Afet bölgesindeki çocukların nelere ihtiyacı var?

Röportaj: İlayda Güler, Tuvana Adalı

Afet ortamında, ilgiyi toplumdaki kırılgan grupların üzerinden çekmeyecek biçimde bölüştürmek, bunlardan biri olan çocukların haklarını korumak ve taleplerine kulak vermek çok önemli. Bölgedeki öncelikli ihtiyaçlardan biri de çocukların, yaşadıkları travmanın ardından etraflarında olan biteni anlayıp, duygu ve düşüncelerini ifade edebilecekleri güvenli alanlar oluşturmak.

Documentarist gönüllüleri, Çizgi Çocuk Atölyesi ve Açık Atölye ortaklığında hayat bulan Mavi Kuş Deprem Dayanışması, psikolog eşlikli etkinliklerle Hatay’daki çocuklara psikoeğitim, oyun kurma, film gösterimi gibi destekler sunuyor. İlk adımdan bugüne nasıl geldiklerini, dayanışmalarını kimlerden gelen ne tür desteklerle sürdürdüklerini, çocuklardan aldıkları tepkileri ve gönüllülük çağrılarına dair detayları öğrenmek üzere Mavi Kuş ekibinin kapısını çaldık.

Mavi Kuş Deprem Dayanışması’nın, elindeki imkânları doğru kullanabilmek adına başkalarına da ilham verebilmesi için soralım: Nasıl bir araya geldiniz? Afet bölgesinde yaptığınız çalışmaların odağı nedir? 

2011 Van depreminden sonra Hangi İnsan Hakları Film Festivali ekibi ve Çizgi Çocuk Atölyesi olarak gönüllü çağrıları yaparak bölgede atölyeler başlatmıştık. Ve bunu daha sonra İstanbul, Amed, Soma, Reyhanlı gibi çeşitli yerlerde sürdürdük. Mülteci çocuklara ve cezaevlerindeki çocuklara yönelik etkinlikler organize ettik. Dolayısıyla bu yolda bir araya gelmiş arkadaşlar olarak depremin ilk gününde çocuklarla çalışmalar için hazırlanma gereğini konuştuk. Hemen gidemeyeceğimizi ama bir süre sonra orada olmamız gerektiğini biliyorduk. Bir yandan bölgeye gitmiş, çocuk alanında çalışan arkadaşlarımızdan görüş ve öneriler aldık, psikologların sahadan raporlarını takip ettik, bire bir görüşmeler yaptık; bir yandan da hızla organize edilen eğitimlere katıldık. Çünkü karşılaşacağımız felaketin henüz bütün boyutlarıyla ortaya çıkmadığını ve her ne kadar saha deneyimimiz olsa da “hazırım” dememek gerektiğinin farkındaydık. Bölgede su, barınma gibi temel ihtiyaçların bugün dahi yeterince karşılanmamış olması, çocukların olağan hâllerde bile toplumda yok sayılması ile birleşince deprem sonrası bu tür çalışmalar genellikle acil ihtiyaç olarak görülmez. Oysa çocukların yaşadıklarını anlamaya, duygu ve düşüncelerini ifade etmeye de ihtiyaçları var. Onlara ait güvenli alanlara ihtiyaçları var. Planladığımız çalışmaların odağı herşeyden önce çocuklara böyle güvenli alanlar açmak ve kendilerini ifade edebilecekleri sanatsal araçlarla onları tanıştırarak bu araçları nasıl kullanabileceklerine dair onlara rehberlik etmek. 

Mavi Kuş inisiyatifi bir dayanışma çatısı. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kimlerle nasıl ortaklıklar kurduğunuzu detaylandırabilir misiniz?

Bu tür çalışmalar ancak ortaklaştıkça ve birbiriyle koordineli olduğu sürece sürdürülebilir diye düşünüyoruz. 11 ili kapsayan ve başka şehirlere de göç edenlerle beraber oldukça geniş bir alana yayılacak çalışmalara dair bir ihtiyaç söz konusu. Başlayacak her çalışmanın sürdürülebilirliği de çok önemli, dengeli dağılımı da. Daha önce Gündem Çocuk’tan, şimdi Fisa Çocuk Hakları Merkezi’nden arkadaşlarımızla sürekli irtibat hâlindeyiz. Bazı yerlerde etkinlikleri Hatay Deprem Dayanışması ile birlikte programlıyoruz. Hatay’da çocuklarla ilgili diğer çalışmaları takip etmeye çalışıyor ve boş kalan yerlere, özellikle köylere odaklanmaya çalışıyoruz. Psikolog arkadaşlarımız da hep bizimle beraber. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve World Human Relief (WHR) gibi kurumlardan psikolog desteği almaya ve her etkinliğin başında çocukları onlarla buluşturmaya gayret ediyoruz. 

