Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.


Image

Dört kızın müzik aşkının en güzel tanımı: Habibi

Yazı: Busen Dostgül, İllüstrasyon: Merve Atılgan

Son birkaç yıldır sıkılmadan dinlediğim sörf ve garaj gruplarından özellikle kızlardan kurulmuş olanları, 70’lerdeki melodileri günümüze şahane bir şekilde adapte ediyor. Brooklyn’de yaşayan dört arkadaşın bir araya gelerek kurduğu Habibi de bu gruplardan bir tanesi.

2011’den bu yana birlikte çalan Rahill, Lenny, Erin ve Karen; 2012’de kendileriyle aynı ismi taşıyan EP’lerini Fransa’nın az da olsa serseri plak şirketi Born Bad Records’tan yayınladı. İlk uzunçalarlarını geçtiğimiz sene hiperaktif plak şirketi Burger Records’dan yayınlayan dörtlünün şahane ritimleri, sizi ânında yakalayan gitarları ve olgun vokalleriyle dolu 11 şarkıyı vaktiniz olduğunda mutlaka dinleyin. Bu arada Habibi son olarak psikedelik rock türünün en üretken isimlerinden Ty Segall’in prodüktörlüğünde albümünü yayınlayan La Luz’la birlikte bu sene bir EP yayınlamıştı. Habibi’nin şahane gitarlarını merak edenler için önereceğim şarkı kesinlikle “Sweetest Talk”.  Ayrıca, duyar duymaz sizi etkisi altına alan davullar için “Far From Right” ve dörtlünün yumuşak ama emin vokalleri için ise “Sunsets” parçasını dinleyebilirsiniz. 

https://www.youtube.com/embed/bqckkpXtSZQ


Image

Üzüntüden uzakta yeni bir akım: Decorations

Yazı: Nazlı Dönmez, İllüstrasyon: Aksel Ceylan

Bu kasvetli, puslu havalara rağmen biraz neşelenmek isteyenler için Los Angeles çıkışlı Decorations aranan kan! Grubun fikir adamı, Berklee mezunu, California âşığı ve Who hayranı Devon Geyer, hayatı boyunca müzikle uğraşmış. 2011 yılında üzerinde çalışmadığı şarkılar bir araya geldikçe Decorations çıkmış ortaya. Ekibin son derece neşeli, akılda kalan bir tınısı var. Geyer’ın kendi sözleriyle: “Bu, tüm o üzüntüyü içermeyen yeni bir akım gibi.”

Gerçekten de Decorations’da hüzne yer yok. Grubun Frenchkiss Records’dan çıkan ilk EP’si Girls, melodik, hafif yapılara işaret eden üç şarkıdan oluşuyor. Decorations basitliğin güzelliğine vurgu yapıyor olsa da kesinlikle sıkıcılaşmıyor. Dans ettiren, gülümsettiren bir grup var karşınızda. Venice Beach’in, Santa Monica’nın çeşitliliğinin, tasasızlığının grup üstündeki etkisini hissediyorsunuz dinlerken. Girls hüzne pek yer vermiyor olsa da, tatlı bir nükte ve alayın varlığını inkâr edemeyiz. Albümün ismi, kendisini son derece kabul ettirmiş olan tek geceli ilişki kültürüne bir eleştiri aslında. Kişinin belli standartlara sahip olması gerektiğini, getirisi olmayan ilişkilerden uzak durmayı öğütlüyor Decorations. Alıştığımız pop gruplarından farklı bir duruş sergiledikleri kesin. Devon Geyer içinse bu son derece doğal: “Bu benim yaklaşımım. Dürüst, açık sözlü ve benim eğilimlerimin ürünü.” Yeni şarkılarıyla tanışmayı şimdiden iple çektiğimiz Decorations, radara alınması gereken isimlerden. Takipteyiz!

https://www.youtube.com/embed/lK15PLjensY


Image

Sınırsızlık: Ricardo Dias Gomes

Yazı: Cem Kayıran, İllüstrasyon: Naz Tansel

Brezilyalı müzisyen Ricardo Dias Gomes, bugüne dek çeşitli gruplarda bas gitarist olarak yer almıştı. Solo kariyerinin ilk albümünü geçtiğimiz aylarda yayınlayan Gomes, dinleyicisini olduğu yerden soyutlamayı başarabilen, yüksek dozda duygu yoğunluğu barındıran şarkılarında kendini her türlü kısıtlamadan uzak tutuyor. Bunu kimi şarkılardaki beklenmedik değişikliklerden, kimi zamanda aynı melodinin sayısız tekrarıyla hissedebiliyorsunuz.

