“Alınmayan önlemler yeni neslin geleceğini de kirletiyor”: İklim krizi, kız çocukları ve “Bana Bırakacağınız Gelecek” sergisi

11 Ekim Dünya Kız Çocukları gününde açılan Bana Bırakacağınız Gelecek sergisi, iklim acil durumunu ve kız çocuklarının eşitlik mücadelesini merkezine alan kolektif bir proje. Nart Özel ve Vanessa Ponte’nin genç sanatçıların tanıtılmasına destek olmak ve sektörde genç sanatçılara yönelik önyargıyı biraz da olsun kırabilmek için mart ayında hayata geçirdiği Ammonite Digital Art Gallery, sergi için İstanbul Kadın Müzesi, İklim İçin Cumalar Türkiye, ve Koşan Kaplumbağa Çocuk Yuvası ile güçlerini birleştirdi. İklim İçin Cumalar Türkiye grubundaki 28 aktivist kız çocuğu iklim krizine dair mesajlarını kaleme aldılar. Ammonite Gallery bünyesindeki genç sanatçılar da bu mesajları fotoğraf ya da illüstrasyon gibi farklı dillerde yorumladı. 

25 Ekim’e kadar fiziksel olarak Beyoğlu Schneirdertempel Sanat Merkezi’nde görülebilen sergiye dijital olarak da İstanbul Kadın Müzesi’nin sayfasından ulaşılabiliyor. Sanal sergide ek olarak, Koşan Kaplumbağa çocuk yuvası miniklerinin çizimleri ve sözleri de yer alıyor. Bana Bırakacağınız Gelecek sergisini Ammonite Digital Art Gallery kurucularından Nart Özel’den dinledik.  

Röportaj: İpek Temizkan

“Büyük şirketleri, bölgeleri, ülkeleri yönetenlerin; istisnalar dışında hâlâ iklim krizine karşı kayda değer bir önlem almaması sadece doğayı değil yeni neslin geleceğini de kirletiyor.”

Ammonite Galeri sanatçıları, iklim aktivisti kız çocukları ve Koşan Kaplumbağa çocuk yuvasından minikler nasıl bir araya geldi? Kurulan bu kolektifte, genç ve gelecek için endişeli olmanın yanı sıra ne gibi motivasyonlar var?

Her şey çok tatlı tesadüfî bir karşılaşmayla başladı. Biz Ammonite Dijital Sanat Galerisi’ni arkadaşım Vanessa Ponte ile birlikte Türkiye’deki genç sanatçıları tanıtarak, sanat sektöründeki gençlere yönelik haksız önyargıyı biraz olsun kırabilmek amacıyla nisan ayında kurmuştuk. En büyük planlarımızdan biri de galerimizdeki sanatçılarla fiziksel bir sergiye imza atmaktı. Açacağımız serginin ise özellikle genç nesli ilgilendiren toplumsal sorunlara ilgili olmasını istiyorduk. Tam Vanessa ile bu planlar hakkında konuşurken; aile dostlarımızla yediğimiz bir yemekte, uzun zamandan beri işlerini takip ettiğim Fridays for Future’un iklim aktivistlerinden sevgili Elif Duru Kireççi ile tanıştım. Sohbet sırasında ben ona galerimizden, o bana FFF’in İstanbul Kadın Müzesi ile planladıkları projeden söz etti ve sonunda “Neden iş birliği yapmayalım?” diye düşündük. Birkaç gün sonra İstanbul Kadın Müzesi’nin küratörü sevgili Meral Akkent ile tanıştık ve hemen hazırlıklara başladık. Koşan Kaplumbağa çocuk yuvasının minikleri ise süreç içinde aramıza dâhil oldu ve sergimizden ayrı olarak iklim krizinin onlar için ne anlam ifade ettiğini çizimleriyle yorumladılar.

Kurulan bu iş birliğinde “Yeni nesil olarak iklim kriziyle olan mücadeleyi kazanabiliriz” mottosu ile hareket ettik ve bu umutlu bakış açısı bizi çok motive etti. Ayrıca iklim krizi, toplumsal sorunlarla da sıkı sıkıya bağlı. Örneğin iklim aktivistlerinin sık kullandığı bir söz var: “Hepimiz aynı fırtınadayız ama aynı gemide değiliz.” Yani iklim krizini hepimiz yaşıyor olmamıza rağmen hepimiz eşit oranda etkilenmiyoruz. Özellikle hâlâ birçok ülkede, sosyal adaletsizliklerle boğuşan ve çoğunlukla tarımla geçinen kadınlar ve çocuklar, iklim krizinden en çok etkilenen iki büyük grup. Bu yüzden biz de iklim krizini kız çocuklarının perspektifinden, Dünya Kız Çocukları gününde gösterdik. Bazı iklim aktivistleri yazdıkları metinlerde iklim kriziyle birlikte ırk, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımcılıklarına karşı duyduğu kaygılara da yer verdi. Toplumsal sorunlara da iklim kriziyle birlikte ışık tutuyor olmak herkes için çok büyük bir motivasyon kaynağı oldu. 

Sergi oldukça kapsayıcı, topluma yönelik ve sosyal paydada buluşan bir amaca temelleniyor. Projenin tohumlarını atanlardan Fridays For Future hareketi; karar vericileri, yöneticileri ve idarecileri iklim için göreve çağırıyor. “Bana Bırakacağınız Gelecek” sergisi kimlere sesleniyor? Sizce serginin yayılma amaçlı ele geçirdiği Billboardları en çok kimler görmeli ve harekete geçmeli?

