3 soruda: Şafak Şule Kemancı ve “bütün kuşlar benim bahçeme gelir” sergisi
Geçtiğimiz senelerde queer feminist sanatçıların katıldığı karma sergiler düzenleyen Sınır/sız ekibi ilk kez bir solo sergi kürasyonuyla karşımızda. Son olarak şubatta açılan çevrimiçi Sauna sergisinde işleriyle karşılaştığımız Şafak Şule Kemancı’nın ilk solosu hem de. İsmini Küçük İskender’e ait bir mısradan alan bütün kuşlar benim bahçeme gelir, 17 Haziran-1 Ağustos tarihleri arasında DEPO’da.
Şafak Şule Kemancı’nın farklı malzemeler kullandığı işleri elişinden; el emeğinden güç alıyor. Zamanın, mekânın, bedenin, ikiliğin ve normların sınırlarından kendini kurtaran, onları aşarak sonsuz ihtimallere açılarak oh dedirten yapılar kurguluyor. Yarattığı “queer feminist ekosistem”de polimer kilden heykeller, cam altı resimleri ve duvar kâğıdının yanı sıra lateks, suni deri ve suni kürk gibi fetiş malzemeleri kullanılarak yapılmış heykeller de var.
Şafak Şule Kemancı, ilk solosunu açarken 3 soruluk anketimizi de yanıtladı.
Bu sergiden önce bilmediğin bir şey?
Sergi hazırlığı süresince her şeye daha yakından baktım ve daha çok odaklanıp bağlantı kurdum. Çifte yay burcu yüzeyselliğime bir derinlik katılmış oldu.
Bu sergiye hazırlanırken aklında sürekli dolaşan bir düşünce?
İlk kişisel sergim olduğu için sık sık panik dalgaları yaşadım. Beni bu fikre büyü ya da hipnozla ikna ettiklerine inandığım Sınır/sız ekibine “Durdurun, inicem!” demek istedim hep.
Bu sergiden sonra yapmak istediğin ilk şey?
İlk ve en çok yapmak istediğim şey, hiç bir şey yapmadan boş durmak. Yeterince boş durduğumu hissettiğimde ise bütün gün uyumak, kitap okumak, ev işi yapmak ve All Stars 6. Sezonu izlemek istiyorum.
*“bütün kuşlar benim bahçeme gelir”i İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri kapsamında 23 Haziran Çarşamba günü Sınır/sız ekibiyle birlikte gezmek mümkün. 2 Temmuz Cuma günü de Şafak Şule Kemancı’yla birlikte bir başka sergi turu düzenleniyor.