Angel Olsen, Editors ve bu hafta başka ne dinlesek?

Angel Olsen, geride kalan iki senede yaşadığı yıkım ve kopardığı bağları bir albümde topladı. Blanck Mass’i de kadroya katan Editors’tan 80’lerin dans ve kulüp tınılarından ilham alan bir tekli. Deniz Taşar, bu kez bir rap performansıyla karşımızda.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: Angel Olsen – Big Time
(Jagjaguwar)

Geçtiğimiz 10 yılda indie folk / alternatif rock havuzuna birbirinden incelikli işler hediye eden Angel Olsen’ın hayatında 2020’den bu yana çok şey değişti. Kuir varoluşa sahip olduğunu açıkladı, anne ve babasını kaybetti. Müzisyenin aşk, kayıp ve onu takip eden yas temalarını deştiği 10 yeni parçayı bir araya getiren Big Time, kırgın olduğu kadar umutlu seslerle dolu. Bir çeşit sonik merhem etkisindeki albümü dinlerken yaralar yavaş yavaş kapanıyor sanki. Nazikçe beliren bir gün doğumunu izliyormuş gibi de hissettirebilir. Ortak duygusu, yeniliğe doğru atılmış huzurlu bir adım tadında. 

TEKLİ: Adoya – Şişeler
(Bağımsız)

Sunset Stream’den tanıyor olabileceğiniz Ada Öykü Erdem, namıdiğer Adoya’nın iki buçuk yıllık çalışmasının sonucu olan, pek heyecanlı ilk solo işi. Aksak Afrika ritimleri ve analog synthlerin buluştuğu, söz ve müziği Erdem’e ait bu ahulu besteyi ısınan havalarda elimizde şişelerle bol bol dinleyip omuz sallayacağız gibi görünüyor.

ALBÜM: Shintaro Sakamoto – Like A Fable
(zelone records)

Yura Yura Teikoku grubunun solisti olarak geçirdiği 20 yılla Osaka psikedelik müzik sahnesinde bir ikona dönüşen Shintaro Sakamoto’dan altı yılın ardından bir solo albüm daha. Küresel pandemi sürecinde günlük yaşantıların nasıl değiştiğine dair yeni yazılmış şarkıları buluşturan Lika A Fable, müzisyenin tuhaf ve renkli sonik dünyasına henüz dalmamış olanlar için de eğlenceli bir ilk adım. 

TEKLİ: of Montreal – Marijuana’s a Working Woman
(Polyvinyl Recordings) 

“Tek şarkının içine kaç farklı mod ve tür sıkıştırabiliriz?” sorusuna cevap arıyor adeta of Montreal bu teklisinde. Yeni albümde dinleyeceğimiz her şarkı gibi bunun da “pandemi izolasyonu ve onun getirdiği psikolojik zorluklar”dan yola çıkarak yapıldığını söylemiş grubun kurucusu Kevin Barnes. 

TEKLİ: KARDELEN – Yaktın Beni
(Universal Music Türkiye)

“Yaktın beni günahlarınla / Hissetmedim çevirdiğin oyunları da” sözleriyle çoktan çekimine kapıldığı birine seslenen şarkının ilk saniyesinden itibaren omuzlar sallanmaya, beller kıvrılmaya başlıyor. Alternatif pop soslu bir altyapı, kıpır kıpır ritimler ve KARDELEN’in parlak vokalleriyle bir kavruluyor bir ferahlıyoruz yaklaşık üç dakika boyunca. 

deniz taşar
TEKLİ: Deniz Taşar – Jump out the Loop
(SOLAS Records)

Tatlı akorlar ve dansa kaldıran ritimlerle örülmüş, Siirbaz yapımı bir beat, yerli caz sahnesinin marifetli yorumcularından Deniz Taşar’ın sürükleyici  flow’u, 2000’ler başı R&B şarkılarını anımsatatan bir nakarat, nefis vokal doğaçlamaları ve kapanış. Hepsi yaklaşık iki dakikada oluyor! Taşar’ın bizzat kendi etiketi olan SOLAS Records’dan yayımlanan parçanın kapak görseli de yine müzisyenin elinden.

ALBÜM: Dan Deacon – Hustle OST
(Netflix Music)

Son yıllarda, oyunbaz ve sarmal yapılarla kurguladığı lo-fi electro pop evreninden taşan ve sinematik üretimlere ağırlık veren Dan Deacon, Netflix’in merakla beklediğimiz basketbol filmi Hustle için stüdyoya girdi. Dan Deacon’ın besteleri, London Contemporary Orchestra ve Royal Scottish National Orchestra’nın icralarıyla yine kozmik rüyalara çağırıyor. Başrollerinde Adam Sandler ve Utah Jazz kadrosundan İspanyol oyuncu Juancho Hernangomez’i izleyeceğimiz film 11 Haziran’da vizyonda olacak ama çok katmanlı ve coşkulu müzikleriyle ısınmaya başlayalım. 

