Yapay zekâ uzmanı Dr. Geoffrey Hinton’ın uyarıları ve dünyanın farklı noktalarından bazı haberler

Yazı: Tuvana Adalı

1980’lerden beri yapay öğrenim modelleri üzerine çalışmalar sürdüren Dr. Geoffrey Hinton, günümüz teknolojisinde hızla gelişen Chatbot ve benzeri yapay zekâ teknolojilerinin temelini oluşturan kurucu figür. Dr. Hinton, geçtiğimiz hafta yaklaşık 10 senedir bünyesinde çalıştığı Google’dan ayrıldı ve hemen ardından yapay zekâ konusunda endişelerini dile getirdi. Dr. Hinton’ın uyarıları, çok da uzak olmayan bir gelecekte yapay zekânın insanlığa karşı bir tehdit oluşturabileceği üzerine. Açıkça insan zekâsının çok daha üstüne varmaya şimdiden başlamış olan bu sistemler aracılığıyla fotoğraf, video ve yazı gibi web içeriklerinin gerçek olup olmadığını anlamak zorlaşayacak. 

Bununla birlikte Dr. Hilton yapay zekânın, analiz ettiği geniş veriler arasından beklenmedik birtakım davranışları öğrenebildiğini ve şirketlerin bu sistemlere bir kod geliştirme görevi vermenin ötesinde, o kodu bağımsız bir şekilde yürütme izni de tanıdıklarını söylüyor. Dolayısıyla özerk silahlanma gibi konular dâhil kimin hangi alanlarda, ne boyutta kullanacağı kontrolden çıkacak gibi görünen bu teknolojinin geleceği konusunda ciddi kaygılar var. Dr. Hinton bu sisteme önayak oluşunun karşısında kendisini “Ben yapmasam illa ki bir başkası yapacaktı.” sözleriyle teselli ediyor.

Dr. Hinton’ın 50 seneye varan ve şimdiki yapay zekâ formlarının gelişimine ilham veren çalışmalarının temeli olan “neural network”, sinir ağına dayanıyor. Sinir ağı, veri analizi yaparak çeşitli beceriler edinebilen matematiksel bir sistem. Dr. Hinton 2012’de, öğrencisi Ilya Sutskever’le birlikte binlerce fotoğrafı analiz ederek çiçek, köpek, araba gibi objeleri ayırt etmeyi kendi kendine öğrenen bir sinir ağı tasarlıyor; bu çalışma sonraki yıllarda gelişerek yapay zekâya evrilmiş.

Önceleri yapay zekâyı insan beyninin kapasitesiyle kıyaslandığında aşağıda kalan bir yöntem olarak değerlendiren Dr. Hinton, artık aynı fikirde değil. “Bu sistemlerin içinde gerçekleşen şey belki de beynin içinde gerçekleşenlerden çok daha iyi” demesinin altında yapay zekâ sistemlerinin öğrenme hızının gün geçtikçe artması ve insan beyninden yaklaşık 500 kat daha fazla nöral ağ bulundurması yatıyor olabilir. 

Kanada’daki uyuşturucu krizine karşı güvenilir tedarik önerisi 

Kanada’nın Vancouver başta olmak üzere çeşitli bölgelerinde giderek yükselen aşırı doz uyuşturucu kullanımı, Jerry Martin tarafından alternatif bir çözümle karşılanıyor. Martin, tamamen illegal bir şekilde açtığı dükkânında test edilmiş ve aşırı doza sebep olan fentanil maddesini içermeyen, temiz ve güvenli bir uyuşturucu tedariği sağlamayı hedefleyerek, mevcut tedarik sisteminin feci sonuçlarına bir karşı duruş sergiliyor. 

Kanada’da uyuşturucu krizine yönelik yatıştırıcı bir adım olarak, durumu suç olmaktan çıkarmaya dair çalışmalar yürütülüyor ve metamfetamin, kokain ve MDMA gibi opioid uyuşturucuların küçük miktarlarda taşınması / kullanılmasına izin veriliyor. Ancak Jerry Martin’in belirttiği üzere satış yapmak yasak ve insanlara uyuşturucuları edinebilecekleri güvenilir bir kaynak sağlanmaması büyük bir sorun teşkil ediyor. Kanada’nın British Columbia eyaletinde 2016’dan bu yana 11 bin kişi bu sebeple hayatını kaybedince, doz aşımı acilen bir halk sağlığı sorunu olarak ilan edilmiş. Sayı, sadece 2022’de ise yaklaşık 2 bin civarında. 