-11 isimli albümün açılış şarkısı “Reviver e Renovar”, akılda kalıcı ve eşlik edilesi bir vokal melodisiyle başlıyor. Üç dakika boyunca devam eden melodinin aralarında Gomes’in nefes alış verişlerini duyarken bir yandan da geri planda ağır ağır inşa edilen sonik bir dünya kendini belli ediyor. Aslında albümün genelindeki tınıyı en eksiksiz yansıtan anlarsa, parçanın son yarım dakikasına denk geliyor. Hem insan sesinin yalınlığı hem de elektroniklerin getirdiği endüstriyellik kendini aynı seviyede belli ediyor. Albüm akışı itibariyle de, gerçekten büyük bir titizlikle dizilmiş şarkılardan oluştuğunu dinleyicisine rahatlıkla hissettiriyor. -11, çok geniş bir ses skalası kullanılarak oluşturulmuş olmasına rağmen eşine az rastladığımız türden bir müzik karakteri sunuyor. Ricardo Dias Gomes, yılın sonlarına geldiğimiz günlerde, benim için 2015’in en önemli keşiflerinden biri oldu.

https://www.youtube.com/embed/gMzlhHi3-fY


Image

Yumuşacık, etnik ve hayalperest: Khruangbin

Yazı: Ege Yorulmaz, İllüstrasyon: Eren Arpacı

Texaslı üçlü Khruangbin, caz ve atmosferik müzik elementlerini, etnik funk sesleriyle birleştirebilen henüz iki senelik bir grup. 2013’te yayınladıkları single “A Calf Born in Winter”, grubun yumuşacık ve masalsı tarzını tanımlayıcı nitelikte. Onu izleyen albüm The Infamous Bill, grubun kendisinin de belirttiği üzere etkilendikleri 60’ların Thai Funk albümlerinden daha belirgin izler taşıyıp, masalsılığını kaybetmeden daha etnik ve kendine has seslerle dolu bir albüm.

Kayıtlarını Texas’ta şehirden ve kalabalıktan uzak bir çiftlikte yapan grubun tarifi, her ne kadar Frank filmindeki deneysel müzik üretimini çağrıştırsa da, Khruangbin’in müziği o çiftliğin temiz havasını ve dinginliğini size getirebiliyor. Çoğunlukla enstrümantal kayıtlarıyla, kolay dinlenen müziğin en sofistike hâllerinden biri olan Khruangbin’den en son geçtiğimiz aylarda “White Gloves” isimli single’ı dinledik. Yeni albüm The Universe Smiles Upon You ise kasım ayının başında dinleyiciyle buluşuyor. Heyecanla beklediğimiz albüm bir önceki albümün aksine oldukça uzun olmasıyla bizi Khruangbin’e doyuracağa benziyor!

  1. Alımlı dünyalar, anlık portreler: David Armstrong

    David Armstrong’un, kendisi ve arkadaşlarının 70’lerde çektiği fotoğrafları bir araya getiren Polaroids kitabının yayımlanışını göremeyeceği kimsenin aklından bile geçmemişti...

  2. Etrafınızı tutkulu insanlarla çevreleyin: Chris Bilheimer

    “Bazen kıyıda köşedekilerle ana akım arasındaki açığı kapayabilecekmişim gibi hissediyorum.”

  3. Dünyayı değil, hayatlarımızı yönetmek için: Janet Jackson

    Yeni albümü Unbreakable’la aramıza dönen Janet ve bazılarımızın neden onun albümlerini Michael’ınkilere tercih etmiş olabileceği…

  4. Başka yerlerden gelen sesler: 15 “fantastik” grup/müzisyen

    Hayaletler, uzaylılar, zaman yolculukları, kostümler, synthesizer’lar...

  5. En akışkan hâliyle deneysel hip hop: Shabazz Palaces

    Ishmael Butler ve Tendai “Baba” Maraire’nin güç birliği Shabazz Palaces, 13 Kasım’da Babylon Bomonti’de!