Şimdiye kadar nerelerde bulundunuz? Desteğe gideceğiniz yerleri neye göre seçiyor ve çalışmalarınız için gerekli mekânsal düzeni nasıl oluşturuyorsunuz?

İlk birkaç günümüz Antakya ve çevresini dolaşarak saha araştırması yapmakla geçti. Hem gözlemlerimiz hem de oradaki gönüllülerin önerileri ışığında, daha az ulaşılan yerlerde ve köylerde çalışma yapmanın daha isabetli olacağına karar verdik. İlk olarak da birebir tanıdıkların olduğu kendi arkadaşlarımızın köylerini mekân olarak belirledik. Documentarist’ten Necati Sönmez Antakyalı, onun Yeşilpınar Köyü’ndeki ailesi de depremden etkilendi. Başka kentlerden bize katılan gönüllü eğitmen ve sanatçılar, onların bahçesine kurulu konteyner ve çadırda konaklıyor. Bir diğer köyümüz de gönüllülerimizden Aynur Yılmaz’ın köyü olan Yeniçağ. Orada yaşayan iki psikolog da arada bize katılarak etkinliklere destek verdi. Bu iki köyle başlayarak; Samandağ’da, Tavla Köyü’nde, Serinyol’da, Antakya içinde Çekmece Mahallesi’nin iki ayrı yerinde ve dağ tarafındaki Orhanlı Mahallesi’nde etkinlikler yaptık. Bunların hepsi oradaki yardım faaliyetlerini örgütleyenlerin daveti ile ve onların ayarladığı mekânlarda gerçekleşiyor. Hemen hepsinde çocuklara dönük henüz hiçbir faaliyet yapılmamıştı. Gittiğimiz yerler de bizi yeni bağlantılarla başka yerlere yönlendiriyor. İkinci haftamızda bağlantıda olduğumuz çocuk mekânları neredeyse ikiye katlandı ve bu şekilde ağımız giderek genişliyor.

Afet – Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi, sahaya gidecek kişilerin psikolojik ilk yardım eğitimi almış olmasını ve çocuk hakları, çocuk koruma, çocuk güvenliğine dair yaklaşım ve bilgilerinin yeterliliğinden emin olmasını öneriyor. Mavi Kuş gönüllüleri bu öneriye nasıl cevap veriyor?

“Ne yapabiliriz?” sorusunu kafamızda çevirirken bir yandan da bu konuyu düşünüyorduk elbette. Temel odağımız çocuklara güvenli bir alan açmak. Bu da şüphesiz çocuk hakları temelli bir yaklaşımı gerektiriyor. Dediğimiz gibi psikolog arkadaşlarımızla dirsek temasında ve mümkün olduğunca onların katılımıyla etkinlikler planlıyoruz. Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi’nin toplantısına da katıldık. Onların saha sonrası gözlemlerini, uyarı ve önerilerini dinledik. Ayrıca Koordinasyon’dan arkadaşlarımıza danışıyoruz ve çalışmalarımızdan onları haberdar ediyoruz. Fisa’dan Esin Koman ve Ezgi Koman sahaya gitmeden önce gönüllülere bu konuda destek verecekler. Anadolu Kültür ile bir toplantı yaptık ve orada da gönüllülerin desteklenmesi ihtiyacını dile getirdik. Bu yönde bir desteği o kanaldan da alabileceğiz. İlk olarak sahaya giden arkadaşlar, travma sonrası deneyimi olan arkadaşlar. Çocuklarla çalışmış ama deneyimi olmayan arkadaşları ise deneyimli arkadaşlarımızla eşleştirmeye dikkat ediyoruz. Bu bir öğrenme süreci hepimiz için. Bunu da atlamadan, bir deneyim ve birikim aktarım kanallarını da açmak istiyoruz. 

Film gösterimi, psikososyal destek, eğitim, oyun ekseninde şimdiye kadar düzenlediğiniz etkinliklerde çocukların katılımı / deneyimleri ve yetişkinlerin tepkileri nasıl oldu? Onların talepleri neler?

