Hafızanın melodisi: 84 90 62 74/ Old Fools

Yazı: Zelal Buldan

Craft Tiyatro’nun, prömiyerini yaptığı nisandan bu yana ilgiyle izlenen oyunu 84 90 62 74 / Old Fools, Yapı Kredi Bomontiada’daki temsillerine devam ediyor. Tristan Bernays’ın yazdığı, Şimal Yalçın’ın çevirdiği oyunu, Craft Tiyatro’nun kurucularından Çağ Çalışkur yönetiyor. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız 90 dakikalık performanslarıyla Olgu Baran Kubilay ve İdil Sivritepe’yi izliyoruz. 

Konu nedir?

Aşklarının bütün aşamalarını izlemeye davet edildiğimiz Vivian ve Tom’un dünyasında, anıların arasında geziniyoruz. Anılar bizim hafızamızda kendine bir yer edinirken, Tom’unkinde yavaş yavaş kayboluyor. Alzheimera yakalanan Tom, anılarıyla vedalaşıyor. Vivian ise kendisinden başka kimsenin hatırlamayacağını bildiği yeni anların boşluğunda savruluyor.

Mekân ve zaman

Vivian ile Tom’un anılarında; bir hastane odasında, evde, sokakta, yüksek ses müzikli bir barda, Barselona’da bir sahil kenarında, havaalanında, hayal kırıklıklarında, mutlulukta, ilk tanışma heyecanında, bir vedalaşma ânında… Farklı farklı yerlerde, çeşitli duyguların arasında, yakın ve uzak geçmişte, kısacası her yerdeyiz.

İlk intiba

İzleyici olarak henüz koltuğumuza geçmeden, bekleme alanındayken Tom ve Vivian ile karşılaşıyoruz. Çiftin tanışma sahnesine dâhil olacağımızdan habersiz ayakta beklerken Tom, piyanonun başına geçiyor. Şarkısını, yanımızda bizden biri gibi duran Vivian’a ithaf ederken, Vivian utangaç hâliyle kalabalığın içinde saklanıyor. Vivian bizden biri oluyor, biz ise hikâyenin bir parçası. Vivian yanı başımızda dururken anlıyoruz; bu, hepimizin hikâyesi olabilir. Tanışma sahnesinin ardından, Tom’un Vivian için söylediği şarkının her bir notasını duymak üzere yerimizi alıyoruz. 

En çok nesini sevdim?

Anıların arasında gezinirken değişen mekânlara uyum sağlamamıza yardımcı olan ışık tasarımına bir parantez açayım. Parantezi oldukça az ve yerinde kullanılan dekorun özenli seçiminden, kıyafet tasarımının ilgi çekiciliğinden bahsederek kapattıktan sonra İdil Sivritepe’yi övmeye başlayayım. Oldukça riskli sahneleri olabilecek en az hata ile oynayan, oynarken enerjisini nasıl başladıysa öyle bitirecek kadar canlı tutan, sahneye çok yakışan bir oyuncu İdil Sivritepe. Oyundan çıkarken başka nerede ve ne zaman izleyebilirim diye arattığım ismini, ileride daha fazla duymak arzusuyla… 

Nasıl hissettirdi?

Mutlu bir hikâye diye tanımlayamayacağım oyunların, filmlerin veya şarkıların ardından üzerime çöken yoğun hüzün duygusunun aksine, tebessüm ederek çıktığım bir oyundu Old Fools. Bunun sebebi ise metnin doğrusal olmayan yapısının etkisiyle duygudan duyguya atlamak, hüzünden ansızın mutluluğa geçmek, gözyaşının etkisi altındayken bir kahkaha ile kendime gelmekti. Tıpkı gerçek hayatta geçirdiğim bir gün gibi. Gün içinde oldukça hızlı değişen duygularımın asıl üzerimde bıraktığı etkinin saatler sonra, başımı yastığa koyduğumda ortaya çıkışı gibi. Old Fools, saatler sonra etkisini gösterdi ve zihnim oyunun etkisiyle yüzleşti. Ben kendi hafızamın melodisinde dolaşırken Tom, Vivian’a şarkı söylemeye devam etti: “Black is the colour of my true love’s hair…”