Boğazda yumruya sebep "The Painted Bird" uyarlamasına dair çeşitli notlar

İkinci Dünya Savaşı döneminde, altı yaşında ailesi tarafından güvenliği için uzak bir köye gönderildiğinde  tecavüze, cinayete ve enseste şahitlik etmiş, can güvenliği olmayan bir çocuğun anlatıldığı The Painted Bird, Jerzy Kosiński’nin en ünlü romanı olarak kabul edilir. Yazarın oldukça prestijli, bir yandan da en tartışmalı eseri; ülkesi Polonya’da yıllarca yasaklı kitaplar listesindeydi. Çekyalı yönetmen Václav Marhoul, romanı geçtiğimiz sene sinemaya uyarladı ve şimdiye kadarki en büyük ses getiren projesine imza atmış oldu.

76. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü için yarışan filmin, savaşın dehşetini melodramdan ve duygusal yönlendirmelerden kaçınarak, olgun bir sinema diliyle anlattığı söyleniyor. Rolling Stone yazarı Peter Travers, “İzlemesi kadar unutması da zor” yorumunda bulunurken; The Guardian’dan Xan Brooks ise “Bu anıtsal bir eser, izlediğim için çok memnunum; ayrıca bir daha asla yolumun bu filmle kesişmemesini umduğumu da tereddüt etmeden söyleyebilirim” diyor. Eleştirmenler filmi sıkça, Andrei Tarkovsky’nin Ivan’s Childhood’u, Robert Bresson’un Mouchette’i ve Elem Klimov’un Come and See’si ile kıyaslıyor.

İşte savaşın tüm dehşetini gözler önüne seren The Painted Bird filmine ve uyarlandığı klasik romana dair çeşitli notlar:

*1960’larda Polonyalı yazar Jerzy Kosiński, Manhattan edebiyat çevrelerine adeta damgasını vurmuştu. Yazdığı öyküleri zamanla The Painted Bird isimli romanda topladı ve eser, Holokost edebiyatının önemli yapıtları arasında yer edindi. Yazar 57 yaşındayken, trajik bir şekilde hayatına son verdi.

*Kosiński, romanın otobiyografik olduğunu, İkinci Dünya Savaşı sırasında maruz kaldığını iddia ettiği olayları kaleme aldığını söylüyordu. Kimi iddialar ise, kendisi ile ailesinin, -onları Naziler’e hiç teslim etmemiş- dindar Polonyalılar tarafından korundukları yönündeydi. Kitap uzun bir süre Polonya’da tartışmalara sebep oldu, içeriğin bir kısmının kurmaca olduğu anlaşıldığında ise yasaklandı. 

*Filmin (ve romanın) ismi, kitaptaki bir hikâyeden geliyor: Bir kuş yakalayıcısı, yakaladığı kuşu rengârenk boyar. Hayvanı uçması için özgür bıraktığında ise sürüdeki diğer kuşlar onu dışlamaya başlayacaktır.

 *35mm filmle siyah-beyaz formatta çekilen yapımın görüntü yönetimi oldukça övgü topladı, çeşitli festivallerde ödüllendirildi. Eleştirmen Glenn Kenny film için “Pek çok seviyede etkileyici… Çoğunlukla da teknik konularda.” demişti.

*Uluslararası oyuncu kadrosunda Stellan Skarsgård, Harvey Keitel, Udo Kier, Barry Pepper gibi tanıdık isimlerle karşılaşmak mümkün.

*Jerzy Kosiński sinema ile ilişkisi bulunan bir yazardı. Being There filminin senaryosunu kendi romanından uyarlamış, iki sinema filminde de aktör olarak yer almıştı. Lakin The Painted Bird’ün beyaz perdeye aktarılmasını, yaşadığı süre boyunca hiçbir zaman istemedi. Çok kişisel bir eser olduğunu, film haklarını asla satmayacağını söylüyordu.

*Filmin senaryosunun dayandığı roman Polonya’yı mesken tutmasına rağmen, yönetmen Marhoul belirli bir ülkeyle, dolayısıyla tek bir dille ilişkilendirmek istememiş. Filmde Doğu Avrupa topraklarından birçok dil yer alıyor.

The Painted Bird, 2019 Venedik Film Festivali’nde bazı seyircilerin salondan ayrılmak istemesi nedeniyle ün kazanmıştı. The Guardian gazetesinde yayımlanan bir yazıda, dehşete uğramış kimi izleyicilerin filmin ortasında salondan ayrılmaya çalıştığı ve kilitli kapıları umutsuzca zorladıkları belirtilmişti.

Yazı: Merdan Çaba Geçer