüzden bugüne ve yarına tedirgin edici derecede yakın geliyor bana. Ayrıca şahane bir aksiyon filminin böylesi güçlü bir zemine kurulması da her seferinde beni hayran bırakıyor. Teknik olarak olarak yapılanlar da işin cabası. Ben bu sene tekrar izlediğimde daha iyi anladım mesela. Seneye daha da iyi anlayabilirim. O yüzden iyi ki The Matrix yapılmış.


Yalnız izlenmeli dediğin bir film?

Pleasure (2021). İlla tek başına olmayabilir ama mesela ailenizle izlemeniz gereken bir film değil. Ben, annem, babam ve kız arkadaşım hep beraber izledik. En doğru ekip değildi ama bambaşka bir deneyim oldu bizim için de.


Mekânlarıyla aklına kazınan bir film? 

Tarsem Singh’in The Fall’u (2006). Dört yılda, 18 farklı ülkede çekiliyor. Tabii ki orada olmak isterdim, çok isterdim hem de. İzleyin. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.


Herkese izletmek istediğin film? 

Strays (2023) Sokağa atılan bir köpeğin, sokaktaki diğer köpeklerle güçlerini birleştirip; onu sokağa atan sahibinden intikam almak için çıktıkları yolculuğu anlatan bir film. Çok güzel, çok şahane, çok eğlenceli. 10 dakika bakıp kapatırız diye açtığımız ve bitince tekrar izlemek istediğimiz film. İzlerseniz bittiğinde sizi daha iyi hissettireceğine emin olduğum bir film. Resmen övme sınırlarına ulaştım. İyi ama. Gerçekten.