80’lerin ilham denizinde kulaç atmaya devam: "STRANGER THINGS"

Geçen sene temmuz ayında ekranlarımıza düşen Stranger Things dünya çapında sabahlamalara yol açmıştı. Yeni sezona dair söylentiler ve haberler  tüm yıl boyunca aralıklarla yayılmaya devam ederken hepimiz takipteydik. Beklenen güne az kaldı: Üç gün sonra yayınlanacak dizinin ikinci sezonu için Netflix’le olan randevumuzdan önce  Stranger Things evrenine ilham veren 10 film sıraladık.

Yazı: Yetkin Nural – İllüstrasyon: Berkay Dağlar

Predator (1987)
Uzayın derinliklerinden gelen dehşetengiz yaratıklar sıralamasında Ridley Scott’un Alien serisindeki Xenomorph’a kafa tutabilen evrendeki tek yaratık John McTiernan’ın Predator serisindeki Yautja olsa gerek. Duffer kardeşlerin Demogorgon’un yaratım sürecinde ilham aldıkları pek çok tasarımdan biri olan Yautja özellikle çiçeğe benzer şekilde açılan ağzı ve saldırmadan önce çıkardığı tıkırtı sesiyle Upside Down’dan gelen korkunç canavarla benzerlikler barındırıyor.

Ancak Predator serisinin Stranger Things evrenindeki tek izleri canavarların benzerlikleri değil. Harper’s kasabasının şerifinin Predator serisinde Arnold Schwarzenegger’in oynadığı Dutch’ın arkadaşı, yaratık tarafından öldürülen ilk kişi olan Jim Hopper ile aynı ismi taşıması da ilginç fan teorilerine sebep veren diğer bir ayrıntı.

The Thing (1982)
Duffer kardeşlerin Stranger Things evrenini şekillendirirken sık sık göz kırptıkları John Carpenter, ikiliyi çocukluk yıllarında etkileyen yönetmenler listesinde Spielberg’ün hemen yanında duruyor. Hatta dizinin Netflix’e sunulduğu ilk toplantıda gösterilen “sahte” fragman Dufferlar’ın Spielberg ve Carpenter filmlerinden bir araya getirdikleri sahnelerin üzerine Carpenter’ın The Fog filminin müziklerini ekleyerek yarattıkları bir montajdan oluşuyordu.

Daha net bir şekilde yakaladığımız iki diğer Carpenter referansı ise Mike’ın evinin bodrumundaki odasında duvarda asılı, Carpenter’ın tüm filmleri arasından kendi kişisel favorisi olduğunu söylediği The Thing posteri ve Dustin su tankı hakkında akıl almak için fen hocaları Scott Clarke’ı aradığı sırada Clarke’ın televizyonundaki film sahnesi idi. Bu görünür göndermeler haricinde Şerif Jim Hopper karakterinin de 1982 yapımı filmde başrolde Kurt Russell’ın oynadığı MacReady’den yola çıkarak oluşturulduğu söylentileri de söz konusu.

pjimage (14)

The Goonies (1985)  – Stand By Me (1986)
Netflix pazarlama ekibinin geçen hafta yayınladığı son Stranger Things posteri diziye başından beri yapılan The Goonies benzetmelerini net bir şekilde doğrulamış oldu. Stranger Things’in dört arkadaşın yaşadığı maceralar üzerinden yola çıkması ve korkutucu durumlarla çocuksu hisleri bir araya getiren atmosferi, hikayesi Steven Spielberg’e ait, Richard Donner’ın yönettiği ve dört arkadaşın bir korsan hazine avında yaşadıkları maceraları konu eden 1985 yapımı filmi The Goonies’in nostaljik ve naif tonunu başarılı bir şekilde tekrarlıyordu. Dizi yapısal motifler anlamında esinlendiği The Goonies filmini net hatırlayanlar için ana karakterlerin eşleşmesi anlamında ‘flashback’ yaşatan bir takım anlar da sundu.

Bir Stephen King öyküsünden uyarlanan 1986 yapımı Stand By Me de aynı The Goonies gibi dört arkadaşın maceraları çerçevesinde gelişen ve arkadaşlık, dayanışma, büyümek gibi kavramların gelişimi üzerine kurgulanan bir film. Bu anlamdaki yapısal benzerlik dizinin filmdeki tren rayında maceranın derinlerine ilerleyen çocuklar sahnesini tekrarlamasıyla da taçlandırılmıştı. Tüm bunların yanı sıra Stranger Things çocuk kadrosundan oyuncu seçimleri sırasında bu iki filmin senaryosundan okumalar yapmaları istendiğini de not düşelim.

