Alternatif, duygu soslu ve kişisel albüm kapakları: “böyledeğildi”

Herhangi bir nesnenin kapağı, o şeyi “tüketip” tüketmeyeceğimize, sevip sevmeyeceğimize karar vermek için durup düşündüğümüz istasyonlar gibidir. Bazı işlere sadece kapağına bakıp vuruluruz, bazen de içindekine olan sevgimizden kapaktaki “kusurları” görmezden geliriz. İş albüm kapaklarına gelince ortalık biraz daha karışır. İçerde karşılaşılacaklarla uzaktan yakından ilişkilendirilemeyenlerin yarattığı hayal kırıklıklarından tutun da içerdeki hazinenin birçokları tarafından görmezden gelinmesine sebep olan “başarısız” kapak görsellerine kadar sıralanabilecek sayısız uyuşmazlık, bazı dinleyenleri küstürür. Müziksever bünyelerin içinden geçtiği bu engebeli yolculuktan yola çıkarak yepyeni bir projeye hayat veren böyledeğildi ekibi, işte tam da bu sorunlara çözüm bulmak için bir araya geliyor. 

Albüm kapaklarını kendi dillerinde konuşturan birçok görsel sanatçının oluşturduğu platform, yeniden hayal edilmiş kapakların görselleriyle donatılmış bir sanal galeri. Kapılarını henüz açan bu Instagram galerisinin ardındaki “kıvılcımı ilk yakan” isim Sude Renda’yla projenin detayları ve onlar için ne ifade ettiği üzerine sohbete koyulduk.

Röportaj: Asena Büyük

Tasarım: Dilruba Karalp
Tasarım: Sude Renda

“Hem müzik sanatının hem görsel sanatın birleşimini insanların algılayış biçimi, bize ilham veren en temel etken.”

böyledegildi yolculuğuna nasıl başladı, biraz bundan bahsetmek ister misiniz?

Kendi adıma konuşacağım; boş zamanlarımda çeşitli müzik platformlarından şarkı keşfederken, ilk önce onu temsil eden kapağına bakarak dinlemeye öncelik veriyordum. Benim için rastgele yapılan bir eylemdi. Aynı zamanda çok sevdiğim şarkıların bazı kötü görsellerle süslenmesi bana her zaman “böyle olmamalıydı” dedirtiyordu. Karantina sürecinde, yine şarkı keşfettiğim sırada albüm kapaklarının neden bu kadar ilgimi çektiğini sorgulamaya başladım. Düşündüğümde aslında herkesin müzikle birleşen bu görsel sanata ilgi duyduğunu gördüm. Her Instagram hikâyesinde, paylaşılan müziği süsleyen ya da çekilen bir fotoğrafta, tasarlanan her işte müziğin etkisini gösteren paylaşımlar vardı. Bu yüzden, Ömer Faruk Alagöz’le konuşurken “Neden kolektif bir sayfa kurmuyoruz?” diye düşündük ve kendini sanatçı hisseden herkesi keşfedebileceğimiz böyledeğildi yolculuğumuza başladık.

Birçok ayrı daldan sanatçıdan paylaşımlara yer veriyorsunuz. Ekip birbirini nasıl buluyor? 

Sayfayı kurduğumuz ilk günlerde, öncelikle sanatsever ve sanatla uğraşan arkadaşlarımıza projemizi anlatarak yazmaya başladık. Bize çalışmalarını gönderdiler. Sonrasında tanımadığımız insanlar bizi takip etmeye başladı ve yazma işini takipçiler üzerinden devam ettirdik. Yavaş yavaş iletişim kurmadığımız insanlar da çalışmalar yapıp bize atmaya başladı. Şu an günde ortalama 4-5 tane albüm kapağı mail üzerinden geliyor bize. Yine de hâlâ sevdiğimiz görsel sanatla uğraşan insanlara yazıp sayfamıza davet ettiğimiz oluyor.

Tasarım: Işıl Demir
Tasarım: Büke Sırt
Tasarım: Merve Kanbir

Film afişlerinin yeniden tasarlanmasına alışkınız hatta son zamanlarda kült filmlerin afişleriyle alternatif afiş fikirlerini karşılaştırarak inceleyebileceğimiz platformlar da yaratıldı. Ancak şarkı ve albüm kapaklarına atıfta bulunmak, onları yeniden hayal etmek aynı derecede sık karşılaştığımız bir şey değil. Bu anlamda ilham kaynaklarınızı biraz açabilir misin?