TEKLİ: Palmiyeler – Yollar / İkimiz
(Bağımsız)

Palmiyeler, yaklaşan albümden iki parça birden fırlattı.“Yollar”, hafif hafif sallanmadan dinlemenin pek mümkün olmadığı bir parça. “Nereye gidersen git, bu hayat hiç çekilmez. Bir kere düştün dünyaya, artık hiç kaçış yok.” dese de kafa düşürtmüyor, yeniden doğacak günde umut arıyor. Albüme ismini veren “İkimiz”, 70’ler havası estiriyor; dönemin aksiyon filmlerinin açılış sahnelerini akıllara getiriyor. Sabit akor yürüyüşünü keskin bir şekilde ayakta tutan groove’u ve boşluklu, psikedelik solosuyla “havadar” bir düzenlemeye sahip.

070 shake
ALBÜM: 070 Shake – You Can’t Kill Me
(Def Jam)

New Jerseyli rapçi 070 Shake’in ikinci uzunçaları. Romantik, dürüst, coşkulu ve baş döndürücü. Müzisyenin hikâye anlatıcılığını bir adım öteye taşıdığı You Can’t Kill Me, yalnızca isim tercihiyle bile çarpıcı bir albümle karşılaşacağımıza dair sinyaller veriyor. Tüm şarkıların bildiği bir müzikal dilin, dinleyeni farklı modlar arasında sürükleyen lehçeleriyle tanışıyor gibiyiz. Alfabeyi ise endüstriyel sesler ve pürüzsüz vokaller oluşturuyor.

TEKLİ: Alaska Thunderfuck & Stpehanie’s Child – Girlz Night
(Bağımsız)

RuPaul’s Drag Race’in ikonik queenlerinden Alaska Thunderfuck, seri üretim hâlinde tekliler paylaşmaya devam ediyor. Onur Ayı’nı yeni bir şarkıyla karşılaması da şaşırtmadı dolayısıyla. “Girlz Night” için yanına kendinden sonraki sezonlardan Rosé ve Jan’le birlikte Lagoona’dan oluşan New Yorklu Stephanie’s Child üçlüsünü almış. Nick Laughlin imzalı, ışıltılı bir klip de var.

TEKLİ: Adakanbo – Karala
(Garaj Müzik)

2020’den bu yana tekli ve EP’lerle R&B – hip hop sularında kendine özgü bir estetik yaratan Adakanbo, müzikal serüveninde yeni bir kırılmaya işaret eden Bölüm 1: Son isimli bir EP için geri sayımı başlattı. Ati Pikal’ın saksafon solosuyla eşlik ettiği ilk tekli “Karala”, Adakanbo’nun alıştığımız düşük tempo prodüksiyonlarından farklı bir yöne dümeni kırdığının ipuçlarını vermekte. Yönetmenliğini Yasin Arıbuğa’nın üstlendiği 3D animasyon klibi de buradan izlenebilir.

helak abeyance
TEKLİ: Helak – Abeyance
(Opus Lazuli Records)

Moklich, Onur Meriç, Cenk Turanlı ve Onur Başkurt’tan oluşan İstanbullu sludge metal grubu Helak’ın kavurucu mu kavurucu yeni teklisi. Uzun ve tüyler ürperten bir açılışın ardından hipnotik bir riff’e teslim ediyoruz kendimizi. Yer yer nefes boşlukları verse de tepenize bir kara bulut gibi çöküyor “Abeyance”. Karanlık ve tekinsiz bir atmosferi olsa da finiş çizgisine varmadan bir sakinlemek, ayakları yere değdirmek için de alan bırakıyor.

TEKLİ: Beth Orton – Weather Alive
(Partisan Records) 

23 Eylül’de yayımlanacak yedinci Beth Orton albümünün ismi Weather Alive. Prodüksiyonunu bizzat üstlendiği ilk albüm bu. Albümün açılış şarkısında Orton’a Sons of Kemet ve The Smile davulcusu Tom Skinner, Ninja Tune kataloğundan The Invisible’ın yanı sıra Polar Bear ve Acoustic Ladyland basçısı Tom Herbert ve New York müzik sahnesinin en üretken figürlerinden Shahzad Ismaily eşlik ediyor. Yedi dakikalık parça, akışkan piyano melodileri üzerine belirip kaybolan eşlikçi partisyonlar ve vokallerle içinize işliyor. Bir Beverly Glenn-Copeland albümünden çıkmış gibi.

