Valentino ve güzellik üzerine kurulu bir yaşam: A Grand Italian Epic
Yazı: Naz Öğün
Antik Yunan’da güzellik arayışı, insan yaşamının en önemli amaçlarından biriydi. Güzellik kavramı gerçeklik ve erdemle iç içe geçmişti. Platon, güzelliği doğru bir şekilde algılandığında ruhu yüce bir gerçeklik ve ilahi bir yaşama götürecek bir araç olarak görüyordu. İtalyan modacı Valentino Garavani’ni de hayatını tam anlamıyla güzellik üzerine kurmuştu.
“Bir yaratıcı olarak, güzellik en önemli şeydir. Çocukken bir elbisenin nasıl durduğuna bayılırdım, güzel bir yüzü, hoş bir bedeni hayranlıkla izlerdim. Bir kadında, erkekte, çocukta veya bir tabloda güzellikten keyif alırım. Güzel şeyler önemlidir ve hayatı anlamlı kılar. Çocukluktan beri güzelliği takdir etmeyi kendime öğütlerim.” (The Talks röportajından)
Valentino, güzelliği hayatı boyunca kadınlar için tasarladığı zarif elbiselerde, arkadaşları için düzenlediği masalarda ve lüks evinin çiçeklerle dolu bahçesinde buldu. Taschen’in 14 Mayıs’ta yayımlayacağı Valentino: A Grand Italian Epic, modacının kariyerini eskizleri, dergi çekimleri, arşivlerden fotoğraflarıyla kronolojik bir biçimde derinlemesine inceliyor. Kitabın yazarlığını Matt Tyrnauer ve Suzy Menkes üstlenirken, editörlüğünü Armando Chitolina yapmış.

Valentino: The Grand Italian Epic’ten hareketle, Valentino Garavani’nin hayatından kimi satırbaşlarını hatırlıyoruz.

1960’ların Roma’sından dünyanın dört bir yanına
1932’de Voghera, İtalya’da doğan Valentino 17 yaşında moda okumak için Paris’e taşındı. Jean Dessès’nin yanında çıraklık yapıp işin inceliklerini öğrendikten sonra ailesinin yardımıyla Roma’da ilk butiğini açtı. Çok geçmeden, Fellini’nin La Dolce Vita filmiyle aşina olduğumuz 1960’ların Roma’sının seçkinleri arasında üne kavuştu. Hayatı boyunca hem iş hem de romantik partneri olacak Giancarlo Giammetti’yle de bu sırada tanıştı.
Lüks yaşam stili, Slim Aarons’ın fotoğraflarının canlanmasını andırıyordu. İlham, seçkin çevresi ve Roma şehrinin her yerdeydi. Audrey Hepburn’den Elizabeth Taylor’a birçok ünlü sima için elbiseler tasarladı. En ikonik tasarımlarından biri, Jackie Kennedy için tasarladığı gelinlikti. Kennedy, Yunan iş insanı Aristotle Onassis ile evlendiğinde kıyafeti dünya çapında yankı uyandırmıştı. Gelinlik, Camelot’un Kraliçesi’nden Jackie O’ya geçişinde bir semboldü. Valentino, kadınların hikâyelerini tasarımlarıyla anlatmalarına yardımcı oldu.
Güzellik arayışı, hayatın ve sanatın her dalında onunla birlikteydi. Opera da bunlardan biriydi. Hatta öğrencilik yıllarında Barcelona Operası’nda George Bizet’nin Carmen operasını izlerken seyircilerin arasındaki bir kadının elbisesinin rengine âşık olmuş Valentino. Bu an, koleksiyonlarında sıkça kullandığı ikonik Valentino Kırmızısı’nı icat etmesine ilham vermiş. Daha sonra Pantone, bu rengi resmî olarak kabul etti. Operaya olan sevgisini yıllar sonra Sofia Coppola ile La Traviata operası için iş birliği yaparak, sahne için hazırladığı kostümlerde bir kez daha gösterdi.

Valentino’nun sofraları
Valentino, evinde düzenlediği öğle yemekleri ve akşam yemekleriyle de tanınıyor. Düzenlediği sofralar; kendi bahçesinden toplanan çiçeklerle, koleksiyonlarından özel objeler ve sanat eserleriyle öyle ün salmıştı ki en güzel akşam yemeği masalarından derlenen bir kitap bile yayımlandı. Valentino: At the Emperor’s Table adını taşıyan kitabın başında, “Güzelliğe âşığım.” diye itiraf ediyor.
1930’lardan kalma antika takımlarının süslediği masalarda ilginç kuralları da var. Mesela AnOther dergisinin 2017’de yayımladığı “Ten Things You Might Not Know About Mr Valentino” (Mr Valentino hakkında bilmiyor olabileceğiniz on şey) başlıklı dosyaya göre, sofralarında evli çiftleri asla yan yana oturtmazmış. Mümkünse başka masalarda oturmalarını tercih edermiş.
Valentino, artık kendi markası için tasarımlar yapmasa da özel siparişler üzerine çalışıyor. İsveç Prensesi Madeleine ve Anne Hathaway gibi isimlerin gelinliklerini tasarladı örneğin. Hayatıyla ilgili hiçbir pişmanlığı olmadığını söylüyor, dünyadaki en şanslı ve en mutlu insan olduğunu inanıyor. Başardıklarını ve Roma’daki tatlı hayatını düşündükçe aksini iddia etmek mümkün değil elbet.