3 soruda Simay Bahçıvan ve "My Fairy Tale" sergisindeki işleri
Sanatçıların hikâye anlatımı aracılığıyla izleyicinin gerçeklik algısını sorgulamasını ve farklı bakış açıları geliştirilmesini amaçlayan karma sergi My Fairy Tale, 20 Nisan’a dek Ruzy Gallery’de ziyarete açık. Sanatçıların masal teması etrafında şekillendirdikleri yeni eserleri ilk defa izleyiciyle buluşturan sergi hakkında detaylar burada.
My Fairy Tale sergisi katılımcılarından Simay Bahçıvan, İstanbul’da yaşayan bir sanatçı ve illüstratör. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümün’de başladığı lisans eğtimini, Polonya’da Pedagogical University of Krakow’da Grafik Sanatlar Bölümü’nde tamamladı. Sanatsal üretimlerinin yanı sıra yerli ve küresel markalarla iş birlikleri yapmaya devam eden Bahçıvan, My Fairy Tale sergisinde “İç Simya” ve “Bir Günün Başlangıcı ve Sonu” adlı işleriyle yer alıyor.
Simay Bahçıvan, işlerinin ardındakilere dair sorularımızı yanıtladı.

25x25cm, tuval üzeri akrilik boya, 2025
İşlerin üzerinde çalışırken odaklanmana ya da ilham almana destek olan ritüel, rutin ya da metotların var mı?
Düşünce sürecinde sadece sessizlik isterim, çizmeye başladığımda da mutlaka bir ses isterim; çizerken bir şeyler izlemek bir sesi takip etmek, neredeyse çalışmadan başka bir şey düşünmediğim bir süre yaratıyor bana. Bir de Mimar Sinan’ın, çalışırken narenciye kabuğu koklayarak çalıştığını okumuştum bir yerde. Ben de zaman zaman yapıyorum bunu. Beyni çok hızlı uyarıyor ve tazeliyor o koku.
Kendini bulduğun, sana çok iyi hissettiren ya da hayatının bir noktasında ziyaret ettiğin ve işlerin için çok ilham verici olmuş mekân neresi? Neden?
Son zamanlarda Cihangir Camii’nin bahçesi. Orada hiçbir şey yapmadan durmayı seviyorum. Panaromik bir manzara izlemek çok ilham verici oluyor. Aynı yere farklı zamanlarda bakmak yeni şeyler de fark ettiriyor. Günlük rutini değiştirmek gerekmiyor bence ilham beklemek için, benim yaratıcı fikir arayışlarım her zaman günlük rutinin içinde bana cevap veriyor. Normalimin dışında bir gün geçirdiğimde ya da beni heyecanlandıran bir yerde olduğumda da onun tesiri, günlük rutin içinde ilham olarak dönüyor bana.
İşlerinin taşıdığına benzer bir hisse sahip olduğunu hissettiğin bir film, kitap ya da müzik var mı? Hangi yönüyle?
Son zamanlarda Ziad Rahbani’nin parçalarını çok dinliyorum ve duyduğum şey bana çok tanıdık geliyor, kullandığım renkler seslerle match oluyor gibi. Bir de en son Orhan Pamuk’un Yeni Hayat’ını okuduğumda benzer bir hissim oldu. Ne olduğunu, nerede olduğunu bilmediği harika bir yerin, hakikatin peşinde gece gündüz gezen biri vardı kitapta. O bulanık bilinmeyen his de bana çok tanıdık gelmişti ve cok heyecanlandırmıştı kitap beni.

120x170cm, tuval üzeri akrilik boya, 2025