5 adımda Rudimental'ın “Ground Control” albümü

Güncel dans müziği sahnesinin ağır toplarından Rudimental, 3 yıllık aranın ardından rengârenk bir albümle geri döndü. Londralı drum&bass dörtüsünün sürprizlerle dolu yeni incisini 5 başlıkta inceledik.

Zemin – Dans müziğine yeni bileşenler eklemek

2012’ye tarihlenen “Feel the Love”ın patlayıp Birleşik Krallık listelerinde üst sıraları kapmasıyla, müziği dünyanın birçok yerinde yankılanmaya başlayan Rudimental’ın Ground Control albümü, grubun 2018 çıkışlı Toast To Our Differences’ı takip eden 4. uzunçaları. Birlikte müzik yaptıkları 10. yılın şerefine bol iş birlikli 16 şarkıdan oluşan koleksiyon, ekibin Anne-Marie, Ella Henderson ile çalıştığı kendi etiketi Major Toms’un Asylum ile iş birliğinden yayımlandı. UK garage’dan grime’a uzanan geniş ses paletini deneyimlemeye davet eden kayıt, dansa kaldıran müzikleri çeşitlendirmek niyetinde. Groove Chronicles, Wookie, Todd Edwards, Sunship, Lovestation gibilerinden ilhamla üretilen Ground Control için hazırlanmış çalma listesine buradan ulaşılabilir.

Duygu – İçeriden dışarıya, bugünden geçmişe doğru

Küresel salgın sırasında mahrum kalınan canlı müziğin enerjisine duydukları özlemi stüdyodaki kayıtlara taşımak için uğraşan gruptan Piers Agget süreci şöyle anlatıyor: “COVID aslında bizim için biraz lütuftu. Normalde her zaman, özellikle tüm yaz geziyoruz ve uzun bir aradan sonra ilk kez evde bir yaz geçirmemizi sağladı. Tüm albümü karantinada yaptık. Pek çok şarkı aslında 2018’de yazıldı. Los Angeles’a gittik ve orada bir sürü şarkı yazdık. Pek çok şarkı bu seanslardan. Bu şekilde çalışma eğilimindeyiz, seyahate çıkıyoruz, bol bol yazıyoruz ve sonra şarkılar üzerinde çalışmak ve onları bitirmek için uzun bir süremiz oluyor. Pandemi bizi üretken yaptı çünkü aniden hafta sonu konserleri yok oldu ve gerçekten odaklanabildik.” Sonuçta ortaya çıkan ise ruhsal durumları, yaşam tarzlarını gözden geçirirken birden fazla duyguya dokunan bir albüm.

İşlev – Sonik gökkuşağının altında

Pop estetiğini yeraltı kültürüyle buluşturmayı amaçlayan albüm ikiye ayrılıyor. A yüzü müzisyenlerin köklerine dokunuyor, zamanlarında hayatlarının büyük bir parçası olan korsan radyo istasyonlarından ve birlikte büyüdükleri şarkılardan kimi etkileri barındırıyor. B yüzü ise kendi deyimleriyle, “ruhun derinliklerine, daha karanlık dokulara ve atmosferlere akıyor.” Duygulu, orta tempolu şarkılardan kulüp marşlarına doğru bir yolculuk diye özetlenebilir. Ground Control, Rudimental’ın kendine has müzikal formülüne eklemlenen Anne-Marie, Tion Wayne, MJ Cole, James Vincent McMorrow, MORGAN, Skream, Afronaut Zu ve daha nice iş birlikleriyle lezzetleniyor.

Etki Alanı – Birlikten kuvvet doğar

Kalabalık iş birlikçi listesiyle çeşitliliğin güzelliğine vurgu yapıp birbirinden oldukça farklı tarzları benimsemiş müzisyenlerin kitlelerini de buluşturan albümde yer alan “Remember Their Names” isimli şarkı, toplumsal konulara parmak basması yönüyle diğerlerinden ayrışıyor. Şarkının, geçtiğimiz sene polis tarafından öldürülen George Floyd’un ardından harlanan #BlackLivesMatter protestolarından alınmış görüntülerle kurgulanan klibi de haksızlıklara hep birlikte itiraz etmenin  gücüne dikkat çekiyor.

Sözler – Aşk, aidiyet, umut

Çoğunluğu romantik ilişkiler etrafında dönen sözler bazen ikinci şans istemek, bazen eski sevgiliye duyulan özlemi dile getirmek, bazen şehvet, kıskançlık gibi yüksek duyguları açığa çıkarmak, bazen de yanında kendi olunamayan ya da yetersizlik hissettiren partnere veda etmek için yazılmış. Aidiyet hissi üzerinden hesaplaşmalar, sosyal medya yoluyla yaygınlaşan yeni yaşam tarzlarına yöneltilmiş birtakım eleştirilere de rastlamak mümkün. Kapanışa doğru ise umuda davet ediliyoruz.

Yazı: İlayda Güler