3 soruda Manolo Mesa ve duvarlara çizdiği seramik çanaklar

Bir liman kenti olan Cadiz’de yaşayan İspanyol sokak sanatçısı Manolo Mesa, tuval olarak kullandığı bina cephelerine antika hissi veren seramik çanak çömlekler resimleyerek kendine özgü natürmortlar yaratıyor. Geçmiş ve bugünü iç içe geçirmeyi, fiziksel olanın ötesine geçen bir absürtlük ile başaran Manolo Mesa, işlerinin ardındakilere dair üç soruluk anketimizi yanıtladı.

Biri çizimlerindeki mekânlarda gezinecek olsa nasıl sesler duyardı? Burada biriyle karşılaşsa, bu nasıl biri / kim olurdu? 

Duyacakları şey bir flamenko gitarı ve soleá stilinde bir şarkı olurdu. Kırık bir tabağın, camiden yükselen duanın veya bir turnanın da sesini işitebilirler. Evsiz bir insan, üzerini boyamaya çalışan sokak sanatçıları veya kendinden önceki nesillere dair hikâyeleri tekrar tekrar anlatan bir aile ile karşılaşabilirler.

İşlerin üzerinde çalışırken odaklanmana ya da ilham almana destek olan ritüel, rutin ya da metotların var mı? 

Yaratım sürecinde cisimlerle çalışıyorum. İşlerimin her biri sanatımda, hayatımda ya da olduğum yerle ilgili spesifik bir ânın hikâyesini anlatıyor. Birçok tahmin edilemez ve somut durumun iç içe geçtiği atölyemin ya da bir evin içinde olanlardan çokça ilham alıyorum. Pencereden içeri sızan ışık ya da evdeki işlevsel objeler pek çok kompozisyon ve hikâye için bana yol gösteriyor.

Bir süredir her sabah yoga yapıyorum. Kendimi hiç dinlenmeden mural boyamaya yönlendirdiğim için bir ihtiyaç olarak başladı… Şimdi de muhtemelen işimin en önemli parçalarından biri.

İşlerinde dokunmayı sevdiğin duygular, fikirler ya da araştırıp derinleştirmeyi arzu ettiğin bazı sorular neler?

Resimlerinde farklı seviyelerde okumalar yapmaya çabalıyorum. İlk önce boyayla konuşuyorum; kendi içinde sonsuz hislenimi konuşturan bir dil, kompozisyon, renk teorileri, stratejiler arıyorum. Resmin kendisinden başka bir meşrulaştırmaya gerek kalmayacak, kendi hâlinde bir dünya yalnızca.  Ama bir natürmort ya da seramik çanaklardan yapılmış bir natürmort, çok az şeyle çok fazla konuşabilmeyi sağlıyor.

Dünya, yerliler, önceki nesiller, kadınlar, çanakların içinde ne oldukları, nereye vardıkları hakkında da konuşabiliriz. Ya da basit bir şekilde ne olduklarını unutup onlara özerk bir form olarak içlerinde direnen yeni anlamlar verebiliriz.