3 Soruda: Hande Şekerciler ve “ecstasy” sergisi

Yaratım süreçleri ve takip ettiği metotları her daim değiştirmeyi ve çeşitlendirmeyi ilke edinen heykeltıraş Hande Şekerciler’in solo sergisi ecstasy, Londra merkezli JD Malat Gallery’nin Parallel isimli platformunun ev sahipliğinde Virtüel Gerçeklik (VR) ve Yükseltilmiş Gerçeklik (AR) teknolojisiyle çevrimiçi gezilebiliyor. Bronz heykellerinin 3 boyutlu modellemelerini detaylı bir şekilde 1 Ocak 2021’e kadar buradan inceleyebileceğiniz Hande Şekerciler’e yeni sergisini üç soruda anlattırdık.

Bu sergiden önce bilmediğin bir bilgi?

Bir virüsün bütün dünyayı eve kapatabileceği ve tuhaf bir şekilde bu kapanmanın bana garip bir rahatlık, üretkenlik getirebileceği.

Öyle ki bu sergiye hazırlanmanın yanı sıra Piksel Yeni Medya Sanatçı Misafir Programı adıyla, sanatçı adayı arkadaşlarımıza ha:ar’la beraber başka sanatçı arkadaşlarımızın da mentorluk ettiği, Discord kanalımız üzerinden hem programa kabul edilen katılımcıların hem mentorların fikirleri, teknolojileri paylaştığı gelişen bir sanat komünitesi de kurduk. Kış dönemini yeni bitirdik ve yaz dönemi için hazırlıklara başladık.

Bir yandan da yine Arda Yalkın’la beraber, The Lights Istanbul kapsamında Augmented Istanbul başlığını açarak şehre yayılan ve yeni medya sanatçılarıyla beraber, konvansiyonel üretim yapan sanatçıları dijital medyumlarla bir araya getirdiğimiz, inanılmaz güzel işlerin çıktığı bir sergi organize ettik.

Bu arada bilmediğim başka bir şey de bütün bu organizasyonların neredeyse hiç evden çıkmadan, insanlarla bilgisayar başında buluşarak yapılabileceğiydi.

Bu sergiye hazırlanırken aklında sürekli dolaşan bir düşünce?

“İnsan ne ise o olmaya yanaşmayan tek canlıdır.”

ecstasy, Albert Camus’nun bu sözü etrafında şekillendi diyebilirim. Öyle garibiz ki ne yaparsak yapalım kendimiz için yeterli olamıyoruz. Saçımız, kilomuz, yaşımız, sosyal konumumuz, cinsel yönelimimiz, evimiz, aracımız… Mutlaka bir şeyler yanlış, eksik ya da yetersiz. Paralel bir evrende bunun sonucu belki de kişilerin hayatlarını kendini geliştirmeye adaması olabilir fakat bizimkinde başkalarının hayatını düzenlemeye çalışması ve kendi bulamadığı iç huzuru ve mutluluğu onlara da çok görmesi şeklinde tezahür ediyor.

Bunları düşünerek ürettiğim heykellerse tam tersini söyleyen, umut dolu ve bunun dışında bir dünyanın varlığına inanan, kişilerin kendini olduğu gibi kabullenip, sevebileceğini anlatan heykeller.

Bu sergiden sonra yapmak istediğin ilk şey?

Normal şartlarda cevabım New York’a gitmek olurdu. Ama içinde bulunduğumuz durumdan dolayı, İstanbul’da kalıp çalışmaya devam etmek. Ki bu da yeni edindiğim Oculus’le VR modelleme çalışmak, ha:ar için Arda’yla beraber uzun zamandır üzerinde çalıştığımız videoya Lidar sayesinde çektiğimiz 3B videolarla yeniden başlamak, tabii ki biraz da kafa dağıtmak ve Red Dead Redemption 2’da atımı gün batımına doğru sürmek demek.