1993 tarihli “Super Mario Bros.” filminin genişletilmiş ve restore edilmiş hâli bir tık uzaklıkta

Bilgisayar oyunları içinde bambaşka bir yerde konumlanan, oyunlara meraklı olmayanların bile hayatlarında en az bir defa Prenses Peach’i kurtarma görevine eşlik ettiği, Shigeru Miyamoto imzalı büyük efsane Super Mario, 1993 yılında Super Mario Bros. başlıklı filmiyle beyaz perdeye taşınmıştı.

65 milyon yıl önce dünyaya düşen göktaşının dinozorları yok ettiği günlerde başlayan film, sağ kalmayı başaran dinozorların farklı bir boyutta humanoid olarak evrimleştiğini ve 1990’larda Dinohattan adındaki yerde yaşadığını ortaya çıkarıyordu. Ardından anlatı, Dinohattan ile Brooklyn arasında bu iki boyutu birbirine bağlayan kapının keşfedilmesiyle ilerliyor ve işler bu noktada Mario ve Luigi kardeşlere bağlanıyordu. 

Bob Hoskins, Mario Mario rolündeyken Luigi Mario olarak John Leguizamo’yu izlemiştik. Her iki boyuta da hükmetme kararında olan şeytani King Koopa (Denis Hopper) ile Dinohattan’ın uzun zamandır kayıp prensesi Daisy (Samantha Mathis) arasındaki çekişmede Mario ve Luigi büyük bir rol oynamaktaydı.

Film gişede o kadar kötü bir geri dönüş almıştı ki, Nintendo, bünyesindeki başka bir hikâyenin film uyarlamasına Detective Pikachu’ya (2019) kadar uzak durmayı tercih etmişti. Annabel Jankel ve Rocky Morton yönetmenliğindeki 1993 tarihli yapım belki bir çeşit facia olarak karşılandı ancak filmin kalabalık bir hayran kitlesi olduğunu da unutmamak lazım.

Nitekim filmin sevenleri için sevindirici bir haberimiz var. 1 saat 44 dakikalık yapımın daha önce gün yüzü görmemiş kesilmiş sahnelerini de içeren genişletilmiş versiyonu; filmin sıkı hayranları sayesinde yeniden karşımızda. Bu incelikli çalışmanın adı Super Mario Bros: The Morton Jankel Cut olarak geçiyor. Dahası, buraya tıklayarak Archive.org üzerinden filmi izleyebiliyorsunuz.

Bu özel çalışmanın geçmişi aslında 2007 yılına kadar uzanıyor. Filmin hayranı Ryan Hoss tarafından kurulan Super Mario Bros.: The Movie Archive ile filmin neredeyse her aşamasıyla ilgili verileri topluyor ve sevenleri için eşsiz bir kaynak oluşturuyor. Playboy’a filmin 25. yaşı dolayısıyla verdiği röportajda Hoss, Super Mario Bros.’un yanlış anlaşılmış bir yapım olduğundan; bu arşivin, filmde yer alan herkesin emeklerini ve nihayetinde iyisiyle kötüsüyle filmi kutlamanın bir yolu olarak gördüğünden söz ediyor.

Steven Applebaum’un 2010 yılında filmin kayıtları üzerine yaptığı çalışmalar, 2019’da Ryan Parente, Ryan Hoss, Steven Applebaum’un oluşturduğu Super Mario Bros Movie Archive Team’in kurulmasını sağlıyor. Ancak ellerindeki materyal çoğunlukla kötü kalitede imajlardan oluştuğu için arşiv; yönetmen, sanatçı ve film restoratörü Garrett Gilchrist’in maharetli ellerine teslim ediliyor. Gilchrist’in incelikli çalışmasıyla film büyük bir restorasyondan geçiyor ve böylece hayranlarına ulaşıyor. Restorasyon süreciyle ilgili bir video da hazırlanmış.

Peki filmde ters giden neydi?

