Alex Garland filmi Men’den gerilim dozu yüksek fragman

Birleşik Krallık’tan son yirmi yılda çıkmış en yetenekli isimlerden biri, yazar-yönetmen Alex Garland muhtemelen. Danny Boyle imzalı 28 Days Later ve Sunshine’da, aynı isimli Kazuo Ishiguro romanının uyarlaması Never Let Me Go’da kalemi dikkat çekmişti özellikle. 

Senarist kimliği yetmemiş olacak ki 2014’te ilk yönetmenlik denemesi Ex Machina ile iddiasını kanıtladı. Eleştirel anlamda oldukça başarılı olan film, kendisine bir Oscar adaylığı da kazandırdı. Son olarak ise insan-doğa ilişkisini ele alırken bilim kurgu ile korku janrlarını harmanlayan Annihilation ve oldukça karışık eleştirilerle karşılanan Hulu dizisi Devs’le gündemimizde yer almıştı.

Sıradaki uzun metraj işinin, kendisi için bir köklere dönüş projesi olacağı 2020’den beri konuşuluyordu. Nitekim üçüncü Alex Garland filmi Men, İngiltere kırsalında lanetli bir evde geçecek bir korku filmi. Başrolde, filmografisinde I’m Thinking of Ending Things, Misbehaviour ve kendisine Oscar adaylığı getiren The Lost Daughter gibi yapımlara rastladığımız Jessie Buckley var. Taptaze yayımlanan fragmandan, İngiliz aktör Rory Kinnear’ı da birçok farklı karaktere hayat verirken izleyeceğimiz anlaşılıyor. 

​​

İptal edilen Garland projesi ve sivil itaatsizlik üzerine düşünceler

Aslında bu girişimden önce farklı bir proje vardı Garland’ın zihninde. Dünyanın son yıllarda gördüğü birçok protestonun etkisiz, yüzeysel ve sonuçsuz olduğunu düşünen sanatçı, bu mesele ekseninde Devs kadrosundan bazı oyuncuların da yer alacağı bir dizi yapma niyetindeydi. Ancak George Floyd’un kolluk kuvvetlerince katledilmesiyle yükselişe geçen Black Lives Matter hareketi ve sonucunda dünyanın dört bir yanından insanların sokaklara dökülmesi, fikrinin değişmesine ve diziden vazgeçmesine sebebiyet vermiş. 

Hayata geçmeyen projenin motivasyonunu şu cümlelerle anlatmakta Alex Garland: “Sivil itaatsizliğin bir noktasında, bir şeyleri parçalamaya başlamalısın. ‘Parçalama ihtiyacı’ üzerine bir şeyler yazıyordum o yüzden. Şimdiyse yazdığım şey anlamsız. İyi anlamda… Garip bir şekilde, neredeyse sevindim buna.”