Şarkı şarkı: Jane Weaver “Modern Kosmology” albümü

Jane Weaver, Mayıs ayında yayınladığı Modern Kosmology albümüyle kitleler üzerindeki etkisini sürdürüyor. Weaver’a psikedelik pop harikası albümündeki 10 parça için 10 soru yönelttik. Yanıtları Ethem Onur Bilgiç resimledi.

Röportaj: Ekin Sanaç – İllüstrasyon: Ethem Onur Bilgiç

H_A_K
Hilma Af Klint’i nasıl keşfettin? Onun hikâyesiyle ilgili seni ilk etkileyen şey ne oldu? Albümün açılış parçasını ona ithaf etmeye nasıl karar verdin?
Tate Liverpool’da feminist avangart sanat üzerine bir sergiye gittim ve sonrasında da yeni sanatçılar araştırmaya ve keşfetmeye devam ettim. Hilma Af Klint’in işleriyle bu sayede karşılaştım. Tüm hikâyesi beni çok etkiledi. Resimlerini oluşturmak için ruhlarla iletişim kurma amacı taşıyan seanslar düzenliyordu. Yaratıcılık anlamında kendimi sorguladığım bir dönemdeydim ve onun sürecini incelemek kafamı açtı. Elbette onun yaptığını yapmaya ya da ruh çağırmaya kalkışmadım ama doğanın enerjisinden yararlanmaya başladım. Aynı zamanda şarkıları gözümde canlandırmama da yardımcı oldu. Bu nedenle “H>A>K” ona ithaf edildi. Mini Moog’da melodiyi çalmaya başladığım anda albümün açılış parçası olacağını anlamıştım.

Did you see butterflies? [Kelebekleri gördün mü?]
İstikamet güneş olunca tam olarak neler oluyor?
“Bu aşk için başka bir harita bulmaya çalışıyorum. İstikamet aynı kalıyor, istikamet güneş oluyor.”
Ah, “aşk” sorunsalı. Hep kayboluyoruz. Güneş enerjisinin çekimine kapılıyoruz. Bizi mıknatıs gibi çekiyor ama sonra yanıyoruz. Çünkü hepimiz kırılganız.

Modern Kosmology
“Modern Kosmology”i bu şarkının ve albümün adı yapmaya karar verdiğin “hayat değiştiren” anı tarif edebilir misin? Nasıl bir ortamda, ne gibi hisler içindeydin?
Bir hayır kurumu mağazasından bir Philicorda org aldık. Bu şarkı o orgda yazdığım ilk şarkı oldu. Aletin keskin bir tınısı var. Vokal melodisini çok kısa sürede yazdım. Astroloji okuyordum ve kendimi bir savaşçı olarak hayal ediyordum. Savaşıyorum ama başka yerlerden enerji ve güç alıyorum… Belki de bilinçaltımdan İskoçyalı filmine gönderme yapıyorumdur. Albümün adının bir topluluk ya da bir okul ismi gibi duyulmasını istedim. Bu yüzden anlamlıydı.

Slow Motion [Ağır Çekim]
Toplumun gözü önünden kaybolmak istediğinde nereye, nasıl bir yere gitmek isterdin?
Galler ya da Fransa. Belki ikisi de. Ama iyi bir manzaraya ihtiyaç duyacağım kesin. Elbette bir stüdyom ve bakacağım bir sürü hayvan da olmalı. Her sanatçı çalışmak için bir alana ihtiyaç duyar. Klavyelerle ve boyalarla çevreleneceğim bir yer. Sadeliği seviyorum. Telefonumu çok fazla kullanmamaya çalışıyorum. Zaman zaman paniklememek ve “bağlı olmamak” insanı iyi hissettiriyor. Belki de geçmişe biraz nostaljik yaklaşıyorumdur.

Loops In The Secret Society” [Gizli Cemiyetteki Döngüler]
Bu gizli gruba nasıl üye olunuyor? Grup olarak ne gibi eylemler ve aktiviteler gerçekleştiriliyor?
Hilma Af Klint’in grubu düzenli bir araya gelen beş kadın sanatçıdan oluşuyordu. Ürettikleri işler geleneksellikten uzak durduğu için zamanında tuhaf olarak algılanıyordu. Mistisizmden ve bilimden ilham alarak kendi hareketlerini yaratıyor ve sanatı yeniden tanımlıyorlardı. Böyle bir grupta yer almak harika bir şey olmalı. Ruh çağırma 1900’lerde çok popülerdi. Hilma da karşılaştığı mesajları ve kodları işlerinde kullandı.

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:60’a ulaşabilirsiniz.