Filmle ilgili problemler senaryonun tamamlandığı ilk anlarda ortaya çıkmaya başlamış aslında. Parker Bennett, Terry Runte ve Ed Solomon’ın yazdığı, Annabel Jankel ve Rocky Morton’ın çektiği proje ile yapımcıların filmin hedef kitlesi olarak gördüğü (çocuk yaştaki oyuncular) kesim arasında uçurum olduğu ortaya çıkmış. 

Senaristler tarafından karanlık tonlu bir cyberpunk hikâyesi olarak tanımlanan filmin senaryosu ile hâli hazırda tasarlanmış olan set arasında tutarsızlıklar olduğu fark edilince, yeniden yazım sürecine gidilmiş. Bu sırada striptizcilerin ve cinsellik içeren başka sahnelerin yönetmen ikilisi tarafından çekilmiş olduğu ve filmden doğruca çıkarıldığı da biliniyor. 

Bu sahnelerin kurgucu tarafından dijital ortamda kesilmesini talep eden Morton’ın isteği karşılık bulmamış ve film Moviola ve Steenbeck makineleri kullanılarak düzenlenmiş. Sonuç olarak burada kaybedilen zaman, filmdeki özel efektlerin tasarlandığı gibi uygulanamamasına sebep olmuş.

Super Mario Bros. izleyiciyle buluştuğunda, özünde bir kimlik çatışması taşıdığı gözden kaçmamış tabii ki.

Super Mario animasyon filminde son durumlar

Super Mario filminden söz etmişken, 4 yıl öncesinden beri bir animasyon filmin yolda olduğu haberlerini de hatırlamalı. Projenin Despicable Me, Minions, The Secret Life of Pets ve Sing gibi başarılı filmlere imza atan Illumination Entertainment’a emanet edildiğini; dahası oyunun yaratıcısı Shigeru Miyamoto’nun da prodüksiyon süreciyle yakından ilgilendiğini belirtelim.

Nintendo’nun filmden beklentileri bir hayli büyük. Projenin, markanın gelecek planları için önemli bir sınav niteliğinde olduğunu marka yetkililerinden Shuntaro Furukawa da belirtmişti. Animasyon için şimdilik 2022 yılı işaretlenmiş durumda.

Super Mario’nun ölümü

Super Mario dünyasında geçtiğimiz mart ayının son günü önemli bir dönüm noktasını oluşturmuştu. 14 Temmuz 1983 ile hayatımıza giren bu ikonik karakter hakkında özellikle Twitter dünyasında, 31 Mart 2021’de öldüğüne yönelik komik paylaşımlar sıralanmıştı. 

Olayın ardında ise bir Nintendo satış politikası var. Mario’nun 35. yılını kutlamak için özel olarak hazırlanan Super Mario 3D All-Stars ve Super Mario Bros. 35 oyunlarının 18 Eylül’de satışa çıkarılacağı duyurulmuştu. Çok geçmeden iki oyunun da gerek dijital ortamdan gerek mağazalardan çekileceğini belirtmişti. Tepki toplayan bu uygulamayla daha önce Fire Emblem: Shadow Dragon and the Blade of Light 30. yıl özel oyununda da karşılaşılmıştı.

Super Mario’nun ölümüne karanlık bir başka yorum

Tabii Super Mario’nun 1993 yapımı filmi, oyunun karanlık tonuyla anılan tek yorumu değil. Mario’nun ölüm haberlerinin hemen ertesi haftasında yayımlanan Saturday Night Live bölümünde Elon Musk şova konuk oldu. Musk gibi aşırı tartışmalı bir karakterin, SNL gibi politik eleştirinin ayrılmaz bir parçası olduğu komedi şovunda yer alması büyük tepki çekti. 

Şovun “Wario” başlıklı skecinde Musk, Evil Mario olarak tanıtılan karakteri canlandırmış ve Mario’nun ölümünden sorumlu olduğu gerekçesiyle yargılanmıştı. Burada Wario’nun “Ben şeytan değilim, sadece yanlış anlaşıldım. gibi bir sözle mahkemede kendini savunduğu anlar, Musk’ın da bizzat toplum tarafından yargılandığı şu günlerde hoş olmayan bir tür savunma hissi yarattı.

Yazı: Biçem Kaya