ALBÜM: Evdeki Saat – Huzursuzluğun Meyvesi
(Clockwork)

Eren Alıcı ikinci uzunçalarında, elektronik altyapılar ve yöresel motifleri harmanlayarak, yerli pop sahnesine karakteristik bir kayıt bırakıyor. Aşk ve yalnızlık gibi evrensel temaları kişisel yaşantısıyla kişiselleştirdiği albümde, “Sarmaşık” ve “Eksildi İçimizden” gibi dans parçalarının yanı sıra “Böyle İyiyim” gibi müzisyenin daha sakin iç dökümlerine de rastlamak mümkün. Yedi şarkılık koleksiyonun en şaşırtıcı işi ise kapanışı yapan Selahattin Sarıkaya yorumu, “Adana Köprü Başı”.

gang gang dance crime seed
TEKLİ: Gang Gang Dance & Meditations On Crime – Crime Seed
(AntiFragile Music)

Julia Holter ve Harper Simon’ın multimedya projesi Meditations on Crime ve Gang Gang Dance’in güç birliğinden taptaze bir şarkı. Parça Simon’a göre, pervasız ve cinsel imalarla dolu olduğu kadar opak hissettiren, izlenimci bir yaklaşımın ürünü. Hipnotik vokaller ve oyuncaklı enstrümantasyonuyla dinleyeni köşeye sıkıştıran “Crime Seed” için Pixies’den Paz Lenchantin bas gitar, Autolux’tan Carla Azar ise davul başına geçmiş.

TEKLİ: Editors – Karma Climb
(Play It Again Sam)

2000’ler indie rock akımının simge gruplarından Editors, yedinci stüdyo albümü EBM’i sonbaharda yayımlayacak. Kadrosuna Fuck Buttons ve Blanck Mass gibi projeleriyle tanıdığımız Benjamin John Power’ı da katarak geri dönen ekip, isminden de anlaşılacağı üzere yeni albümünde 80’lerin dans ve kulüp müziğinden ilham almış. İkinci tekli “Karma Climb”da da bu etkileşimleri tanıdık Editors âlemine usul bir şekilde serpiştiriyor Birmingham çıkışlı grup.

TEKLİ: wipeç – out56
(Airport Patrons)

Jakuzi ve Skata ile tanıdığımız Ahmetcan Gökçeer, tek kişilik bir orkestraya evrildiği parçada iç içe geçen melodik katmanların yanı sıra ritmik oyunlar ve groove’u büken senkoplar duyuyoruz. Bir sonraki dönemeçte neyle karşılacağımızın merakıyla odağı üzerinde toplayan bir işçilik. Prodüksiyonu wipeç, mastering’i Barkın Engin, kapak görseli de Selver Yıldırım imzası taşıyor.

dozi ozovski
TEKLİ: Dozi Ozovski – Kusurların Arttığında
(Shalgam Records)

Farklı sularda yüzmekten kendini alıkoyamadığını söyleyen Ankara çıkışlı müzisyen Dozi Ozovski, yeni parçasında synthlerin dalgalandırdığı elektronik bir deniz yaratıyor. Şarkıcı, söz yazarı ve multi enstrümantalist, şarkısında kendi yaptığı hatalar döngüsüne hapsolmuş bir zihniyeti betimliyor; varılan katarsis ise geç de olsa bünyemize sertçe çarpıp gemişte inandıklarımızı yerle bir ediyor.

TEKLİ: Samet Çiçek – Tavşan Humması
(Uzay Helvası Records)

Müzik ve gastronominin yanı sıra bağımsız sahnede de uzun yıllardır üretimlerini sürdüren Samet Çiçek’ten taze bir tekli. “Şampuan kapağı küvet deliğine oturunca, farklı şeylerin birbirine nasıl uyduğunu gördüm.” gibi gündelik hayattan tespitlerle kol kola, müzisyenin biten bir ilişkinin ardından açtığı yeni sayfaya giden yolculuğuna tanık oluyoruz. Söz, müzik, neşeli gitarlar ve vokaller için krediler Samet Çiçek’e yazılıyor. Parçayla ilgili müzisyenin mesajı ise şöyle: “Tavşan Humması’nınki gibi hikâyeler sürekli tekrarlanıyor hayatımızda. Bi şekilde farklısını, lacivertini, daha güzelini yaşıyoruz ama umudumuzu kaybetmiyor, daha iyi yeniliyoruz.”

