İşte Dune: Part Two’ya ilk bakış

Yazı: Biçem Kaya

Frank Herbert’in 1965 tarihli romanının sinematik uyarlamasından ikinci bölümünden ilk tadımlık artık bizlerle. Artık Denis Villeneuve imzalı Dune: Part Two için geri sayım yapabileceğimiz bir vizyon tarihi de var. Takvimlerde 3 Kasım 2023 işaretlensin.

İki dakika 25 saniye uzunluğundaki bu ilk tadımlık, Paul ve Chani’nin çölün derinliklerinde baş başa izlediğimiz bir sahne ile bizleri karşılıyor. Dune evreninin mistik havasını ciğerlerimize dolduran bu eşsiz çöl görseli yerini, Prenses İrulan ile ilk defa tanıştığımız sahneye bırakıyor. Villeneuve, Florence Pugh tarafından canlandırılan Prenses İrulan karakteri hakkında, politik bir satranç oyuncusu nitelendirmesinde bulunmuştu. Fragmanda karakterin replikleri yönetmenin bu sözlerini doğrular nitelikte.

Fragmanda net olarak aktarılan kimi detaylar var. Bunların başında Arrakis’in derinliklerinde geçirdikleri zaman içinde Paul, Lady Jessica’nın değişimi geliyor. Beklendiği gibi karakterlerin gözlerini mavi içinde mavi yani İbad’ın Gözleri olarak karşımıza çıkıyor. Lady Jessica’nın yüzündeki dövmeleri görüyoruz, ardından da Jessica’nın sesinden Duke Leto’nun intikam istemeyeceğine yönelik sözler işitiyoruz. Büyük olasılıkla Paul ile olan diyaloglarından biri olan bu sahneyi, Fremenlerin yanındaki sürede her ne kadar birbirine göbekten bağlı olsa da bir taraftan da kendi yollarını şekillendiren anne ve oğul ilişkisine dair önemli bir detay olarak düşünebiliriz.

Paul’un, Fremenler arasında bir lider olarak yükselişine tanıklık ediyoruz. Bu konuda paylaşılan en etkileyici sahnelerden biri şüphesiz Stilgar’ın Paul’a çöl solucanını nasıl süreceğini öğrettiği anlar.

Part Two’ya dair en merak edilen karakterlerden olan Feyd-Rautha Harkonnen’i kanlı canlı olarak görme şansına ilk tadımlıkta erişiyoruz. Üstelik hikâyenin zirve noktalarından birine yani Paul ve Feyd – Rautha çekişmesine dair bir sahnenin paylaşılmış olmasının yanı sıra Lady Jessica’nın Hayat Suyu olarak bilinen zehri içtiği sahnelerin çok kısa geçişlerle de olsa paylaşılmış olması oldukça cömertçe. 

Dune: Part Two ile ilgili ilk fragman açık ettikleriyle filme karşı heyecanı bir hayli körükler cinsten. Henüz Padişah İmparator Şaddam IV ve Alia gibi karakterlere dair ser verip sır verilmemesi,  bu önemli karakterlere dair merakı iyiden iyiye artırmış durumda.

Denis Villeneuve, tekrarı sevmeyen bir yönetmen. Anlaşılan o ki Dune: Part Two konusunda da bu tavrından vazgeçmemiş. Dune evreninden bambaşka karakterler ve mekânları beyazperdeye taşıyacak. 3 Kasım’da vizyona girecek filmle birlikte tanışacağımız karakterlere kısa bir göz atalım.

Dune: Part Two ile tanışacağımız karakterlere dair

Tanıtımın öncesinde, tıpkı ilk filmde olduğu gibi, Vanity Fair aracılığıyla devam filminin ilk görselleri geçtiğimiz günlerde bizlerle paylaşılmıştı. Her ne kadar Dune: Part Two için devam filmi ifadesini kullansak da bu konuda Denis Villeneuve’nün bir uyarısı var: “Bu bir sequel değil, ikinci bölüm. Arada fark var. Filmin, karakterleri tam olarak nerede bıraktıysak oradan başlamasını istedim. Zamanda bir sıçrama yok. İlk bölüm ile dramatik olarak devamlılığının olmasını istedim.” Böylelikle Lady Jessica ve Paul’un Sietch Tabr’a ayak bastıkları ilk anlara, iki film arasında bir kesinti yaşamadan tanıklık edebileceğimizi anlıyoruz.

Dune: Part Two’ya eklenen yeni karakterlere dair görseller ise bir hayli ilgi çekici. Kısaca bu karakterlere bir göz atalım.

Uzun zamandır tanışmayı beklediğimiz karakterlerden belki de ilk sıradaki Prenses Irulan’dı. Bilindiği üzere Florence Pugh bu rolde karşımızda olacak. Corrino Hanedanlığı’ndan Padişah İmparator Şaddam IV ile bir Bene Gesserit olan Lady Anirul Corrino’nun en büyük kızı olan karakter; kitapta uzun, sarı saçlı ve yeşil gözlü bir karakter olarak tasvir ediliyor. 

Babası Padişah İmparator Şaddam IV’e ise Christopher Walken hayat veriyor. Ancak bu karaktere dair henüz hiçbir görselin paylaşılmamış olması, merakımızı iyiden iyiye artırmış durumda.