  6. Şamanik, karanlık ve sürprizlerle dolu: Deradoorian

    Angel Deradoorian’la Anticon etiketiyle yayınlanan ilk albümü "The Expanding Flower Planet" üzerine...

  7. Herkesin bir düşünceye ihtiyacı var!: Peaches

    Dünyanın bir ucundaki evini kapatıp Berlin’e yerleşen Peaches, 15 yıldır Almanya’da yaşıyor. Altı yılın ardından gelen albüm Rub için Beth Nisker da en az bizim kadar heyecanlı.

  8. Güzel melodilerin arasından parlayan bir ses: Nilipek.

    “İnsanları sadece güldürmeye çalışıyor olabiliriz ya da mutsuzluklarına ortak olabiliriz...”

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. “Politik şiddetin olduğu her yer”: Emin Alper’le Abluka üzerine

    Venedik Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü’yle dönen ve 6 Kasım’da gösterime girecek olan Abluka’daki karakterlerin paranoya hâlinin toplumsal izdüşümlerine, gerçeklik ve hayal arasındaki muğlaklığa ve filmdeki atmosferle paralellik gösteren güncel siyasi konjonktüre dair yönetmen Emin Alper’le söyleştik.

  11. 52. Uluslararası Antalya Film Festivali: Prömiyerler, Festival Hitleri Ve Ustaların Son Filmleri

    Bu yıl tarih değişikliği nedeniyle, her yıl olduğu gibi ekim ayında değil, 29 Kasım – 6 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek 52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde uzun zamandır merak edilen çok sayıda film prömiyer yapacak.

  12. Bant Mag. Fantastic Fest’ten bildiriyor

    Eylül ayının sonunda yolumuz 10 yıldır Texas, Austin’de düzenlenen, Amerika’nın en büyük janr sinema festivali Fantastic Fest’e düştü...

  13. Austin Texas iftiharla sunar: Fantastic Fest

    Amerika’nın en büyük “janr” festivali üzerine notlar ve dünyanın en pahalı film posterleri kitabı "Act Of Seeing"in metinlerinin sorumlusu, Sid Vicious’ın kankası sinema eleştirmeni Alan Jones’la bir sohbet.

  14. Fantastic Fest ekibinden bir ses: Evrim Ersoy

    Bu yılki Fantastic Fest’in göz dolduran Türkiye teması ve seçkisinin sorumlu kişisi, festival programlama direktörü Evrim Ersoy, festivale dair merak ettiklerimizi yanıtladı.

  15. Texas’ta Yeşilçam esintisi: Kunt Tulgar ve Cem Kaya

    Fantastic Fest’in şüphesiz en özel konuklarından biri, sadece bizim için değil, tüm festival için, yönetmen, sesçi ve aktör Kunt Tulgar’dı. Cem Kaya’nın festivalin Türk içeriğine yön veren belgeseli Remake, Remix, Rip-Off’un öne çıkan sahnelerinin yanısıra, 1972 yılında başrollerinde oynadığı Yılmayan Şeytan’ın festivaldeki gösterimi sebebiyle Yeşilçam’ın bu eşsiz karakteri Texas’taydı...

  16. Ve cehennem kapıları açılır: Baskın

    Fantastic Fest’e şüphesiz damga vuran filmlerden biri de Can Evrenol’un Baskın’ıydı. Toronto Film Festivali’nden övgüler ve filmin Amerika’da gösterim anlaşmalarıyla ayrılan ekip sonraki durakları Texas/Austin’den elleri boş dönmedi ve Can Evrenol, En İyi Yönetmen ödülünü aldı.

  17. Indie oyun festivali: Fantastic Arcade!

    Dergimizin de gidip yakından kendi gözleriyle gördüğü fantastik ve kült filmler festivali Fantastic Fest'te bir de hatırı sayılır bir oyun bölümü mevcuttu.

  18. Parçaları bir araya gelmiş bir yapboz gibi: Joris Diks’in konser afişleri

    Yaklaşık beş yıldır birçok grup ve müzisyen için serigrafi posterler hazırlayan Joris Diks’in işleri, 7 Kasım’dan itibaren Bant Mag. Mekân’da!

  19. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürü Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler