3 soruda Sinan Artan ve lineer zamanı yırtan illüstrasyonları

İllüstratör Sinan Artan, işlerinde hem yüzyıllar öncesinden gelmiş gibi hissettiren hem de bugün sokakta görebileceğiniz kimi figürleri, herkesin belleğinde yeri olan mekânlarda, bir tür keşmekeşin merkezine bırakıyor. Sanatçının, zamanda tutarlılıkla ilgilenmeden aidiyet kavramını parçalayan çizimleri, birbirine zıt pek çok detayı kendine özgü bir ahenkle bir araya getiriyor. Rakılı Ajanda 2023 için de eylül ayına özel üç çizim hazırlamıştı.

İşlerine dair 3 soruluk anketimizi yanıtladı Sinan Artan.

İkizlerin yıldızı

İşlerinde dokunmayı sevdiğin duygular, fikirler ya da araştırıp derinleştirmeyi arzu ettiğin bazı sorular neler?

“Kaosun özünü damıtma tutkusu” derinleştirmeyi arzu ettiğim, hislerime ve işlerime nüfuz eden, temellendirmekte kuşku duymadığım bir motto ya da başlangıç noktam diyebilirim. İşlerimin detaylarında sıklıkla temas ettiğim ve sorular sorduğum üç ana kavram bulunuyor: Tezatlık, zamansızlık ve aidiyetsizlik. Bu kavramları çözümleyerek yarattığım imgelerde, nispeten tanıdık mekânların soyutlamalarından yararlanır ve zaman kavramını göz ardında tutarım. Tezat perspektifler, figürler, nesneler, manzaralar ve renklerde eski hikâyelerin ve anıların bugüne yansıyan mekânsal boyutuyla iç içe geçmesini amaçlarım.

İnsanların senin ve / veya işlerin hakkında bilmesini istediğin bir şey?

İşlerimin düşsel başlangıcında bende yarattığı his, av hissine denk. Buna bağlı olarak, başlangıçta kendimi genellikle ava çıkmış bir avcı gibi hissediyorum. İzleyiciye tuzaklar kurma derdine düşüp, odaklarını avlamayı amaçlıyorum. Öyle ki bazen ben de kendi tuzaklarıma düşüp, imgelerin ayrıntılarında kaybolabiliyorum. Bu tuzakları kurarken de en çok “güzellik” kavramını ele alıyorum. Fakat ele aldığım, mekânın ya da figürlerin güzelliğinden öte, ritmin ve tezatlıkların güzelliği. Bu düzensiz ritimlerin ve tekrarların içinde, “göze ve kulağa seslenme” kaygısı güdüp iki duyuda da ortak etkiyi yakalamayı arzuluyorum.

Kendini bulduğun, sana çok iyi hissettiren ya da hayatının bir noktasında ziyaret ettiğin ve işlerin için çok ilham verici olmuş mekân neresi? Neden?

Bu soru için net olarak şu mekân ya da şu mekânlardır diyebilmem epey güç. Tarihin belirli dönemleri ile iç içe geçmiş (zamansızlaşmış), önemi olan mekân ya da nesnelerin zamanla önem sıralarının değiştiği ve dönüştüğü ortamlarda kendimi bulduğumu söyleyebilirim. İlham verici hisler genelde bu kaotik ortamlarda beni yakalar. Fakat bu mekânlarda kendimi (gerçek anlamda) iyi hissediyorum da diyemem. Çünkü bu hislere bazen rezil bir trafikte, bazen yoğun kalabalıklarda ve şehrin keşmekeş köşelerinde kapılabiliyorum. İşte bu karmaşaların tümü beni içine çekip, bende oluşturduğu etkinin ortaya çıkmasına sebep olan mekânlardır diyebilirim.

io ve Juno
Kayıp hamam
Meleagros ve Atalante
Orpheus ve Eurydike
Phaethon’un ateşi
Phaethon’un ateşi detay
Venüs’ün aşkı
Venüs’ün aşkı detay