15 yaşından beri madde ve alkol bağımlısı olmasının yanı sıra abilerinden birini aşırı dozdan dolayı kaybeden Jerry Martin geçtiğimiz perşembe, yani dükkânı açıldıktan hemen sonraki gün tutuklandı. Kendisi her bir kişiye, her uyuşturucudan en fazla 2,5 gram satmayı ve sokaktakine benzer bir fiyatlandırma yapmayı planlıyordu. Müşterilerin 18 yaş üstü olduğunu belirlemek için kimlik göstermeleri ve daha önce bu uyuşturucuyu kullanmış olduklarına dair bir feragat imzalamalarını zorunlu tutmak da planları dâhilindeydi. Martin; Ketamin, LSD ve sentetik bir DMT versiyonu içeren, teslimat servisiyle tüketiciye dükkândakinden daha çok madde seçeneği sağlayan online bir dükkân da açmıştı. 

Tutuklanmasının ardından mahkemeyi beklemek üzere serbest bırakılan, dükkânını açtığı bölgeye girişi de yasaklanan Martin, bunun da planlarına dâhil olduğunu ve böylece, madde kullanımın yasal, güvenli yollarla erişilebilir olmasına dair uluslararası bir tartışma ve odak yaratmayı amaçladığını belirtiyor. 

Brezilya başbakanı Lula, doğal rezervleri korumaya aldı

2003-2010’da Brezilya başkanı olan Luiz Inácio Lula da Silva, geçtiğimiz ocakta yeniden göreve başladı. Bir önceki aşırı sağcı başkan Jair Bolsonaro döneminde giderek artan ormansızlaştırma çalışmaları ve Amazon yağmur ormanlarının madenciliğe açılmasının ardından ekolojik onarıma girişmiş gibi görünen İşçi Partili Lula, 62 bin hektarlık bir alanda altı yeni doğal rezerv ilan etti. 

Yerlilere ait bu toprakların yasallaştırılmasını önemsediğini vurgulayan Lula, görevi süresince bu bölgelerin tamamının sınırlarının belirleneceğine dair söz verdi; madenciliği yasaklayarak rezervleri korumaya aldı. Yerliler ise durumdan memnun olmakla birlikte, hükümetin esasen 14 yeni bölgeyi tanımaya söz verdiğini hatırlatarak daha fazlasını istiyor. Amazon havzasındaki ormansızlaşma, iklim değişikliğine karşı mücadele için de büyük bir tehdit oluşturmakta. 

AI müzik uygulaması Boomy, Spotify’ın radarında

Boomy; herhangi birinin müzik üretebilmesini, onun üzerinde çeşitli düzenlemeler yapıp vokal ekleyebilmesini ve şarkıları albüm hâline getirerek streaming platformlarında yayımlamasını mümkün kılan yapay zekâ destekli bir girişim. Spotify alınan ortak karar doğrultusunda son zamanlarda, Boomy çıkışlı yeni kayıtları yayımlamayı durdurdu ve Boomy’ye özel hazırlanmış kimi katalog ve çalma listelerini de kaldırdı.

Sebep yapay zekâ tarafından üretilmiş olmaları değil; bu müziklerin dinleme aktivitelerinde yapay, bot streaming sayılarının saptanması. Spotify, “dürüst bir şekilde çalışan sanatçıların telif haklarını koruyabilmek için” platformdan kaldırma uygulamasını önemsediğini açıklıyor. 

Music Ally, konuyu ele alan yazısında Boomy’nin sunduğu hızlı ve çok sayıda şarkı üretebilme fırsatının dolandırıcılara çekici gelebileceğinden, botlar aracılığıyla dinleme sayılarının artırılabileceğinden bahsediyor; kararın aslında Boomy’den kaynaklı olmadığını vurguluyor. Mesele bir tek Boomy’e özel değil; yapay müzik streaming endüstrisinin genel bir endişesi gibi görünüyor.