AI for Earth: Ekosistem sorunları için yapay zekâdan nasıl faydalanılıyor?

Microsoft tarafından 2017’de başlatılan, Dünya’ya verdiğimiz zararı kapsamlı ve detaylı olarak hızlıca belirlemek ve bu zararı azaltmak üzere geliştirilmiş bir yapay zekânın kullanıldığı “AI for Earth” adlı 5 yıllık girişim devam ediyor.

Projeye 50 milyon dolarlık bir bütçe ayıran Microsoft, 2017’den beri çevre örgütleriyle araştırmacılara bu bütçeyi paylaştırmakta. Peki proje için çalışanlar, hızla hastalanan dünyayı iyileştirmek için yapay zekâyı tam olarak nasıl kullanıyor?

Öncelikle programın dört ayrı başlıkta ilerlediğini belirtelim: Biyolojik çeşitlilik, iklim, su ve tarım. Biyolojik çeşitlilik için birkaç önemli noktaya değinmekte fayda var. Diğer canlıların yaşamı için müthiş bir önem taşımasının yanı sıra; bulaşıcı hastalıkları kontrol altından tutması, çeşitli ekinlerin tozlaşmasını sağlaması ve tıp biliminin gelişimine katkıda bulunması sebebiyle insanlar için de büyük önem arz eden biyolojik çeşitlilik, son 40 yılda ciddi bir azalış göstermekte. Bilinen türlerin yüzde 60’nın soyunun tükendiğini belirtmek, sanıyoruz ki bu ciddiyeti anlamak için yeterli.

Bu alanda yapılan çalışmalardan birisi Illinois Üniversitesi İşlemsel Popülasyon Biyoloji Laboratuvarı başkanı Tanya Berger-Wolf ve araştırma ekibi tarafından yürütülüyor. Ekip; Wildbook adlı sisteme birçok türün hareketini, göç rotasını, ve türlere dair çeşitli bilgileri kaydettikten sonra, bilgileri düzene sokmak için yapay zekâdan faydalanıyor. Takip edilmesi ve korunması gereken pek çok tür olduğundan, bilgilerin bir insan tarafından tek tek düzene sokulması oldukça zaman alıp, doğa için yapılması gerekenler gecikeceği için ekibin yapay zekâ ile çalışmasının önemi büyük.

Kutup bilimci Joseph Cook ise, projesi “AI at the Ends of the Earth” ile kutupların ve artan deniz seviyesinin geleceğini tam olarak belirlemeye çalışıyor. Cook, çalışmasıyla ilişkili olarak, daha çok kriyosfere (yeryüzündeki kar ve buz çökeltilerinin bütünü) odaklanmış durumda. Buzulların sürekli erimesi yüzünden sınırları aralıksız değişen bu yerlerde araştırma yapmak elbette zor. Kutup bilimci, bu sebepten verilerini uydu ve dronelardan elde ediyor, bilgileri analiz ederken de yapay zekâya başvuruyor. Böylelikle buzul yüzeylerini haritalandırıp zaman içerisindeki değişimleriyle ilgili bilgilere kesin olarak ve hızlı bir biçimde ulaşabiliyor.

Su kaynaklarının temizliğinin sağlanması ile ilgili de ilginç çalışmalar yürütülüyor. Alabama Üniversitesi Dünya Sistem Bilimi Merkezi’nde çalışan araştırmacı Africa Flores, su kaynaklarının kalitesini azaltan zararlı alglerin çoğalması durumunda yetkilileri ikaz edecek bir alarm sisteminin ilk örneği üzerine çalışıyor. Flores, yosun patlamasını gözlemlemek için çok emek isteyen ve pahalıya mal olan mevcut yöntemler yerine yapay zekâyı kullanıyor.

Ormanlar için yürütülen çalışmalar da “AI for Earth”ün bir başka kolunu oluşturuyor. Projenin çalışanları, özellikle Amerika’daki ormanlık arazilerin çoğunun özel mülk olması nedeniyle çevre araştırmacılarının ormanlar hakkında yeterli bilgiye ulaşamadıklarını söylüyor. Projede yer alan Max Nova, bilgiyi yaymak ve ormanları, ormanda yer alan ağaç türlerini kayıt altında tutmak için, SilviaTerra adlı bir site kurmuş. Site bulut bilişiminden ve uydu görüntülerinden yararlanıyor. Ancak, hiçbiri büyük verilerin hızlıca işlenebilmesi için yeterli değil. İşte yapay zekâ yine burada devreye giriyor ve tonlarca bilginin hızlı bir biçimde kayıt altına alınıp paylaşılmasına katkıda bulunuyor.

Yazı: Merve Coşkun