Sergimiz önce yetişkinlere, sonra tüm insanlığa sesleniyor. İklim aktivisti kız çocukları, önceki nesillerin neden olduğu bu felaketin en çok yeni nesli etkileyecek olmasından endişeli. Özellikle son yıllarda z kuşağı iklim krizine karşı büyük bir bilinç geliştirdi. Greta Thunberg’in başlattığı İklim İçin Cumalar dalgası bunun en somut örneği. Fakat bazı yetişkinler bu konuyu hâlen görmezden geliyor. Büyük şirketleri, bölgeleri, ülkeleri yönetenlerin; istisnalar dışında hâlâ iklim krizine karşı kayda değer bir önlem almaması sadece doğayı değil yeni neslin geleceğini de kirletiyor. Biz de sergimizde, “karar verici” yetişkinler başta olmak üzere tüm insanları iklim krizine karşı kız çocuklarıyla birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

“Gözlemlediğim kadarıyla gelecek kaygısı yeni nesil sanatçıların eserlerinde büyük yer kaplıyor.” 

Kız çocuklarının maruz kaldığı eşitsizlikler ve iklim krizi, politik ve son derece evrensel konular. Böyle bir sergi kapsamında, farklı ülkelerde yaşayan sanatçıların perspektiflerinden nasıl yansımalar görebilirdik?

Sergiye katılan tüm sanatçı ve aktivistler Türkiye’den. Fakat sergi, iklim krizinin Türkiye ile ilişkisinden çok evrenselliğine yöneliyor. Zaten bence iklim krizinin tek bir bölgeye olan etkisini anlatmaya çalışmak haksızlık olur. Söylediğim gibi herkes krizden çok farklı oranlarda ve biçimlerde etkileniyor. Örneğin küresel ısınmanın Almanya’daki bir çocuğa en büyük etkisi, yazın havanın biraz daha sıcak olması olabiliyorken; Afrikalı bir çocuk küresel ısınma yüzünden su kaynaklarını yitirebiliyor. Bu yüzden, Fridays for Future’un hareketi de belli bir topluma değil tüm Dünya’ya hitap ediyor. Umarım FFF ile gelecekte başka iş birlikleri de yaparsak farklı ülkelerdeki sanatçılar ve aktivistlerle de çalışabiliriz.

İklim krizi bilinciyle çalışan ve iklim adaleti için harekete geçen genç sanatçılar olarak, gelecek kaygılarınız üretimlerinize nasıl dahil oluyor?

Ben hobi olarak fotoğraf çekmek dışında sanatsal çalışma üretmiyorum. Fakat gözlemlediğim kadarıyla gelecek kaygısı yeni nesil sanatçıların eserlerinde büyük yer kaplıyor. Malum geleceği çok belirsiz bir dönemin gençleriyiz ve bu her geçen gün daha da yüzümüze çarpmaya başladı. Gerek iklim krizi, gerek Türkiye ve Dünya’nın yükselen binbir diğer sorunu; genç sanatçıların çalışmalarında toplumsal problemlere duydukları kaygıları daha da görünür kılmaya başladı gibi hissediyorum. Yeni kuşak, insan hakları konusunda çok duyarlı, bu yüzden toplumsal sorunlar hakkında çalışmalar yapmak istemeleri şaşırtıcı değil. Tabii ki sağlıklı bir tabiatta yaşama isteği de bu haklardan bir tanesi.

Sizce bir sanat üretimi, maddesel olarak iklim krizine karşı başlatılan hareketin neresinde yer alıyor? Bir sanat eserinde; malzeme, üretiminde ve sergilenmesinde harcanan enerji gibi faktörler, iklim krizi için neler söyleyebilir?

İklim krizine dikkat çekmek zorunlu ve sanat yolu da bu dikkati sağlamak için muhteşem bir yöntem. Ben bu sergi sürecinde sanatçının topluma seslenme gücünü daha iyi anladım. Bu yüzden sanatçıların, tüm insanlığı ilgilendiren iklim krizi gibi bir konuda en azından farkındalık yaratabileceğini bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette kimse belli bir toplumsal konu için sanat yapmak zorunda değil fakat en azından böyle kritik bir konu karşısındaki güçlerinin farkında olması önemli. 

Eylemler ve sosyal farkındalığın artmasıyla iklim krizi, sanat üretiminde geçmişe kıyasla çok daha konuşulan bir konu haline geldi. Bu dönem genç sanatçılara gelecekteki üretimlerine dair neler düşündürüyor?

İklim krizi kesinlikle son yılların özellikle görsel sanat işlerine damga vurmuş bir tema ve bu çok sevindirici. Umarım bu felaket, çözülene kadar sanatçılar tarafından haykırılmaya devam edecek. Umarım gelecek nesiller bu çalışmalara baktıklarında farkındalık sağlamada ne kadar başarılı olduklarını konuşacak. Fakat bunun için iklim krizine karşı birlikte mücadele etmek gerekiyor. Zaten bizim de Bana Bırakacağınız Gelecek sergisinde parmak basmak istediğimiz nokta bu. 

Bana Bırakacağınız Gelecek sergisi sanatçıları Asya Nur Hasgül, Asya Gürhan, Vanessa Ponte, Refia Dermancıoğlu, Elif Fidancı, Elif Berkel, Selenay Tektunalı, Melike Kuş, Nar Preşeva, Öykü Topal, Buse Simon, Pi.uv, Bilge Yıldız Abur, Lal Diltemiz, Tipim Kayık, Sinan Dağ, Melisa Dalkılıç, Raika Lara Kaya, Batuhan Aker, Fikriye Çetin’i bir araya getiren Ammonite Digital Art Gallery’i Instagram hesabı üzerinden takip edebilirsiniz.