Ahmet Ali Arslan ve Gülinler’den oyun arkadaşlığına övgü

Yazı: Eylül Ege

İki yıl önce bu zamanlar, baştan sona bir arayış anlatısı olarak kurguladığı Yeni Bir Kabuk adlı koleksiyonunu yayımlayan Ahmet Ali Arslan, yeni bir parçayla sıradaki uzunçaları Yangı’yı pişirmekte olduğunu duyurdu. Yalnız da değil üstelik; “Oyun”u, solo üretimlerinin yanı sıra geçtiğimiz ay paylaştığı Defansif Dizayn albümüyle etrafı kasıp kavurmakta olan Büyük Ev Ablukada’nın GalvanizGelbiraz’ı olarak da tanıdığımız Gülinler ortaklığıyla kaydetmiş.

Gözden düşen bir damla yaşla gülümsetecek şarkılardan “Oyun”. Müziğinde klasik Türk ezgileri ve halk tınılarını sıkça kullanan Ahmet Ali Arslan, pusulasından çok da şaşmadan, rock elementleri serpiştirilmiş nostaljik bir popa doğru kırmış dümeni. Her zamanki naif, yumuşacık hissi baki tabii. Bu kez özlemi çağrıştıran, masalsı, melankolik bir flüt melodisiyle sarılıyor dinleyicisine. 

Şarkı adıyla müsemma, çocukluk aşkımız olan oyunun; yetişkinlikte yaşadığımız aşklarda tezahür edişi, birbirimize kıyamadan -belki de kıyarak- verdiğimiz mücadeleler, kurduğumuz derin bağlar, yakınlıklar hakkında. Gülinler, tam da bu duyguyu taşıyan; kırılgan, oyuncu vokal üslubuyla imzasını atıyor, parçanın iç ısıtan titreşimlerini kulaklardan kalbe iletiyor: “Çocukluğumdan beri aramışım hep seni. Oyun oynayacak biri, ah. Yenil bana, yen beni.”

Ahmet Ali Arslan ise şu sözlerle anlatıyor şarkısını: “‘Oyun’ benim için hem çocuksu bir hayranlık şarkısı hem de aşkın iyisiyle kötüsüyle oyuna benzeyen hâline bir bakış. Aşk hem bahar havasına vurulmak gibi karşılıksız hem de her ilişki türü gibi ikinci veya üçüncü perdeden bir tür mücadelenin eksik olmadığı bir oyun alanı. Kuralları kabul ettikçe, bize sadece ondan keyif almak düşüyor. Bu şarkı, hayatımda ne zamandır arayıp da son birkaç senede içselleştirmeye başladığım diri ve enerjik bir hâli müziğime taşıyan ilk adım. Sahnede çalmak için heyecanlanıyorum. Gerisi yolda, keyfini çıkarın.”

Söz ve müziği Ahmet Ali Arslan’a ait olan “Oyun”un düzenlemesinde müzisyene Ozan Sarohan, Ozan Kısaparmak ve Rana Uludağ eşlik etmiş. Büyümenin, yetişkinliğin temsili hissini veren kapak görseli fotoğrafçı Burçin Esin’in elinden. El yazısı ise bizzat Ahmet Ali Arslan’ın.