TEKLİ: Yeah Yeah Yeahs – Spitting Off the Edge of the World
(Secretly Canadian)

10 yıla yaklaşan aranın ardından yeni bir albüm için 30 Eylül’e randevu veren grup, ilk tekli için Perfume Genius ile güçlerini birleştirmiş. Prodüktör koltuğunda ise TV On The Radio üyesi Dave Sitek var. Geri dönüşü, ağır ağır genişleyen ve melodinin başrolü üstlendiği bir düzenlemeyle taçlandırmışlar. Epik bir finalle sona eren parça, yoldaki albümde farklı sulara dalındığına dair beklentileri artırıyor doğrusu.

andrew bird inside problems
ALBÜM: Andrew Bird – Inside Problems
(Loma Vista Recordings)

Üretim konusunda hiç hız kesmeyen, on parmağından on marifet Andrew Bird, Inside Problems’ta bir enstrüman olarak kullandığı ıslığı, kendine has keman üslubu ve lezzetli vokalleriyle harikalar yaratıyor. Ses dünyası kadar sözleriyle de içine alan uzunçaların yapım sürecinde müzisyen zihniyle yalnız kalıp en derin kaygılarına ve düşüncelerine kulak vermiş. Kayda dair verdiği bir röportajda, albümün çoğunu yatay pozisyonda yazdığını söylüyor; uykusuzluğun ortasında, dikkat dağıtıcı kaynakların yokluğunda düşüncelerini durduramamasının bir sonucu olarak doğmuş. İyi müzisyenler, aklın dehlizlerindeki düşünceler ve bol Joan Didion referansı için bu albümü radarınıza almanızı öneriyoruz.

TEKLİ: Aleyna Tilki & Jubël – Diamonds
(Warner Music Sweden)

Geçtiğimiz yıldan bu yana yayımladığı “Retrograde”, “Real Love” ve dümeni pop punk sularına kırdığı “Take It or Leave It” teklileriyle Türkiye sınırlarından taşan Aleyna Tilki, radyo dostu popa rafine yaklaşımlar getiren Stockholm merkezli müzik ikilisi Jubël ile güçlerini birleştirdi. “Diamonds”, akılda kalıcı synth melodileri ve güçlü vokal armonileriyle dansa kaldırıyor.

ALBÜM: Matteo – Matteo & Bro
(Chinese Man Records)

Çeşitli müzikal ilham rotalarını takip ederek, akustik ve elektronik unsurları harmanlayan ferahlatıcı prodüksiyonlar yapan Chinese Man kurucularından Matteo’nun son iki yılda tamamlanan yeni albümü. Farklı coğrafyalardan geleneksel enstrümanlar ve bol konuklu akışıyla, her şarkı geçişinde gözleri kapatıp dünya haritasının farklı bir köşesine basıyormuş gibi hissettiriyor. Caz tandanslı dans müziklerine meraklı kulaklar kaçırmasın! 

aisu bal gibi
TEKLİ: aisu – bal gibi
(aisu 333)

Caz ile başlayan yolculuğuna Los Angeles’ta müzik okuyarak devam eden aisu, 2018’den bu yana Doja Cat, Charlie XCX, Grimes, Rico Nasty gibilerinden aldığı ilhamla ürettiği hyperpop seçkilerini sunuyor. Davetkâr enerjisiyle harekete geçiren, muhtemelen dinlediğiniz andan itibaren “karpuz, çilek, vişne, votka” dizesini dilinize dolayacak yeni tekli “bal gibi”nin söz ve müziği aisu’ya ait. Parçanın prodüksiyonunda ise Selin, Kamufle gibi müzisyenlerle de çalışan Kerem Akdağ’ın parmağı var.

TEKLİ: Tim Heidecker & Kurt Vile – Sirens of Titan
(Spacebomb)

Komedyen ve oyuncu kimliğinin yanı sıra 2011’den bu yana yayımladığı solo albümlerle müzikal üretimlerini de sürdüren Tim Heidecker, “Sirens of Titan” hakkında “Bu şarkıyı Kurt Vile’ın nasıl beste yaptığını düşünerek yazdım ve bir düet yapmak için çekinerek de olsa ona yolladım.” diyor. Yoğun synth dokularıyla açılış yapan parça, Vile’ın fuzz’a boğulmuş gitarlarıyla renkleniyor ve Heidecker kataloğundan aşina olduğumuz nostaljik bir rüzgâr estiriyor.

TEKLİ: Phoenix – Alpha Zulu
(Loyauté)

​Fransız grubun yeni şarkısı solist Thomas Mars’ın etkilendiği bir uçak yolculuğundan ilham almış. Fırtınalı ve bol türbülanslı bir seyahatte pilotun “Alpha Zulu” sözcüklerini tekrar ediyor olması, zaten uçak yolculuklarından pek hoşlanmayan Mars için âdeta bir acil durum çağrısı gibi tınlamış. O günün ardından bu sözcükler Mars’ın zihninde garip bir şekilde dönüp durmuş ve sonunda ortaya her zamankinden farklı bir sonik evrene açılan Phoenix parçası “Alpha Zulu” çıkmış.

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler