Bundan böyle müzik sektöründeki kadınlar ihtiyaç haritalarını birlikte çıkaracak: shesaid.so İstanbul

İlk buluşmalarını 8 Mart haftasında Soho House’da gerçekleştiren ve sonrasında çeşitli festival ve organizasyonlar aracılığıyla iletişimini sürdüren Türkiye’nin kadın odaklı bu yeni müzik sektörü hareketlenmesinin eş başkanlarıyla daha yakından tanışın ve gelecek için neler planladıklarına kulak verin isteriz. 

Röportaj: Ekin Sanaç

Müzik sektöründeki kadın aktörleri güçlendirmeyi ve kadınlar için daralan, kadınları darlayan alanları bir bir açmayı amaçlayan global network shesaid.so, yaklaşık 10 bin üyeye sahip bir yapı. Bu yılın başlarında sektörün farklı uzantılarında senelerdir emek veren Melis Yalçın ve Gülşah Görücü’nün girişimiyle aktif olduğu şehirlere bir yenisini ekledi ve 16. chapter’ını “İstanbul” olarak açtı. shesaid.so İstanbul’un, sektördeki erkek dominasyonunun ya da  “Kadınlar birbiriyle çalışamaz” gibi erkek egemen sistem tarafından üretilmiş asılsız söylemlerin; cinsiyetçi kalıp ve yaklaşımların sesini kapatmak için aktörleri bir araya getiren, diyalog kapılarını açan ve nasıl enerjinin korunacağına, nasıl daha iyi hissedilebileceğine kafa yoran etkinliklerinin ilerleyen günlerde bolca haberini vermeyi umuyoruz. İlk buluşmalarını 8 Mart haftasında Soho House’da gerçekleştiren ve sonrasında çeşitli festival ve organizasyonlar aracılığıyla iletişimini sürdüren Türkiye’nin kadın odaklı bu yeni müzik sektörü hareketlenmesinin eş başkanlarıyla daha yakından tanışın ve gelecek için neler planladıklarına kulak verin isteriz.

Kültür-sanat ve özellikle müzik sektöründe bugüne kadarki yolculuğunuzu kısaca anlatabilir misiniz?
Melis: Gülşah’ın şimdi uzun sürer ben hızlıca aradan çıkarayım! 2014 yılından beri Charmenko şirketinde hem temsil ettiğimiz Charmworks sanatçılarının hem de organizatörler için sanatçı temini yaptığımız konserlerin tüm iletişimini ve koordinasyonunu sağlamakla sorumluyum. Ayrıca Charm Music olarak Türkiye, Polonya ve Çek Cumhuriyetinde organize ettiğimiz konser ve festivallerimizde de prodüksiyon menajeri olarak görev almaktayım. Öncesinde bir buçuk yıllık bir LGBTİ+ mekân işletme deneyimim olmuştu. Charmenko uluslararası anlamda 30 yılı aşkın deneyimiyle benim için müzik endüstrisini ve işleyişini öğrenmek açısından bir üniversiteden daha fazlası oldu ve olmaya da devam ediyor. İşlerimizin büyük bir kısmı Türkiye dışında, daha çok Doğu Avrupa ve dünya genelindeki konserler ve festivallerden oluşuyor.
Gülşah: Benimkisi, evet, Melis’e göre gerçekten de biraz daha uzun ve Türkiye müzik sektörünün hastalıklı halinden ötürü biraz da çetrefilli. Galiba girmediğim deliği kalmadı, TR müzik endüstrisinin. Yaklaşık on senedir İstanbul müzik endüstrisinin içerisindeyim. Lisans derecemi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Reklamcılık bölümlerinden aldım, University of Amsterdam’da Kent Çalışmaları üzerine çalışmalarda bulundum ve tekrar İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisans derecesini aldım. Tüm bu yelpazesi geniş altyapının verdiği vizyonla hem toplumu hem de müziği ortak bir zeminde anlama fırsatı buldum aslında. Daha önce, Universal / Warner Music, Apple Music, ZORLU Performans Sanatları Merkezi, Babajim Stüdyoları, Spotify, Radyo Eksen’de çalıştım ve çeşitli dergi ve gazetelerde müzik yazarlığı yaptım, hâlâ yapıyorum. Yaklaşık üç aydır da ATÖLYE’de Komünite Koordinatörlüğü görevini üstleniyorum. Akademi ile de ilişkimi pek kesmeye niyetim yok aslında, o tarafta ilgi alanıma alternatif / bağımsız müzik sahnesi giriyor. Booker, sanatçı menajerliği, kültür projeleri danışmanlığı, müzik eleştirmenliği, radyo programcılığı ve artık uğraşmasam da seslendirme sanatçılığı kimliğim de vardı bir ara. Shesaid.so Istanbul edisyonunun da direktörlüğünü eş başkanım Melis ile üstlenmek beni mutlu ediyor.

