Dünya dönüyor: Uzaydayken suçlanan ilk astronot, Japonya’da bir tapınakta Budizm öğreten robot ve diğerleri

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.

Japonya’da bir tapınakta Budizm öğreten robot
Japonya’nın Kyoto şehrindeki 400 yıllık Koda-Ji tapınağı, ziyaretçilere Budist öğretileri anlatan ve bilim kurgu filmlerindeki androidleri andıran bir robotla turistlerin yeni ilgi odağı oldu. Yüzü, elleri ve omuzları hareket edebilmesi için silikondan yapılmış olan Budist robotun geri kalan parçaları metalden oluşuyor. Tapınağın “insan” keşişlerinden de robot meslektaşlarına büyük destek var. (Evet, bu cümleyi gerçekten yazdık!) Agence France-Presse’in sorularını yanıtlayan Koda-Ji tapınağı keşişlerinden Tensho Goto, robotun hiçbir zaman ölmeyeceğini ve kendini güncelleyerek gelişimini sürdüreceğini söylüyor. Robotlara dair en güzel şeyin bilgiyi sonsuza dek muhafaza edebilmeleri olduğunu söyleyen Goto, Budist öğretilerinin hangi kaynaktan geldiğine önem vermediklerini ve Japonların robotlara karşı bir önyargıya sahip olmadıklarını vurguluyor. Goto’ya göre tapınaktaki robotla ilgili tuhaf hisler besleyenler, çoğunlukla Batılı turistler.

İngiltere’de yeni doğanlara Alexa ismi verme istatistiği giderek daha da düşüyor
İngiltere’de yayınlanan yeni bir istatistik yeni doğan çocuklara Alexa ismi vermenin artık daha da az tercih edildiğini gösterdi. Geçtiğimiz yıllarda çıkan haberler 2017’den beri bu isme olan rağbetin görünür bir düşüşe geçtiğine işaret ediyordu. Son yapılan araştırmanın sonuçlarına göre ise geçtiğimiz bir sene içinde Alexa olarak adlandırılan çocuk sayısı önceki yıla kıyasla yarıdan bile daha aza düşmüş. Ortada herhangi bir kanıt olmasa da bu durumun doğrudan Alexa destekli akıllı ev hoparlörü Amazon Echo’yla ilişkili olduğuna inanılıyor. Sesli komut asistanının Alexa hitabına karşılık verdiği düşünülürse, aynı evde bir Alexa olmasının yeterli olacağı düşünülüyor. İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi yetkilisi Nick Stripe konu üzerine şu şakacı açıklamayı yapmış: “2017’ye kıyasla Alexa ismi seçiminin yarıdan bile aza düşmesi ev asistanı teknoloji kullanımının artmasıyla açıklanabilir. Nitekim çocuk ve gençlerle iletişim en uygun durumlarda bile yeterince zorlayıcı olabiliyor.”

Çin’de “bilinçsiz” karaoke ciğer söndürdü
Karaokenin Asya’da ne denli büyük bir kültür olduğu malumunuz. Çin’in Nanchang şehrinde yaşayan ve haberlerde yalnızca soyadıyla anılan 65 yaşındaki Bay Wang, karaoke mikrofonunun başında üst üste 10 şarkı söyledikten sonra göğsünde hissettiği ağrılarla hastaneye gitmiş. Özellikle şarkılardaki “tiz noktalara” çıkarken kendini zorlayan Wang, bu performansıyla ciğerlerini epey hırpalamış. Bir başka tabirle “ciğerlerini söndürmüş”. Bay Wang yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Anın büyüsüne kendimi o kadar kaptırmıştım ki tizlere çıkan birkaç şarkıdan sonra nefes almakta zorlanmaya başladım.” Doktorlar bu durumun ileri yaşlardaki erkeklerde görülebildiğini ve yüksek oktavlara çıkan şarkıları tekrar tekrar söylemeye çalışmanın ciğerlere baskı uyguladığını söylüyor. Tahmin edeceğiniz gibi Bay Wang, Çin’de şimdiden bir fenomen oldu. Ülkenin popüler video platformu PearVideo’da Bay Wang’a dair haber, kısa sürede 100 milyondan fazla izlenmiş.

NASA astronotu ve hava kuvvetleri mensubu lezbiyen çiftin boşanma hikâyesi uzaya taşındı
NASA astronotu, açık lezbiyen Anne McClain uzaydaki görevi sırasında boşanma sürecinde olduğu partneri, hava kuvvetleri mensubu Summer Worden tarafından ciddi suçlamalara tabi tutuldu. Partneri tarafından kimlik hırsızlığı ile suçlayan McCLain ise suçlamaların haberini NASA’nın tamamen kadınlardan oluşan ilk uzay yürüyüşü nedeniyle altı aylık bir göreve çıktığı uzayda aldı.

Cleveland State University Global Space Law Center Direktörü Mark Sundahl’ın yaptığı açıklamaya göre McClain uzaydayken hakkında yapılan suçlamalar nedeniyle soruşturma açılan ilk astronot oldu. NASA görevlileri de 61 yıllık tarihlerinde bir astronota uzaydayken açılan kriminal suçlama kaydı bulunmadığını belirtti. Şu anda Dünya’ya geri dönmüş olan McCLain’in avukatı ise astronotun tüm suçlamaları reddettiğini söylüyor. Suçlamaların doğru olup olmadığı araştırılırken, #lesbianspacecriminal hashtag’iyle paylaşılan olay sosyal medyada büyük ilgi gördü, hatta üzerinde “Lesbian Space Criminal” yazan tişörtler üretilmeye başlandı.


Almanya’da bulunan Bielefeld şehrinin yöneticileri şehrin var olmadığını ispatlayacak birini arıyor
Almanya’da bulunan Bielefeld şehrinin yöneticileri şehrin var olmadığını kanıtlayabilen ilk kişiye 1,1 milyon dolar ödül verecek. 1994’de internette ortaya çıkan Bielefeld Conspiracy, bugün 300 bin nüfusa sahip olan ve sekiz yüz yıllık tarihi bulunan şehrin aslında var olmadığını, şehrin büyük ihtimalle CIA tarafından yaratılan bir yalan olduğunu savunuyor. Kısa sürede viral hale gelen bu iddianın yarattığı garip şöhreti sahiplenen şehir yönetimi ve halkı ise düzenledikleri bu yarışmayla, yapabileceğini düşünen herkesi diledikleri argümanlarla şehrin aslen var olmadığını söyleyen bu komplo teorisini kanıtlamaya çağırıyor. Bielefeld Conspiracy üç sorunun etrafında şekilleniyor: Bielefeld’den kimseyi tanıyor musun? Hiç Bielefeld’de bulundun mu? Bielefeld’de bulunmuş herhangi birini tanıyor musun? Başvurular için son gün ise 4 Eylül 2019.