Saha çalışması yaparken, bir yandan elimizdeki ekipmanla (projeksiyon cihazı Berlin’de yaşayan bir Filistinli tarafından bağış olarak verildi) film gösterimleri ile başladık etkinliklere. Ardından İstanbul’dan gelen üç gönüllü arkadaşın ve yerelden gönüllülerin katılımı ile psikoeğitim, oyun kurma ve görsel sanatlara yoğunlaştık. Bu ilk ekiple son dört gün içinde 300’den fazla çocuğa ulaşma şansımız oldu. Bazı yerlerde psikolog arkadaşlar ebeveynlerle de sohbet seansları düzenleyip tavsiyelerde bulundu. İstisnasız her etkinlik sonrasında gerek çocukların gerekse ebeveynlerin sorduğu soru: “Tekrar gelecek misiniz?” Hedefimiz etkinlik başlattığımız yerlere en azından haftada bir giderek bir rutin oturtmak. Bu sürekliliği sağlamak için gönüllülere çağrı yapıyoruz, bize katılmak isteyenleri bu mekânlar için koordine ediyoruz. Her haftaya farklı bir etkinlik koymaya çalışarak tekrara düşmemeye de önem veriyoruz. Şu aşamada çocuklarla müzik çalışacak eğitmen eksiğimiz var mesela. Şu anda, Nisan sonuna kadar bölgeye gelme niyetini belirten 30 kadar gönüllüyü organize etmeye çalışıyoruz.

Uzaktan planlama ve sahada çalışma deneyimleri arasında ne gibi farklar oldu? Bölgede geçirdiğiniz süreç üzerinden çocukların sabit ve değişken ihtiyaçlarını ve güncel tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kısa, orta ve uzun vadede sizce neler yapılmalı ve siz önünüze nasıl hedefler koyuyorsunuz?

Uzaktan planlama ve sahada çalışmayı beraber yürütüyoruz. Bir yandan gönüllü olmak isteyenlerin koordinasyonu, takviminin takibi ve ihtiyaçların sağlanması; diğer tarafta sahada her gün değişen koşulları gözeterek etkinliklerin organizasyonu ve lojistik. Kısa vadede planlarımız içinde sahada çocuklarla çalışanlarla iş birlikleri kurmak, ihtiyaçlara göre çalışmaları planlamak, gönüllü havuzunu genişletmek ve gönüllüleri desteklemek var. Özellikle 27 Mart’a kadar okulların kapalı olduğu süreçte çocuklarla mümkün olduğunca çok buluşmak istiyoruz. Önümüzde çok uzun bir yol var. Günden güne koşullar değişiyor, göç nedeniyle yoğun bir sirkülasyon var. Öngörülmesi zor bir süreç. Bu uzun yolda ne kadar ileri gidebileceğimiz biraz da gönüllü katılımının sürekliliğine bağlı. Uzun vadede eğer katılım yeterli olursa ve Antakya çevresinde bu çalışmaları oturtabilirsek, Mavi Kuş gezici atölyeleri ve film gösterimleri ile diğer illerde de çocuk alanlarına destek olmayı istiyoruz. Bir yandan da başka illere göç etmiş depremzede çocukları da unutmamak gerekiyor.

Mavi Kuş inisiyatifi olarak sizin ihtiyaçlarınız neler? Yakın zamanda bir gönüllülük çağrısı yaptınız. Gönüllüler hangi alanlarda, ne kadar süreliğine ve nasıl koşullarda sizinle birlikte alanda bulunabilir? Destek olmak isteyenlerin daha önce çocuklarla çalışmış olması bekleniyor mu? Çocuklarla iletişim odağında olmayan işler için de gönüllülere ihtiyaç var mı?

Gönüllülere ihtiyacımız özellikle nisan ortasından sonra artacak gibi gözüküyor. Katılan gönüllülerin aralıklarla yeniden gelmesini de önemsiyoruz. Bugüne kadar gönüllülerin seyahat masrafları, malzemelerin temini ve yerel ulaşımı çevremizden desteklerle sağladık. Bu ihtiyaçlar ilerleyen günlerde devam edecek. Çocuklarla çalışma yapmış, hatta travma sonrası deneyimi olan arkadaşların katılımı çok sevindiriyor bizi. Sanatçı, öğretmen ve psikolog arkadaşlarımızdan gönüllü başvuruları geliyor. Gönüllüler eğer çocuklarla çalışma deneyimleri varsa atölye içerikleri öneriyorlar. Bu önerilere ve gelmek istedikleri tarih aralıklarına göre takvime işliyor, onları dengeli bir şekilde dağıtmaya çalışıyoruz. Mavi Kuş inisiyatifine etkinlik önererek veya uzaktan destek vermek isteyenler [email protected] adresi üzerinden bize ulaşabilir, destek arayışı, ihtiyaçların ulaştırılması, seyahat organizasyonları, lojistik, ulaşım, vb pek çok alana el verebilirler.