Bant Mag. sordu, Konjo cevapladı

Son zamanların dikkat çeken doğaçlama ekiplerinden Konjo, bugüne kadar onlarca farklı grup ve projede gördüğümüz üç müzisyen, Sumru Ağıryürüyen, Şevket Akıncı ve Orçun Baştürk’ten oluşuyor. Haziran 2013’te bir araya gelen üçlüye merak ettiklerimizi sorduk.

Konjo’yu bilmeyenler için kısaca tanıtabilir misiniz? Ekip bir araya nasıl geldi ve Konjo kelime olarak ne anlama geliyor?

Konjo farklı çalma deneyimleri ve benzer ilgileri olan üç müzisyeni bir araya getiren bir proje. Aslında fikir 2013 başlarında ortaya çıktı, ilk konserimizi de Gezi olayları vb nedeniyle erteleyerek eylülde verdik. Ortak kimyayı deneyimlemeyi çok isteyip, tüm yoğunluklara karşın yola koyulmak şeklinde de ifade edilebilir başlangıcı. Konjo, üçümüzün beslendiği ya da ilgi duyduğu farklı geleneklerin içinden doğaçlayarak geçiyor.  Oldukça yeni bir iş olduğundan da yavaş yavaş kıvamını buluyor. Adımız Etyopya dilinde “güzel” demek. Şevket önerdi ve sesini sevdik bayağı.

Henüz deneyimlememiş olanlar için, Konjo konserlerinde nasıl bir atmosfer oluyor? Konjo nasıl mekanlarda çalmayı tercih ediyor?

Şimdiye kadar çok da büyük olmayan mekanlarda çaldı Konjo. Karga, Peyote Nevizade, Dunia, Adaevi ve İzmir Fransız Kültür Merkezi gibi. Bir de Hayyam Stüdyoları’nda seyircili kayıt yaptık. Gelenler içinde bizleri doğaçlama dışı projelerimizden tanıyanlar da var. Onlar için şaşırtıcı oluyor bir miktar. Farklı ve derin bir deneyim yaşadıklarını söyleyen izleyicilerimiz var. Bu keyif verici bir durum tabii.

Bir sürü farklı projesi olan üç müzisyenden oluşan bir ekip olarak Konjo’da diğer projelerinizden yanınızda getirdiğiniz şeyler olduğunu fark ettiğiniz oluyor mu hiç? Bunların nasıl etkileri olduğunu düşünüyorsunuz?

Başka projelerde deneyimlediklerimiz mutlaka yansıyor çaldıklarımıza. Bundan kaçmak değil amaç zaten Konjo’da. Bunları birbirimize sunarak doğaçlayabilmek. Bu arada da ortak bir dil geliştirmek.

Türkiye’deki müzik dinleyicilerinin doğaçlama müziğe karşı tutumu sizce nasıl? Türkiye’deki doğaçlama müzik sahnesinden gözünüze çarpan isimler, önerdikleriniz kimler?

Doğaçlama, farklı müzik geleneklerinin içinde zaten var, özgür doğaçlama da bir gelenek sayılabilir belki. Her geleneğin de kendi dinleyicisi var. Hatta özellikle İstanbul’da özgür doğaçlamaya yavaş da olsa giderek büyüyen bir ilgiden bahsedilebilir. Konstrukt, Islak Köpek, Sert Sessizler avangard doğaçlama anlamında dikkat çeken projeler. Dunia’da iki yıldır Özgür Müzik buluşmaları yapılıyor, buraya özellikle özgür doğaçlamacı müzisyenler geliyor. Yine bu yıl ikincisi yapılan Doğaçlafest’e de dikkat çekmek iyi olur.