shesaid.so’nun globaldeki ağı ve faaliyetleriyle ne zaman ve ne vesilelerle tanışıp haşır neşir oldunuz?
Melis: Ofisten bir arkadaşım yurtdışında gittiği müzik konferanslarından birinde haberdar olup üye olmuştu, onun önerisiyle ben de üye oldum. Kişisel hayatımda LGBTİ+ ve kadın hakları alanında çalışan aktivist bir çevreden olduğum için profesyonel iş hayatımda da “müzik sektörünün kadın odaklı sorunlarına dikkat çeken” ve bu alanda güzel işler yapan bir topluluğun parçası olmak benim için çok önemli bir gelişme oldu. Bir süredir shesaid.so nun gerçekleştirdiği müzik sektöründeki “kadın” aktörleri güçlendirici ve alan açan yaratıcı işleri gördükçe bunun Türkiye’deki müzik sektöründe de var olması için neler yapabilirim diye düşünmeye başlamıştım. Özellikle etkinliklerde sahada da çalışan ve sıkça sektördeki cinsiyetçi kalıp yargılarla karşılaşan biri olarak bu kalıpların yıkılması ve dünya genelinde müzik sektöründe artan kadın görünürlüğünün Türkiye’de de artması gerektiğini düşünüyorum.
Gülşah: Benim haberim çok yeni oldu aslında. Bunca yıldır sektörde olmama rağmen, meslek örgütlenmeleri, kolektifler, komüniteler müzik endüstirisi içerisinde dokunduğum alanlar değildi pek, aklımı ve ruhumu o sıralarda sadece ve sadece çalışmaya adadığım için bu benim utancım aslında. Melis’in beni arayıp, heyecanlı heyecanlı konuyu aktarmasının ardından oldu shesaid.so ile tanışmam. İlk planımız, 8 Mart kapsamında bir etkinlik yapmaktı, shesaid.so’yu Melis’in masaya koymasının ardından kolları sıvadık ve ilk etkinliğimiz için çalışmaya başladık.
Melis: Gülşah’ın öyle Melis’ten duydum demesine bakmayın, sanki 10 yıldır shesaid.so üyesi gibi olayı anında benimseyip bir yapboz parçası gibi tam yerine oturdu, iyi ki ona gitmişim diyorum!

Fotoğraf: Joris van Gennip

“Yapılan işlerin eğitici ve kadınları güçlendirici bir içeriğe sahip olması önceliğimiz oluyor.” – Melis Yalçın

İstanbul ayağı nasıl kuruldu? Farklı şehir ve ülkelerdeki birimler ne ölçüde bağımsız ne ölçüde ortaklaşa hareket ediyor?
Melis: Şubat ortasında Istanbul chapter’ı kurmaya karar verip shesaid.so nun kurucusu Andreea Magdalina’dan ve global ekipten de onay aldıktan sonra ilk etkinlik için anlam ve önemi açısından 8 Mart haftasının yerinde olacağını düşündük. Çok kısa sürede bol yazışmalı ve telefonlu günler geçirdik. Shesaid.so şu anda dünya genelinde 16 (15 idi, bizimle 16 oldu) farklı şehirde aktif ve her şehir kendi lokal ihtiyaçlarına göre yapacağı etkinlikleri kendisi belirlemekte. Tabii yapılan işlerin eğitici ve kadınları güçlendirici bir içeriğe sahip olması önceliğimiz oluyor.
Gülşah: Aslında belki şunu eklemek faydalı olabilir, shesaid.so kendi ilkeleri, motivasyonu, misyonu ve vizyonu olan bir komünite. Dünyanın dört bir tarafına yayılmış bir yapılanma. Her chapter aslında kendi gündemini oluşturuyor ve bu saydığım globalde antant kalınmış dört çerçevede çıktı paylaşımlarıyla, etkinliklerle, partilerle ve çeşitli eğitim programlarıyla destekliyor. Globalin bir taraftan her chapter’a koyduğu bazı eşikler de var tabii. Örneğin shesaid.so Istanbul olarak, kadınları bir araya getirebileceğimiz ve bu anlamda Türkiye’nin gerçeklerini gündemimize alarak bunu evireceğimiz dört etkinlik planı var. Bunları bizim must’ımız, yapacağız. Biraz glokolizasyon aslında shesaid.so global’in bizden beklentisi ve bunu etkinlik içeriklerine de yedirebilmek.

“Konuşmadan, sonra bir daha üzerine konuşmadan, sonra belki bir daha konuşmadan kendimizi anlamamızın, ihtiyaç haritamızı çıkarmamızın imkânı yok.” – Gülşah Görücü

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:57’ye ulaşabilirsiniz.