Dünya dönüyor: Çin’in şüpheyle karşılanan kriptografi yasası, İngiliz tasarımcının geri dönüştürülmüş plastikten tasarladığı HIV test kiti ve diğerleri
Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.
Geri dönüştürülmüş plastiklerle HIV test kiti
İngiliz tasarımcı Hans Ramzan, halasının uzun yıllar mücadele edip yenik düştüğü HIV virüsüyle mücadele yolunda çığır açabilecek bir kontrol sistemi yarattı. CATCH ismi verilen çevre dostu tasarım, büyük kısmı geri dönüştürülmüş plastikler kullanılarak hazırlanmış bir kişisel kontrol ürünü. Her biri yalnızca 5 dolar olarak fiyatlandırılan ve işaret parmağına takılan plastik bir üniteden oluşan CATCH, HIV için erken teşhis imkânı sunuyor. Günümüzde dünya genelinde 40 milyon kişinin HIV ile yaşadığı göz önüne alındığında, birçok otorite tarafından miktar olarak yetersiz bulunan kliniklere yapılacak yolculuklara gerek kalmadan teşhis olanağı veren ürünün ne denli önemli bir icat olduğu aşikâr. Ramzan, birçok HIV pozitif hastanın geç tanı konması sebebiyle hayatını kaybettiğini vurguluyor ve CATCH’in yaygınlaşmasıyla birlikte bu oranın azalacağına olan inancını dillendiriyor. NASA’dan “Create the Future” (Geleceği yarat) ödülü kazanan CATCH’in kısa tanıtım klibini aşağıda görebilirsiniz.
Çin kuşkuyla karşılanan bir kriptografi yasası çıkartıyor
Otoriter yapısı ile bilinen Çin hükümeti, ülkede şu ana kadar yasak olan kriptografi kullanımını yasallaştırmayı planlıyor. 1 Ocak 2020 itibariyle yürürlüğe girmesi planlanan yasanın hem devlet yazışmalarının hem de sivil ve ticari yazışmaların kriptografi kullanımıyla saklanmasını düzenleyeceği konuşuluyor. Yasaya göre tüm devlet sırlarının saklanması ve paylaşılması için kriptografi kullanılması gerekecek. Aynı şekilde yasa kriptografi yazılımlarının şirketler tarafından geliştirilmesinin de önünü açacak.
Çin’de yürürlüğe girmesi planlanan bu yasayla ticari kriptografi kodu geliştirilmesi ve kullanılması da teşvik edilecek. Ancak bu yazılımların “devlet güvenliği ve toplumun çıkarlarını” tehdit etmemesi gerektiği ifadesinin de yasada geçeceği düşünülüyor. Bu sınırları belirsiz koşul sayesinde devletin istediği noktada kriptografi kullanımına müdahale edeceği ve yasa tasarısının sadece yüzeysel bir koruma sağlayacağı öne sürülüyor. Tüm bu nedenlerle genel değerlendirme dijital yazışmalar üzerinde düzenli şekilde toplu gözetim yapan Çin’in 2020 itibariyle yürürlüğe sokacağı bu yasanın devletin otoriterliği üzerinde çok da bir etkisi olmayacağı yönünde.
Jingang isimli bir at, daha fazla insan taşımamak için ölü taklidi yapmayı öğrendi
Kore’de bir at çiftliğinde yaşayan Jingang isimli bir atın oyunculuk yetenekleri herkesi şaşırtıyor. İnsan taşımayı sevmeyen Jingang üzerinde eyer konulduğunda ve birisi binmeye çalıştığında kendini dikkatle yere atıp, gözlerini deviriyor ve dilini dışarı çıkartıyor. Nallarını ilginç açılarda tutarak ölü taklidini daha da gerçekçi bir seviyeye çıkartan Jingang isimli bu at, yaptığı numarayı ancak üzerindeki eyer çıkartıldığında ve etrafındaki insanlar uzaklaştığında bitirip ayağa kalkıyor. Jingang’a insanları taşımayı öğretmeye çalışan bir at eğitmeni onun tembel değil oldukça akıllı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Eğer bu işten kaçabiliyorsan, neden ağır yük taşıyasın ki”. Jingang’ın milyonlarca izlenmeye ulaşan videoları onu şimdiden bir viral yıldız yapmış durumda.
Akıllara durgunluk veren çalışma LGBTİ+’ların içinde hayalet olduğunu iddia ediyor
Gelelim haftanın delirtici haberlerinden birine… 2006’dan beri web sitesi aracılığıyla birtakım toksik fikirler yayan Spiritual Science Research Foundation adlı grubun yayınladığı bir çalışmada LGBTİ+’ların yüzde 85’inin içine hayalet girmiş olduğu iddia edildi. Çalışmada LGBTİ+ olmanın arkasında yatan asıl sebebin hayaletler tarafından ele geçirilmek olduğu, ardından da birtakım psikolojik ve fiziksel gerekçelerin geldiği yazıyor. Birtakım gruplar tarafından “resmî” addedilen çalışmadan bir örnek cümle duymak isterseniz, mesela size şunu verebiliriz: “Bazı erkeklerin gey olmasının sebebi kadın hayaletler tarafından ele geçirilmeleri. Çünkü içlerine girmiş kadın hayaletler diğer erkeklerden hoşlanıyor.” Çalışmada aynı şekilde lezbiyenlerin içinde de erkek hayaletler olduğu belirtilmiş. Ayrıca akıllara durgunluk verici diğer bulgular arasında narsisizmi teşhir eden onur yürüyüşlerinin etrafa 10 kilometre çapında bir negatif enerji yaydığı da yer alıyor. Yayınlanan makalede homoseksüellikle bağlı olarak işlenen günahların birbiriyle ilişkisini gösteren bir tablo bile yer almış. Bu çalışmayı hazırlayanların en yakın onur yürüyüşünün ortasında kalmalarını temenni ediyoruz.
Washington’da bir beyzbol maçına damga vuran taraftar
Spor müsabakalarında günün kahramanının her zaman sahadan çıkacağının bir garantisi yok. 28 Ekim’de Washington Nationals ve Houston Astros arasında oynanan beyzbol maçını izlemeye giden Nationals taraftarı Jeff Adams bunun en taze kanıtı. Maçı izleyen 41 bin kişiden biri olan Adams, iki elinde bira kutusu taşırken Astros’un genç yıldızı Yordan Alvarez’in home run’ı sırasında tribüne fırlayan beyzbol topunun göğsüne isabet etmesiyle kameralara takıldı. Beyzbol maçlarında sıklıkla yaşanan ve taraftarların topu tuttuğu anlarla akıllara kazınan bu olayı diğerlerinden ayıran detaysa, fazlasıyla şiddetli bir şekilde göğsüne beyzbol topu yiyen taraftarın ellerindeki biraları dökmemeyi başarması! Sosyal medyada kısa sürede yankı bulan olayın ardından Adams, FOX Sports tarafından “Efsane” olarak tanımlandı. Maçın ardından birçok basın mensubunun sorularını yanıtlayan taraftar, “başarısını” 15 yıldır her maçta taktığı uğurlu şapkasına bağladı. Bu anı fırsatçı bir şekilde “reklam kampanyasına” dönüştüren Bud Light’ın Adams’ı serinin Houston’da oynanan altıncı maçına götürdüğünü de belirtelim.