Yeni yaşı şerefine, 5 unutulmaz karakteriyle: Quentin Tarantino

Geçtiğimiz yıl The Hateful Eight’le özlemimizi dindirdiğimiz yönetmen Quentin Tarantino’nun bugün doğum günü. Bu vesileyle Tarantino’nun kaleminden çıkan beş unutulmaz karakteri masaya yatırıyoruz.

Yazı: Zeynep Naz İnansal

mr pink

Mr. Pink (Reservoir Dogs)

Reservoir Dogs’un 6 hırsızından Mr. Pink, Tarantino’nun aslen kendisi için yazdığı bir karakter. Ama Steve Buscemi’nin de oldukça iyi bir performans sergilediği bir gerçek. Geçmişi hakkında çok şey bilmediğimiz, hatta gerçek adını bile öğrenmediğimiz bu karakter, sinir bozuculukla sempatiklik arasında gidip geliyor. Garsonlara bahşiş vermeme konusunda çok kararlı olan, her şeyden çabuk rahatsız olan, huysuz Mr. Pink, tüm komikliğiyle filmin rahatlatıcı karakteri görevini üstleniyor.

alabama

Alabama Whitman (True Romance)

Tarantino’nun yazdığı ve Tony Scott’ın yönettiği True Romance, oldukça sıradışı ama bir o kadar da tatlı bir aşk hikayesi. Bu aşk hikayesinin başrolünde de güzeller güzeli Alabama Whitman var. Eskortluk kariyerinin dördüncü gününde kendisini arayan Clarence’la birbirlerine aşık olup evlenip başlarını fazlaca belaya sokan ikili, yeni bir hayat kurma derdine düşüyorlar. Müthiş giyim tarzı bir yana, karşısına çıkan her engeli zeki ve cesur bir şekilde aşan Alabama, kesinlikle hafife alınmayacak bir karakter. Bu aşkı için her şeyi yapabilecek karakteri de Patricia Arquette canlandırıyor.

pulpfiction1

Jules Winnfield (Pulp Fiction)

Her ne kadar ana karakter Vincent Vega’nın ortağı olarak çok daha az rolü olsa da, Jules Winnfield filmin en derin karakterlerinden biri. Kendisiyle yüzleşmek ve kim olduğunu bulmak zorunda kalan bu havalı kötü adam, aynı zamanda Tarantino’nun en çok alıntılanan repliklerinin de sahibi. 70’lerden fırlama perması, jilet gibi takımı ve aslında o kadar da zekice olmayan laflarıyla Jules tam bir şovmen. Her yeni işi öncesi karaktere girmeyi adet ediniyor. Samuel L Jackson ve Tarantino işbirliğini başlatan bu rol, hatırlanmayacak gibi değil. 

bride

Beatrix Kiddo (Kill Bill Vol. 1 & 2)

Tarantino’nun Uma Thurman için yazdığı Beatrix Kiddo / Gelin karakteri sinema tarihinin en güçlü ve cesur kahramanlarından. Onu öldürmeye çalışıp, kızını kaçıranlardan intikam alma ve kızına kavuşma motivasyonuyla yola çıkan Gelin, yolda aldığı eğitimlerle ve yaşadığı deneyimlerle gerçek bir kahramana dönüşüyor. Bu yüzden de Kill Bill Vol 1 ve 2 boyunca yalnıza Gelin olarak tanıdığımız Beatrix Kiddo’nun gerçek adını da ancak amacına ulaşıp kızına kavuştuğunda öğrenebiliyoruz. Müthiş bir savaşçıyla duygusal bir anneyi aynı bedende buluşturan Uma Thurman’ın performansının olağanüstü olduğunu da ekleyelim.

Hans_Landa_at_cinema

Hans Landa (Inglourious Basterds)

Tarantino’nun ‘yazdığım ve yazacağım en iyi karakterlerden biri’ olarak nitelendirdiği Hans Landa, aynı zamanda Christoph Waltz’ı da Hollywood’a kazandıran rol. Hans Landa, 2. Dünya Savaşı sırasında saklanan yahudileri bulup yakalayan, insanlıktan pek nasibini almamış bir Nazi subayı. Yüzünden silinmeyen yapmacık gülümsemesi ve diğer karakterlerin ağzından çıkan her sözü kaydeden gözleriyle oldukça korkutucu olan Landa, kötülüğün gelebileceği son nokta. Waltz’un oyunculuğuyla her izleyişte yeni bir detay fark edebileceğimiz de bir gerçek.