Alper Tuzcu'yla müziğin her türünden beslenen "Between 12 Waters" üzerine

Berklee mezunu müzisyen ve prodüktör Alper Tuzcu, birçok farklı kültürden esinlenerek hazırladığı albümü Between 12 Waters ile ilgili merak edilenleri ve detayları anlatıyor.

Bu hafta itibariyle iTunes üzerinden yayınlanacak olan Between 12 Waters albümünde, 12 farklı kültürden esinlendiğini söyleyen Alper Tuzcu, kayıtlarda sekiz farklı vokal ile çalıştı. Caz, flamenko, bossa nova, Türk halk müziği, elektronik gibi türlerden parçaların yer aldığı albüm, Palma Records etiketiyle yayınlanacak. Bant Mag. olarak şu an Boston’da yaşayan müzisyen Alper Tuzcu’ya albümüyle ilgili detayları sorduk.

Between 12 Waters projesini teori süreci ne kadar zamanını aldı ve sonrasında hayata geçirdin?
Böyle bir albüm yapma fikri 2014’te İspanya’ya yerleşince ilk defa ortaya çıktı. Valencia gibi Akdeniz kıyısında o kadar fazla kültürün iz bıraktığı, halen bir arada olduğu bir yerde yaşayınca ben de “buraya kendimden nasıl birşeyler katabilirim” diye düşünmeye başladım.
Buna ek olarak, bu arada okuluma devam ettiğim için farklı kültürlerin müziklerini öğrenmeye, keşfetmeye devam ettim. Brezilya müziği, Afro-Cuban, Akdeniz çevresinden de Flamenko, Rebetiko, Türk halk müziği, Ermeni ve Rum kilise müzikleri gibi değişik stillerin hangi elementlerini kendi şarkılarımda kullanabileceğimi düşünmeye başladım. Hatta Berklee’deki bitirme tezim Rebetiko’nun Anadolu kültürü ve müziğindeki kökleri üzerineydi. Bu işin teorik kısmıydı.
Zaman içinde yazdığım şarkıları farklı ülkelerden ve kültürlerden vokalist ve müzisyenler ile çalmaya başladım. Mesela “Guide Me Away” ilk başta flamenko/bossa nova karışımı yazdığım bir şarkıydı. Ganavya şarkıya Güney Hindistan müziği yorumu getirince düşündüğümün çok ötesinde, ve çok daha inovatif bir noktaya vardık. Yarı-planlı diyebileceğim 2 yıllık böyle bir süreç sonrasında da bu arada da albümde duyduğunuz sonuçlar ortaya çıktı.

Şarkılarda esinlendiğin/etkilendiğin 12 kültürden kendine en yakın hissettiğin kültür hangisi ve neden?
Genel olarak Anadolu’dan çıkmış halk müziğini, Türk, Ermeni ve Rum halk müziklerini kendime en yakın hissediyorum.
Özellikle bağlamayı alışılanın dışında, mesela Brezilya müziğinde kullanmak ilk başta insanları şaşırtsa da sonra hoşlarına gidiyor. Sonuçta Anadolu kültürü binlerce yıllık bir tarihe sahip olduğu için, bağlamayı başka ülkeden insanlar duyunca galiba duygusal olarak kendi kültürel kodlarını hatırlıyorlar.

Eğitimini Berklee’de almanın bu çeşitlilikte bir katkısı olduğunu düşünüyor musun? İstanbul’da olsan da yine aynı albümün doğma olasılığını nasıl görüyorsun? 
Berklee’de yoğun bir caz temelinden, dünyanın farklı müzik stillerine kadar geniş bir alanda eğitim veriyorlar. Ama bu kadar çok bilgiyi nasıl olarak ve nerede kullanacağını kimse sana söylemiyor! Dolayısıyla bu bilgileri nerede kullanabileceğini bilmek için bence ilk başta kendine bir vizyon belirlemek lazım. İstanbul’da doğup büyümüş olmayı, her şeye rağmen bu yüzden ben büyük bir şans olarak sayıyorum. O kadar fazla kültür ve etnik elementin birleştiği bir yerde yıllarca yaşayınca, özellikle müzik ve yemek konusunda diğer ülkelerden veya şehirlerden gelen birisine göre her şeyi çok daha üst seviyede algılıyorsun. Hem de pek farkında olmadan! Açıkçası benim bunları anlamam için yıllarca yurtdışında yaşamam gerekti. Zaten insan kendi kültürünün ne olduğunu esas ondan uzaklaşabildiğinde, hayatından eksilttiğinde anlıyor.

Bağımsız müzikle ve plak şirketleri ilgili ne düşünüyorsun? Senin albümün herhangi bir plak şirketine bağımlı olarak mı yayınlanacak yoksa bağımsız olarak mı?
Bağımsız müzik günümüzde müzikteki inovasyonun ve çeşitliliğin motoru. Majör plak şirketleri eskisine göre büyük güç kaybettikleri için artık butik plak şirketleri, küçük ajanslar gibi çalışıyorlar. Bu tarz küçük şirketler genelde sanatçıların kendileri veya yakın çevreleri tarafından yönetildiği için bence sanatçılar sanatsal açıdan eskisine göre çok daha özgürler, hem de bir plak şirketinin bünyesi altında oldukları için müziklerini hem yenilikçi, hem de geleneksel kanallardan yayınlayabiliyorlar. Benim albümüm de Boston bazlı, yeni sanatçılara ve global seslere destek veren bir butik plak şirketinden çıkacak.