Firestarter (1984)
Mark L. Lester’ın Stephen King romanından beyazperdeye uyarladığı 1984 yapımı Firestarter filminde Drew Barrymore’un canlandırdığı pirokinetik (zihin ile ateşi manipüle etmek) güçlere sahip Charlie karakteri ile Stranger Things’in Eleven karakteri arasında yapılan benzetmeler elbette yersiz değil. İki karakterin üzerlerinde deney yapıldığı sahnelerdeki halleri benzerlikler gösterirken, esas bağlantı güçlerini zorladıklarında burunlarından akan kan ile ortaya çıkıyor. Firestarter da Netflix’in bir poster ile saygı duruşu yaptığı filmler arasında yer alıyor.

E.T. (1982)
Steven Spielberg’ün uzaylı kavramını tamamen baştan tanımladığı unutulmaz klasiği E.T Duffer kardeşlerin başından beri en büyük ilham kaynakları arasında saydıkları filmlerden bir tanesi. Kardeşlerin bu filme olan sevgisi Stranger Things evreninde sık sık çeşitli sahnelerle karşımıza çıkıyor. Filmi izleyenler Eleven’ın polis arabalarını güçleriyle devirdiği bisikletli kovalama sahnesi ve çocukların Eleven’a okulda fark edilmemesi için giydirdikleri peruktan bahsettiğimizde ne demek istediğimizi gayet iyi anlıyorlar.

Poltergeist (1982)
Eleven karakterini canlandıran Millie Bobby Brown bir röportajında çekimlere hazırlanmak için tüm ekibin izlemesi istenen filmlerin arasında Poltergeist’ın da bulunduğunu söylüyor. Film ile dizi arasındaki en büyük benzerlik ise gizemli güçler tarafından kaçırılan çocukların anneleri ile kurdukları iletişimde ortaya çıkıyor. Aynı Poltergiest’da kaçırılan Carol Anne gibi Will de Upside Down ismini verdikleri alternatif evrene kaçırıldıktan sonra annesi ile elektrik akımlarını kullanarak iletişim kuruyor ve duvarların ötesinden gelen sesini sadece annesi duyabiliyor. Ayrıca dizinin bir bölümünde annesi Will’e Tobe Hooper’ın (Poltergeist’ın yönetmeni) son filmine iki bilet aldığını söylüyor ve bahsedilen film de Hooper’ın kült klasiği elbette…

pjimage (13)

Jaws (1975)
Duffer Kardeşler Demogorgon’un tasarımında Predator, Alien gibi filmleri ilhamları arasında sayarken canavarın davranış biçimi olarak en çok bir köpek balığına benzediğini de ekliyorlardı. Bu esinlenme dizide Demogorgon’un kan kokusuna duyarlılığı ve avladığı kişileri yemek üzere kendi inine götürmesi gibi özelliklerle sergileniyor. Diziyi izlerken Jaws’ı en çok andığımız sahne ise Barbara’nın havuz başında otururken suya damlayan kanın canavarın dikkatini çektiği an oldu diyebiliriz…

Carrie (1976)
Eleven’ın sinemaya uyarlanan bir başka Stephen King romanındaki genç, masum ama problemli Carrie White’ı andıran havası ve iki karakterin problemli ebeveynlerinin gelişimlerine etkileri izleyicilerin film ve dizi arasında bağlar kurmasına yol açmıştı. Özellikle 6. bölümde Nancy’nin Upside Down’dan geri dönüşünde evrenler arasındaki kapıdan uzanan kolu, Carrie’nin ünlü finalinde mezardan çıkan koluna yapılan bir diğer göndermeydi.

pjimage (12)

A Nightmare on Elm’s Street (1984)
Wes Craven’ın 1984 yapımı A Nightmare of Elm’s Street’i ve 90’lardaki devam filmleriyle dönemin o dönemin çocuklarının kabuslarında büyük emeği geçen serilerden bir tanesi. Stranger Things her ne kadar Elm Street kadar saf korku ve terörü hedeflemese de, iki yapımda da kurban pozisyonundaki çocukların canavarla baş etme stratejisi aynı: Birileri canavarın sahasına atılırken, geride kalan güvendikleri ekip de gerektiğinde arkadaşlarını o dünyadan çekip çıkararak kurtarmak için bekliyor. Dizi aynı zamanda hem Joyce’un yatak odasında duvardan uzanan canavar sahnesiyle, hem de gene geçen ay yayınlanan bir retro posterle korku türünün tarihindeki en unutulmazlardan biri olan A Nightmare on Elm’s Street çeşitli selamlar çakmıştı.