Bienal röportajları: Ursula Mayer

Londra’da yaşayan, Avusturya doğumlu sanatçı Ursula Mayer film, video ve heykel gibi farklı disiplinleri birleştiren multimedya çalışmalarıyla tanınıyor. Sanatçının moda, mimari, edebiyat, politika, mitoloji, jeoloji ve bilim gibi farklı alanlardan ödünç aldığı semboller ile oluşturduğu, sık sık bir imaj döngüsü formatını alan tek veya çoklu kanal filmleri, sinematografi ve montajın gramerini kullanıyor ve mekân kompozisyonu, insan koreografisi ve hikâye anlatımının birbirini nasıl etkilediğini araştırıyor.

Mayer’in 16. İstanbul Bienali için hazırladığı “Bilginin Ateşi Bütün Karmayı Yakıp Kül Ediyor” (2019) adlı yerleştirmesi, gerçek hayatta var olan bir kişinin, trans model Valentijn de Hingh’in oyalanma halindeki dijital avatarını konu alan bir HD video döngüsünden oluşuyor. Video oyunlarındaki karakterlerin bir oyuncu tarafından yönlendirilmedikleri zamanlarda, genellikle nefes almak ya da ayağını yere vurmak gibi önceden hazırlanmış, tekrar eden eylemlerden oluşan oyalanma halinden ilham alan Mayer’in videosunda Valentijn de Hingh de siyah bir fonun önünde narince uçuyor, eline ateş püskürtüyor ve beklemek, davet etmek gibi önceden kodlanmış çeşitli eylemler yaparken görülüyor. Mayer’in gözünde doğa ile kültürün birbirine karışacağı bir geleceğe işaret eden bu çalışma, Donna Haraway’in insan-sonrası için bir avatar ve ikon sunduğu Siborg Manifestosu adlı eserine getirilmiş görsel bir güncelleme niteliğinde. Bienalde “ATOM RUHU” (2017) isimli bir videosunu da sergileyen Mayer, röportaj serimizin dokuzuncu konuğu.

Kendini üç kelimede tarif etmeni istesek?
En iyi günlerimde: Cana yakın, enerjik ve iyimser.

Senin için mükemmel bir gün?
Kendimden büyük bir amaca hizmet ettiğim bir gün.

İdollerin kimler?
Çok fazla var ama Patti Smith ve Rihanna listenin en üstündeler.

Favori materyalin nedir ve onunla çalışmaya nasıl karar verdin?
Favori materyalim film ve onunla çalışmak istediğime ikonik sinema eserleri izlerken karar verdim.

Yaratıcı enerjinin ne zaman farkına vardın?
Henüz dört yaşında bir çocukken.

Şu anda ne yapıyorsun? Bize bienal projenden bahseder misin?
İlk defa bir insanla çalışarak gerçek boyutlu bir IDL animasyon ürettim ve şu anda bu karakterleri geliştirmekle uğraşıyorum. Bienaldeki işlerim ise insanlığın teknolojiyle birleşik evrimi ve Antroposen döneminde yaşayan insanlık olarak bizi bekleyen gelecek için beraber nasıl çalışabileceğimize kafa yoruyor.

Eğer bir sanatçı olmasaydın, ne olurdun?
Emin değilim, belki de insanların psikolojik gelişimi için çalışan biri olurdum.

İstanbul’un en sevdiğin tarafı nedir?
Büyükada.

Yedinci Kıta deyince aklına gelen ilk şeyi çizer misin? 
Aşağıdaki, Willam Blake’in “Pity” isimli eserini çizmek isterdim, ama onun yerine resmi koyuyorum.

Kapak görseli künyesi:
Ursula Mayer, “Bilginin Ateşi Bütün Karmayı Yakıp Kül Ediyor”, LED ekranda tekrarlayan HD Video, 200 x 300 cm, 2019

Fotoğraf: Sahir Uğur Eren