Yeni Dune filminin en kilit karakterlerinden bir diğeri de Feyd-Rautha Harkonnen. Austin Butler’ı bu rolde izleyeceğiz. Yine bu karakterin tanıtımında da çok fazla detay göstermekten kaçınılmış. Baron Harkonnen’in favori yeğeni olan Feyd-Rautha’nın Baron Vladimir Harkonnen (Stellan Skarsgård), Canavar Rabban (Dave Bautista) ve düşmanı Paul Atreides ile olan kimyası, ikinci bölümün merkezinde yer alıyor. Villeneuve bu karaktere dair Makyavel benzetmesi yapıyor. Çok daha zalim,hesabını yapan ve narsist olarak nitelendiriyor. Austin Butler’ın ekrana taşıdığı Feyd-Rautha karakterine dair Vanity Fair’e verdiği röportajda, “psikopat bir seri katil ile Mick Jagger arasında bir yerde” yorumunu yapıyor.

İkinci bölümde tanışacağımız bir diğer karakter ise Lady Margot Fenring. Bu karakter bir Bene Gesserit Rahibesi ve Léa Seydoux tarafından canlandırılıyor. Padişah İmparator’un hanesi olan Corrino Hanedanlığı’nın Harkonnen ve Atreides hanedanlarıyla içinde olduğu güç savaşında önemli bir rol alan bu karakter, bir Bene Gesserit rahibesi olmasının doğal bir sonucu olarak, hangi saflarda yer aldığını hemen açık etmiyor, gri bir tonda. Villeneuve de karakterin sürprizlerle dolu olduğunun altını çizerek Seydoux ile çalışmanın kendisi için son derece keyifli olduğunu belirtmişti. 

Fragmana ve ilk bakış görsellerine dair notlara göre, gelecek filmin ilk bölümdeki boğucu gerilimin artık büyük bir savaş ile çözümlendiğini ve bol aksiyon içerikli bir akışa sahip olacağını anlıyoruz. Villeneuve de ikinci bölüm için epik bir savaş ve aksiyon filmi şeklinde tanım getirmişti. Ancak yeni karakterlerin tanıtımı ve yeni mekânların da oldukça önemli bir paya sahip olacağını tekrardan belirtmek lazım. Bu bağlamda Corrino Hanedanlığı ile ilk defa tanışacağız. Bu da Kaitain gezegeninde, imparatorun sarayında geçen kimi sahneler görebileceğimiz anlamına geliyor.

Yeniden hatırlatmak gerekirse ilk bölüm, Paul ve Lady Jessica’nın Fremenlerin sietch adını verdikleri mağara şehre yürüyüş sahnesiyle son buluyordu. Böylelikle sietchlerin nasıl olduğunu ve Fremen yaşantısına dair pek çok detayı izleyebileceğimiz anlamına geliyor. Bu şehirlerden en büyüğü olan Sietch Tabr’ın derinliklerine uzanabilecek olmamız bir hayli heyecan verici. Fremenlere özel bir teknik olan kum solucanlarının sırtına binilerek yapılan seyahatlere dair sahneler de merakla beklenenler arasında. Nitekim tadımlıkta da bu tehlikeli yolculuktan gözleri şenlendiren kısa anlar görülüyor.

Dune anlatısının kalbinde yer alan Paul ve Chani ilişkisi ikinci bölümün odak noktalarından biri. İlk filmde ağırlıklı olarak Paul’un görülerinde gizemli bir karakter olarak karşımıza çıkan Chani rolündeki Zendaya gelecek filmdeki rolünün daha büyük olduğu ipuçlarını önceden vermişti. Nitekim Villeneuve de Part Two’yu epik savaş filmi olarak ifade ederken bir parantez açmış ve bir savaş filmi çekerken Paul ve Chani arasındaki ilişkinin geri planda kalarak gölgelenmemesine dikkat ettiklerinden söz etmişti.  Filmin en önemli kısmının bu iki karakter arasındaki kıvılcım olduğunun ve bunu yaklayamazlarsa filmin başarısız olacağının farkında yönetmen.

Tüm bu yeni karakterler, mekânlar ve savaşlar arasında dikkatlerden kaçmaması gereken en önemli figürlerden bir diğeri ise Lady Jessica. İlk filmde Duke Leto ile ikinci çocuklarına hamile olduğunu bildiğimiz Bene Gesserit rahibesi Lady Jessica’nın, Fremenler arasında geçirdiği süreçte oldukça önemli bir değişim geçirdiğini biliyoruz. Karakterin ikinci bölümde Lady Jessica -ilk filmde de kısaca paylaşıldığı üzere – yüzü dövmeyle kaplı, mavinin içinde mavi renkteki gözleriyle karşımızda. Bu işaretler, Kwisatz Haderach ya da Fremenler arasında Lisan al Gaib olarak bilinen seçilmiş kişi kehanetiyle bağlantılı. Lady Jessica, Paul’un annesi ve koruyucusu olarak ilk bölümde karşımıza çıksa da ikinci bölümle birlikte karakter özelinde oldukça önemli gelişmelere tanıklık edeceğiz. Yine ikinci filmle birlikte, seçilmiş kişi anlatısının temelinde yer alan “Altın Yol” ifadesinin daha net bir şekilde aktarılması da beklentiler arasında.

Dune: Part Two filmine ilk bakış, ilk filme kıyasla Dune evreninin daha derinlerine uzanan, büyük savaş sahnelerinin olduğu epik bir film izlenimi veriyor. İlk film serinin kimi hayranlarından yüksek notlar alırken, kimi izleyiciler ise filmi donuk, mesafeli ve anlaşılmaz bulmuştu. Aday olduğu 10 kategoriden 6 Oscar heykeliyle çıkan ilk fillmin başarısını ikinci filmin geçip geçmeyeceğinin cevabına sonbaharda ulaşacağız