Dramaqueer Sanat Kolektifi yeni sezonu “LuKo - Processing” sergisiyle açıyor

2013’ten bu yana Türkiye’nin farklı illerindeki LGBTİ+ örgütleriyle ortak sergi, atölye ve gösterim gibi etkinlikler düzenleyen Dramaqueer Sanat Kolektifi’nin, “queer/feminist yaşam pratiklerine sahip topluluk ve kişiler için, açmış olduğumuz alanla bir büyük boşluğu doldurmak niyetindeyiz” diyerek başlattıkları QueerWall serisinin dördüncü sergisi, yeni sezonun da ilk sergisi olacak. 

QueerWall serisinde daha önce İren Yılmaz, Özlem Ünlü ve Hala Diva yer almıştı. Serinin dördüncü konuğu ise Polonya’da doğup, Almanya’da büyüyen ve şu anda İstanbul’da yaşayan sanatçı LuKo. LuKo’nun Processing başlıklı sergisindeki çalışmalarının yanı sıra daha önce göstermediği işleri Dramaqueer Sanat Kolektifi’nin Tarlabaşı’ndaki mekânında ilk kez bir arada olacak. LuKo; pop art, çizgi ve karikatür arasında bir yerde duran resimlerini yaratırken malzeme olarak cam kullanıyor. Üretimleri erkekliğe, cinselliğe, çıplaklığa ve kişisel kimliğe dair fikirleri inceliyor ve kuralcı toplumsal cinsiyet rollerini eleştiriyor.

View this post on Instagram

dramaqueer Sanat Kolektifi olarak yeni sezona sanatçı LuKo’nun işlerini sunacağımız #QueerWall serisinin dördüncü sergisiyle başlıyoruz. #QueerWall seçkisinde daha önce İren Yılmaz, Özlem Ünlü ve Hala Diva yer almıştı. Serinin yeni sanatçısı LuKo, Processing isimli sergisiyle daha önce sergilenmeyen işlerini ilk kez dramaqueer mekânında bizlerle paylaşacak. Pandemi döneminin üstümüzdeki yorucu ve boğucu etkisini, LuKo’nun renkli çizgileri, absürt/şaşırtıcı figürleri ve kompozisyonları ile atmak için 26 Eylül saat 13:00’ten itibaren dramaqueer mekâna bekliyoruz. Açılış: 26 Eylül saat:13:00 – 21:00 Adres: Tarlabaşı Bulvarı 232/3 Beyoğlu LuKo: Polonya'da doğup, Almanya'da büyüyen ve şu anda İstanbul'da yaşayan LuKo, pop art, çizgi ve karikatür arasında bir yerde duran resimlerini yaratırken malzeme olarak cam kullanır. Sanatı erkekliğe, cinselliğe, çıplaklığa ve kişisel kimliğe dair fikirleri inceler, kuralcı toplumsal cinsiyet rollerini eleştirir. Sanatındaki çıplaklık ve genellikle fallik imgeler kaba ve göz alıcı bir şekilde düzenlenmiştir. Kırılgan bir malzeme olan cam ise Türkiye, Ortadoğu ve dünyanın diğer yerlerindeki bireysel queer kimliklerin hikayeleri açısından sembolik bir yerde durmaktadır. Kendilerini anlatan bir hikayesi olan, çöpe atılmış bir halde İstanbul sokaklarında bulunan pencereler, çoğu zaman ardında yaşanmış olanların dünyasına açılarak size o dünyaya dair fikir veren bir araç haline geliyor. *Sergi 26 Eylül – 11 Ekim tarihleri arasında Pazartesi günleri hariç 13.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. *Sergi ziyaretlerinde maske kullanımı zorunlu olup, sergi alanına aynı anda 10 ziyaretçinin girişine izin verilecektir. *QueerWall’a katılmak için: [email protected]

A post shared by dramaqueer 📍istanbul (@dramaqueer_) on

LuKo’nun renkli çizgileri, absürt/şaşırtıcı figürleri ve kompozisyonları pandemi döneminin üstümüzdeki yorucu ve boğucu etkisini hafifletmeyi amaçlamakta. 26 Eylül günü saat 13:00’te açılacak sergi 11 Ekim’e dek görülebilecek.

Queerwall nedir?

Üretiminin başında olan ya da hegemonik sanat dünyasında kendine yer bulamayan, queer-feminist yaşam pratiklerine sahip kişilerin, ilk kişisel sergisini yapmak için dernek/kolektif mekânının sergi mekânı olarak dönüştürülmesi üzerine alternatif bir sergi oluşturma fikridir. Sanatsal ifade özgürlüğü ve eşitliğin gözetilmediği sanat camiasında var olmak için ilk adımı atmalarına imkân sunar. Ayrıca kendi belleğini zamanla oluşturmayı, sürekli değişen ve biriken queer sanat pratiklerinin devamlılığını desteklemeyi amaçlar. 

QueerWall serisine sanatçı olarak katılmak için [email protected] adresine mail atabilirsiniz.

Yazı: Bensu Arslan