Neredeyse hepimizin hayatında müzik çok önemli bir yere sahip; özellikle üretirken. Bu üretimi dinlenilen müzik üzerine kullanmak bize daha çok “büyülü” bir olaymış gibi geliyor. Hem müzik sanatının hem görsel sanatın birleşimini insanların algılayış biçimi, bize ilham veren en temel etken. Bahsettiğiniz alternatif film afişleri ve konser afişlerini sayfayı açmadan önce “Acaba albüm kapakları yapan kolektif bir sayfa var mı?’’ diyerek keşfetmiştik. Bu tür sayfaları görünce hem takdir ettik hem de çok mutlu olduk. İnsanların bu tür bir alternatif görsel tasarıma ilgi duyması ve sayfamıza benzeyen bir proje olmaması bizi doğru yolda olduğumuza inandırdı. 

Her müzik bize bir şeyler anlatır. Her birinin bir hikâyesi vardır ve bizler bu hikâyelere yeryüzündeki konumumuzla dahil oluruz. Dolayısıyla dinlediğimiz her parça kişisel bir deneyime dönüşür. böyledeğildi de dinleyiciliğe ithaf edilmiş bir iş olarak karşımıza çıkıyor. Çizerler hangi kapağı çizeceklerine kendileri mi karar veriyor? Onların kişisel hikâyeleri üzerinden mi yürüyor? Yoksa farklı bir kürasyon da var mı?

Sayfamız tamamen kişisel hikâyeler ve deneyimler üzerine. Biz de sayfayı kurarken insanların neler hissettiğini merak ederek yola çıktık. Herkesin farklı yorumu, düşüncesi var ve bunlar sayfamıza birçok renk katıyor. Aynı zamanda çalışmalarını beğendiğimiz insanı birazcık daha tanımamızı sağlıyor.

Tasarım: Özlem Gezer
Tasarım: Ömer Faruk Alagöz
Tasarım: Utku Can

“Sergi fikri de bizi çok heyecanlandıran ve mutlu eden bir düşünce. Bu düşünceyi hayata geçirmeyi çok istiyoruz.“

Müziği duymadan önce, kapağına vurulduğunuz aklınıza gelen ilk albüm(ler) hangileri?

İlk olarak aklıma Jefferson Starship – Spitfire albümü geldi, kapağını çok sevdikten sonra dinlemeye başlamıştım. Aynı şekilde; Dan Johnston – Don’t Be Scared, Turgut Berkes – Kara Kutu, The National – Trouble Will Find Me, Deep Purple – Rapture Of The Deep, Santana – Abraxas, Peder – Come With Me, Nine Inch Nails – Bad Witch, Depeche Mode – Songs Of Faith and Devotion unutamadığım ve sevdiğim kapaklardan. 

Yeniden hayal edilen kapaklarda kişisel yorum getirmenin yanı sıra “Bu kapak böyle çok daha iyi olurdu” gibi bir motivasyon da oluyor mu?

Sürekli oluyor! Ama işin güzel yanı burada. Her ne kadar içimizden gelen çalışmaları düzeltmek istesek de durup sanatçının gözünden bakmak bize ayrı bir keyif veriyor.

Yeniden tasarladığınız kapak görsellerini yalnızca dijital platformlarda mı takip edebileceğiz? Bir sergi ya da farklı bir buluşma ortamı yaratmak gibi bir hayaliniz var mı? Ufukta bundan sonrasına yönelik başka planlar görünüyor mu? 
böyledeğildi’yi kurmadan önce çok daha ilerisini abartılı, absürt olacak şekilde hayal etmiştik. Normal hayata uyarlamak ve pazarlamak için bu projeler üzerinde birazcık daha düşünmek gerekir diyerek sadece Instagram sayfasıyla başladık. O yüzden ilerisi için bir şey söylemek zor. Sergi fikri de bizi çok heyecanlandıran ve mutlu eden bir düşünce. Bu düşünceyi hayata geçirmeyi çok istiyoruz. Ama maalesef karantina süreci, kalabalık bir ortam oluşturmamıza şu an küçük bir engel. İlerleyen günlerde kesinlikle sanatçılarla buluşmak için adım atacağız.

Tasarım: Birce Seymen
Tasarım: Başak Demir
Tasarım: Ferhat Akbaba